Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 154653
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You know what I want. | Istediğimin ne olduğunu biliyorsun. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You want to grow up and get over yourself. | büyüyüp,kendini unutmak istiyorsun. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Humphrey. Thorn. | Humphrey. Thorn. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You must have a death wish. | Belliki ölmek istiyorsun. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Humphrey. Humphrey, it's all right. | Humphrey. Humphrey, önemli değil. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
She's all yours. | O tamamen senin. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You really are a perfect couple. The best of luck to you both. | Ikiniz harika bir çift oldunuz. ikinize de bol şans dilerim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Well, why would I want this? It's just a measly handful of stardust! | Iyi de niye bunu istiyeyim ki? Bu sadece bir avuç adi yıldıztozu! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Yvaine? | Yvaine? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
She can't cross the wall. | O duvarı geçemez. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Go on! | Go on! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Stop! Stop! If you go through there, you'll die! | Dur! dur! eğer orayı geçersen öleceksin! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
If you set foot on human soil, you'll turn to rock. | Eğer insan toprağına ayak basarsan taşa dönüşürsün. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Wretched slattern! Where have you taken me? | Igrenç kadın! Beni nereye götürüyorsun? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Planning to enter Wall, were you? | Duvarı geçmeyi düşünüyordun değil mi? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
If death is what you wish, my dear, I'd be more than happy to assist you. | Eğer istediğin ölmekse tatlım, sana yardım etmekten mutluluk duyarım. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You. Small world. | Sen. Dünya küçük. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Anyhow, no, I wasn't. I was talking to the star. | Herneyse, seninle değil yıldızla konuşuyordum. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
My slave girl's no star. Any fool can see that. | benim köle kızım bir yıldız değil. bir aptal bile bunu görebilir. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
If she was, I'd have had the heart out of her chest | Eğer olsaydı, kalbini göğsünden uzun zaman önce | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
a long time ago, trust me. | sökmüş olurdum, inan bana. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Trust you? Not a mistake I'd be likely to make again. | Sana inanmak mı? Asla tekrar yapacağım bir hata değil. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
What's it to be, Ditchwater Sal? Heads or tails? | Neresi olsun, Ditchwater Sal? Kafa mı kuyruk mu? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Oh, God. Time to go. She's not going anywhere. | Oh, Tanrım. Gitme zamanı. O hiçbir yere gitmiyor. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I think you'll find she is. | Birazdan gideceğini anlayacaksın. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
It's all right. You can come, too. | Sorun değil. sende gelebilirsin. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You can ride in the carriage or be dragged behind it. Your choice. | Arabaya binip gelebilir ya da peşinden sürüklenirsiniz. sizin seçiminiz. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Be my guest. I quit. | Lütfen çekinme. Ben istifa ediyorum. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Eighty years I've stopped you people going out. | 80 yıldır Siz insanların geçmesini engelledim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
What I should have been worrying about | Oysaki asıl endişelenmem gereken | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
was those people from the other side coming in. | öbür taraftan içeri girecek olan insanlarmış. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
All right, just tell me what happened! | Tamam, Bana ne olduğunu anlat! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
What happened? Oh, where to start? | Ne mi oldu? Oh, nerden başlasam? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
The star! | yıldız! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
And who else? | ve başka kim? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
A slave for us. It will be nice to have someone to help mop up | Bizim için bir köle.Küçük misafirimizle işimiz bittiğinde, etrafı temizlemek | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
when we've finished with our little guest. | için yardım edecek birinin olması güzel olcak. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Oh, good work, sister. | Oh, iyi iş çıkardın, ablacım. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
And just in time, I see! You look awful! | Ve tam zamanında, Anlıyorum! korkunç görünüyorsun! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
What business do you have here? | Burda ne işin var? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Septimus? | Septimus? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I knew your brother, Primus. | Abiniz Primus'u tanıyordum ben. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Unless you wish to meet him in the afterlife, | eğer onunla öbür dünyada buluşmak istemiyorsan, | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I suggest you answer my question. What are you doing here? | Soruma cevap vermeni tavsiye ederim. Burada ne yapıyorsun? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I might ask you the same thing. | Ben de sana aynı şeyi sormalıyım. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
There are four of them. | 4 kişiler. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Do as I say and we may stand a chance. | eğer dediğimi yaparsan belki bir şansımız olur. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Wait. How do I know you can be trusted? | Bekle. Senin güvenilir olduğunu nerden bilicem? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
