Search
English Turkish Sentence Translations Page 4773
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| All right, all right. It was mine. It was mine, all right? | Tamam. Tamam. Bendim. Ben talimat verdim, tamam mı? | Arrow-1 | 2012 | |
| Nocenti said he was gonna testify against me. | Nocenti bana karşı şahitlik yapacağını söyledi. | Arrow-1 | 2012 | |
| You son of a bitch. | Seni orospu evladı. | Arrow-1 | 2012 | |
| Laurel will be safe. | Laurel güvende olacak. | Arrow-1 | 2012 | |
| I can't be the Oliver my mother wants me to be | Annemin istediği Oliver olamam ve babama verdiğim sözü bu şekilde tutamam. | Arrow-1 | 2012 | |
| I have to be the person I need them to see me as. | Beni görmek istedikleri gibi bir kişi olmalıyım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oh! Excuse me, ladies. | Pardon, bayanlar. | Arrow-1 | 2012 | |
| Okay, this is a surprise. | Tamam, bu sürpriz oldu. | Arrow-1 | 2012 | |
| Did you show up here by mistake? | Yanlışlıkla mı geldin? | Arrow-1 | 2012 | |
| By invitation. | Davet edildim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oliver invited me last night. Last night? | Oliver dün gece davet etti. Dün gece? | Arrow-1 | 2012 | |
| Is that surprise or jealousy I'm hearing? | Bu şaşkınlık mı yoksa kıskançlık mı? | Arrow-1 | 2012 | |
| Look, I just don't want him to find out anything, okay? | Dinle, olanları öğrenmesini istemiyorum tamam mı? | Arrow-1 | 2012 | |
| Oliver has been through a lot. | Oliver birçok şey yaşadı zaten. | Arrow-1 | 2012 | |
| Tommy, we've all been through a lot. | Tommy, hepimiz birçok şey yaşadık. | Arrow-1 | 2012 | |
| And thank you all for coming. | Geldiğiniz için teşekkürler. | Arrow-1 | 2012 | |
| Welcome to the future site of the Robert Queen memorial applied sciences center. | Robert Queen'in anısına yapılan uygulamalı bilimler tesisine hoş geldiniz. | Arrow-1 | 2012 | |
| Now, this is a building that will stand as a monument | Bu bina, şirketi ve görüşü mükemmel bir miras olarak kalan adamın anısıdır. | Arrow-1 | 2012 | |
| What about me? Right? I'm a legacy. | Peki ya ben? Ben de miras kaldım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hey! Thanks for warming them up, Walt. | Onları ısındırdığın için sağ ol Walter. | Arrow-1 | 2012 | |
| All right. Ow! Fine, fine shovel. I got it. | Tamam. Tamam, evet. Küreği aldım. | Arrow-1 | 2012 | |
| Whoa! Ow! He must be drunk. | Sarhoş herhalde. | Arrow-1 | 2012 | |
| I got it. I got it. | Tamamdır, tamamdır. | Arrow-1 | 2012 | |
| Some of you may not know me. My name is Oliver Queen. | Bazılarınız beni tanımıyordur. Adım Oliver Queen. | Arrow-1 | 2012 | |
| Watch some television, read a newspaper, | Biraz televizyon seyredin, gazete okuyun... | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm kind of famous right now. | ...bu aralar popülerim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Mostly, though, I'm famous because I'm Robert Queen's son. | Burada! Kim burada? Daha ötesi Robert Queen'in oğlu olduğum için meşhurum. | Arrow-1 | 2012 | |
| Uh, but as Walter, who's my new dad... | Ama Walter, bir nevi yeni babam... | Arrow-1 | 2012 | |
| Huh? Who is... sorry. | Pardon ya... | Arrow-1 | 2012 | |
| As Walter was saying, | Walter'ın dediği gibi... | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm not much of a legacy, per se. | ...ben pek de bir miras sayılmam. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oliver, you don't have to do this. | Oliver, bunu yapmak zorunda değilsin. | Arrow-1 | 2012 | |
| No, sit. Sit! | Hayır, otur. Otur. | Arrow-1 | 2012 | |
| Gosh. | Tanrım. | Arrow-1 | 2012 | |
| See, I was supposed to come here today, | Gördünüz mü, bugün buraya gelip... | Arrow-1 | 2012 | |
| and I'm supposed to take my rightful place at the company. | ...şirketteki hakkım olan pozisyonu almam bekleniliyordu. | Arrow-1 | 2012 | |
| Prodigal son returns home and becomes the heir apparent. | Mirasyedi evlat eve döner ve veliaht olur. | Arrow-1 | 2012 | |
| But I'm not my father. | Ama ben babam değilim. | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm not the man he was. | Onun gibi birisi değilim. | Arrow-1 | 2012 | |
| I'm not half the man he was. | Yarısı kadar bile değilim. | Arrow-1 | 2012 | |
| I never will be. | Asla da olmayacağım. | Arrow-1 | 2012 | |
| So, please, stop asking me to be. | Bu yüzden, bunu benden istemeyi bırakın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Martin Somers, the CEO of starling port, | Martin Somers, Starling limanının CEO'su... | Arrow-1 | 2012 | |
| was arrested last night for the murder of Victor Nocenti. | ...Victor Nocenti'nin cinayetinden dolayı dün gece tutuklandı. | Arrow-1 | 2012 | |
| He is also being accused of accepting cash, including over $10 million in bribes. | 10 milyon dolar civarında rüşvet almakla da suçlanıyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| Well, we can pursue the civil suit if you want, | Davayı kovalayabiliriz istersen ama zaten savcılık yapıyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| He's going to jail, Emily. | Hapse giriyor, Emily. | Arrow-1 | 2012 | |
| For the rest of his life. | Müebbet. | Arrow-1 | 2012 | |
| Thank you so much for fighting for us. | Bizim için savaştığınız için sağ olun. | Arrow-1 | 2012 | |
| Well, thank you for being brave enough to let me. | Beni yeterince cesaretlendiğiniz için sağ olun. | Arrow-1 | 2012 | |
| I thought I didn't need police protection anymore. | Artık polis korumasına ihtiyacım kalmadı diye düşünüyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| I thought I didn't need a reason to see my own daughter. | Kızımı görmek için bahaneye gerek yok sanıyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| You don't. | Hayır yok. | Arrow-1 | 2012 | |
| Hmm. You look tired. | Yorgun görünüyorsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah, I was filling out reports on the shootout at the port last night | Evet, dün gece limandaki çatışma için rapor yazıyordum... | Arrow-1 | 2012 | |
| and getting grilled about how I let that archer get away. | ...okçuyu elimden kaçırdım diye sıkıştırılıyordum. | Arrow-1 | 2012 | |
| I have to admit, I'm kind of glad he did. | Kabul etmeliyim, yaptığı şey için memnunum. | Arrow-1 | 2012 | |
| He brought down Martin Somers. | Martin Somers'ı alaşağı etti. | Arrow-1 | 2012 | |
| He hurt a bunch of people doing it, okay? | Bunu yaparken birçok insana zarar verdi. | Arrow-1 | 2012 | |
| He is no hero. He is an anarchist. | Kahraman filan değil. Anarşistin teki. | Arrow-1 | 2012 | |
| Yeah, well, whoever he is, | Evet, her kimse artık... | Arrow-1 | 2012 | |
| it seems like he's trying to help. | ...yardım etmeye çalışıyor gibi. | Arrow-1 | 2012 | |
| The city doesn't need that kind of help, okay? | Şehrin böylesi bir yardıma ihtiyacı yok tamam mı? | Arrow-1 | 2012 | |
| It's like I always told you, you don't need to go | Her zaman sana söylediğim gibi; adaleti sağlamak için... | Arrow-1 | 2012 | |
| All right? And I promise you, when I catch this guy, | Tamam mı? Sana söz veriyorum, bu adamı yakaladığımda, o da buna inanacak. | Arrow-1 | 2012 | |