You don't. Why? Do you have a choice? | Bilemezsin. Niye? yoksa başka bi seçeneğin mi var? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
No. Well, then, let's go. | Hayır. Eh, o zaman gidelim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Get off me! Get off! | Çekil üstümden! çekil! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Una? Septimus. | Una? Septimus. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Una! Sister! | Una! kardeşim! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Tristan! No! Tristan! | Tristan! Hayır! Tristan! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I'm your... I'm your... I'm your mother. | Ben... Ben... ben senin annenim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Rather well. Good riddance to you. Yes. | Pek güzel. İyi savuşturdun. Evet. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Let's put out those flames. | Şu alevlerini söndürelim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Shall we? | Ne dersin? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
We have to learn to live with each other. | Birbirimizle yaşamayı ögrenmek zorundayız. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Let's get on with it. | Şu işi bitirelim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Be the man that I know you are. | Benim tanıdığım erkeği göster onlara. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Get outside. Okay. | dışarı çık. tamam. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Tristan! Get him. | Tristan! Yakala onu. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
So, what's it to be, Prince Charming? Frog or tadpole? | Sen karar ver bakalım, Beyaz atlı prens? Kurbağa mı olsun yoksa iribaş mı? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Tristan! | Tristan! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Youth. | Gençlik. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
It all seems meaningless now. | Şu an hepsi anlamsız geliyor. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
My sisters are dead! | Kardeşlerim öldü! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Everything I cared about gone. | Umursadığım herşey yokoldu. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I owe you thanks, boy. | Sana teşekkür borçluyum, evlat. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
What use was her heart to me when it was broken? | Kalbi kırıkken bana ne faydası dokunacaktı ki? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
And you got rid of my sisters and now I can have it all for myself. | Ve beni kardeşlerimden de kurtardın. Şimdi hepsini kendim için kullanabilirim. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Hold me tight and close your eyes. What? Why? | Bana sıkıca sarıl ve gözlerini kapat. Ne? Niye? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Shine. | Parla. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Bravo! Yeah! | Bravo! evet! | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Why didn't you do that earlier? | Bunu niye daha evvel yapmadın? | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I couldn't have done that without you. No star can shine with a broken heart. | Sen olmadan yapamazdım. Hiçbir yıldız kırık bir kalple parlayamaz. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I thought I'd lost you. | Seni kaybettim sanmıştım. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
But you came back. | Ama geri geldin. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Of course I did. I love you. | Tabiki geldim. Seni seviyorum. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
The last surviving male heir of the Stormhold bloodline. | Stormhold neslinin son yaşayan erkek varisi. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
It's you, Tristan. | O sensin, Tristan. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
But if he's the new King of Stormhold, then... | Ama eğer Stormhold'un yeni kralı oysa, o zaman... | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
I crown thee King Tristan of Stormhold. | Stormhold Kralı Tristan, seni taçlandırıyorum. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
To you both. | Ikinize de. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
They ruled for 80 years. | 80 yıl hüküm sürdüler. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
But no man can live forever, | Ama hiçbir insan sonsuza dek yaşayamaz, | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
except he who possesses the heart of a star. | bir yıldızın kalbine sahip olan Tristan dışında. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
And Yvaine had given hers to Tristan completely. | Ve Yvaine kalbini tümüyle ona vermişti. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
When their children and grandchildren were grown, | Çocukları ve torunları büyüdüğü zaman, | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
it was time to light the Babylon candle. | Babil mumunu kullanmanın da zamanı gelmişti. | Stardust-2 | 2007 | ![]() |
Captain's busy. So should you be. | Kaptan meşgul. Yani siz de meşgul olmalısınız. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
Get in there, wench! | Geç bakalım, küçük hanım! | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
So, that went well, I thought. | Sanırım, gayet iyi gitti. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
Now, tell me news of my beloved England. | Şimdi, sevgili İngiltere'de ne var ne yok, anlat bakalım. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
I want to hear absolutely everything. | Kesinlikle her şeyi duymak istiyorum. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
Hang on. I can't believe your crew fell for that. | Durun biraz. Mürettebatnızın, buna kandığına inanamıyorum. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
And where in God's name did you get that mannequin from? | Ve Tanrı aşkına, o manken de nereden çıktı? | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
Oh, it works every time. | Her seferinde işe yarar. | Stardust-4 | 2007 | ![]() |
An ounce of bargaining, a pinch of trickery, | Biraz pazarlık, bir tutam hile, azıcık yıldırma ve işte sonuç! | Stardust-4 | 2007 | ![]() |