| Well, you saw for yourself. | Kendin de gördün. | Arrow-1 | 2012 | |
| My son knows nothing. | Oğlum bir şey bilmiyor. | Arrow-1 | 2012 | |
| Robert didn't tell him anything that could hurt us. | Robert, bize zarar verebilecek hiçbir şey anlatmamış ona. | Arrow-1 | 2012 | |
| And he has no idea that the yacht was sabotaged. | Yatın sabote edildiğinden haberi bile yok. | Arrow-1 | 2012 | |
| All that time on the island, plotting my return, | Adada geçen onca zaman, dönüşümü düşünürken... Ra's al Ghul dönmeni emretti. Ra's al Ghul dönmeni emretti. | Arrow-1 | 2012 | |
| I didn't realize how hard it would be. | ...bunun ne kadar zor olabileceğini tahmin edemedim. | Arrow-1 | 2012 | |
| To reconnect with mom, thea, | Annemle, Thea'yla, Laurel'le yeniden iletişim kurmak. | Arrow-1 | 2012 | |
| You asked me to save the city. | Şehri kurtarmamı istedin. | Arrow-1 | 2012 | |
| To right your wrongs. | Yanlışlarını düzeltmemi... | Arrow-1 | 2012 | |
| But to do that, | Ama bunun için... | Arrow-1 | 2012 | |
| I can't be the Oliver that everyone wants me to be, | ...herkesin olmamamı istediği Oliver olamam... | Arrow-1 | 2012 | |
| which means that sometimes... | ...bu da demek oluyor ki bazen aruzlarını şereflendirmek için,... | Arrow-1 | 2012 | |
| To honor your wishes... | ...ondan daha iyisini hak ediyorsun. | Arrow-1 | 2012 | |
| Take it down. | Kaldırın. | Arrow-1 | 2012 | |
| Will you be going out tonight, sir? | Bu gece dışarı çıkıyor musunuz bayım? | Arrow-1 | 2012 | |
| No, no... | Olamaz, olamaz... | Arrow-1 | 2012 | |
| My name is Oliver Queen. | Benim adım Oliver Queen. Beş yıl boyunca, tek bir amaçla... | Arrow-1 | 2012 | |
| on an island with only one goal | ...bir adada takılı kaldım, o da hayatta kalmaktı. | Arrow-1 | 2012 | |
| Oliver Queen is alive. | Oliver Queen hayatta. Şimdi, babamın son dileğini yerine getirmeyi plânlıyorum. | Arrow-1 | 2012 | |
| You can survive this. | Buradan kurtulabilirsin. Babamın bana verdiği listeyi kullanarak... | Arrow-1 | 2012 | |
| and bring down those who are poisoning my city. 1 | ...şehrimi zehirleyenleri alaşağı edeceğim. | Arrow-1 | 2012 | |
| Previously on "Arrow"... | Arrow'un önceki bölümlerinde. | Arrow-1 | 2012 | |
| How am I supposed to stay away from you | Sen daha benden uzak duramazken senden nasıl uzak durmamı bekliyorsun ki? 1 | Arrow-1 | 2012 | |
| John Diggle. He'll be accompanying you from now on. | John Diggle. Bundan böyle sana eşlik edecek. | Arrow-1 | 2012 | |
| I think I'm just beginning to understand | Nasıl bir adam olduğunuzu anlamaya başlıyorum sanki. | Arrow-1 | 2012 | |
| the kind of man you are. | Bir vaka üzerinde çalışıyoruz. Bir cinayet... | Arrow-1 | 2012 | |
| You're that vigilante. | Şu yasadışı kahraman sensin demek. | Arrow-1 | 2012 | |
| Easy, Dig. | Sakin ol, Dig. Zehirlenmişsin. | Arrow-1 | 2012 | |
| Son of a bitch. | Seni orospu evlâdı! Sakin. | Arrow-1 | 2012 | |
| I could have taken you anywhere, | Seni herhangi bir yere götürebilirdim, seni eve götürebilirdim mesela. | Arrow-1 | 2012 | |
| I brought you here. | Buna rağmen buraya getirdim. O adada cidden aklını yitirmişsin o zaman sen. | Arrow-1 | 2012 | |
| Found a couple things along the way. | Arada birkaç şey daha kaptım. Ne gibi? Okçuluk dersleri gibi mi? | Arrow-1 | 2012 | |
| Clarity. | Her şeyi daha temiz görmeye başlamak gibi. | Arrow-1 | 2012 | |
| Starling City is dying. | Starling şehri mahvoldu mahvolacak. | Arrow-1 | 2012 | |
| It is being poisoned by a criminal elite | Ellerinde para ve güç olan... | Arrow-1 | 2012 |