Search
English Turkish Sentence Translations Page 152336
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
He wants to destroy your hope! | Senin umutlarını yok etmek istiyor! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
It's the only place they can come to, | Bu onların gelebileceği tek yer; | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
if there's no hope left for them. | eğer hiçbir umutları kalmadıysa. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Why destroy hope then? | Neden umudu yok etmek o zaman? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You just make money, using our... anguish! | Sadece para kazanıyorsun, acımızı kullanarak! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
It's not even the money. | Para bile değil. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You're enjoying yourself here. You're like God Almighty here. | Kendini eğlendiriyorsun burada. Her şeye gücü yeten Tanrı gibisin burada. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
He deliberates! | Düşünüyor! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You revel in all that power, that mystery, your authority! | Bu güçten, gizemden, otoritenizden zevk alıyorsunuz! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
A stalker must not enter the room. | Bir iz sürücü odaya girmemeli. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
A stalker must not even enter the Zone with an ulterior motive. | Bir iz sürücü Bölge'ye bile gizli bir amaçla girmemeli. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Remember Porcupine? | Porcupine'i hatırlıyor musun? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Yes, you're right, I'm a louse. | Evet, haklısın, ben bir bitim. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I can't have any friends either. But don't take mine from me! | Ayrıca arkadaşlarım da olmadı. Ama benim olanı benden almayın! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I bring here people like me, desperate and tormented. | Benim gibi olanları buraya getiririm, umutsuz olanları ve acı çekenleri. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
People who have nothing else to hope for. | Umut etmek için bir şeyleri kalmayan insanları. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And I can help them! | Ve onlara yardım edebilirim! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And that's all. I don't want anything more. | Ve hepsi bu. Daha fazlasını istemiyorum. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Why do you think Porcupine hanged himself? | Porcupine'in kendini neden astığını düşünüyorsun? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
He made his brother die in the meat mincer because of money. | Kardeşinin et doğrayıcısında ölmesine para için göz yumdu. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Why didn't he come here again, not for money, but for his brother? | Neden buraya bir kez daha gelmedi, para için değil ama kardeşi için? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
In way of repenting. | Pişman olarak. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
He wanted to... I don't know. He hanged himself a week later. | Belki şey istedi... bilmiyorum. Bir hafta sonra kendini astı. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Because he realized that not just any wish comes true here, | Çünkü burada hiçbir dileğin gerçekleşmediğini fark etti. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
but only your innermost wish. | Yalnızca senin en derindeki dileğinin gerçekleştiğini... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Coming true here is only what's in line with your nature, | Senin doğanla, özünle, hiçbir şey bilmiyor oluşunla... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You didn't understand anything, Leather Stocking. | Hiçbir şey anlamamışsın, Leather Stocking. Oraya gidiyor muyuz? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
It wasn't greed that had done Porcupine in. | Porcupine'i öldüren açgözlülük değildi. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
He was crawling in this puddle, begging to bring his brother back. | Bu gölcükte sürükleniyor, kardeşini geri vermesi için yalvarıyordu. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
because render unto Porcupine the things that are Porcupine's! | Çünkü Bölge, ona zaten sahip olduğu şeyleri verdi... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And things like conscience, anguish, they are just inventions. | Bölge'de, en uzun yol en az riskli olandır. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
He realized that and hanged himself. | O bunu farketti ve kendini astı. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I'm not going to your room. | Senin Oda'na gitmeyeceğim. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I have no wish to pour my filth over somebody's head. | Kirimi herhangi birinin kafasından aşağı boşaltmak gibi bir dileğim yok. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And then to put my neck into the noose, like Porcupine. | Ve Porcupine gibi boynumu ilmiğe geçirmeye niyetim yok. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I'd rather drink myself to death in my mansion, in peace and quiet. | Kendimi malikânemde ölüme bırakacağım, huzur ve sessizlik içinde. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Why do you think that this miracle really exists? | Neden bu mucizenin gerçekten varolduğunu düşünüyorsun? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Who told you that wishes actually come true here? | Burada dileklerin sahiden gerçekleştiğini kim anlattı sana? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
about Porcupine, about that room? | ...Porcupine'den, bu Oda'dan söz etti? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
What's the use coming here? | Buraya gelmenin ne yararı var? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
It's so quiet... | Çok sessiz... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Can you feel it? | Hissedebiliyor musunuz? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
What the heck... Why not chuck it all, | Kahrolası... Neden hepsini çöpe atmayayım? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
So you're back. | İşte döndün. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Well, shall we go? Monkey is waiting. | Peki, gidelim mi? Monkey bekliyor. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Does any one of you need a dog? | Herhangi birinizin köpeğe ihtiyacı var mı? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I've got five of them at home. | Evde beş tane var. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
So you love dogs, don't you? | Köpekleri seviyorsun yani, öyle mi? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You can't even imagine how tired I am! | Ne kadar yorgun olduğumu tahmin bile edemezsin! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
God only knows! | Tanrı bilir! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Don't get so excited. | Çok telaşlanma. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You ought to pity them, not to be angry with them. | Onlara acımalısın, kızmamalısın. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
The only thing they can think about | Düşünebildikleri tek şey... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
They know they were "born for a purpose", "called upon"! | Bir amaç için doğduklarını ve talep edildiklerini sanırlar! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
After all, they live "only once"! | Yine de "yalnızca bir kez" yaşarlar! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Can people like that believe in anything? | Böyle insanlar bir şeye inanabilir mi? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Stop it, calm down. | Bırak şimdi, sakin ol. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Try to sleep, will you? Go to sleep. | Uyumaya çalış, tamam mı? Uyu. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And nobody believes. Not only those two. Nobody! | Ve kimse inanmaz. Yalnızca şu ikisi değil. Hiçkimse! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Who am I going to take there? | Oraya kimi götüreceğim? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And what's most awful... | Ve en berbatı... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
is that no one needs it. | ...kimsenin buna ihtiyacı yok. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
No one needs that room. And all my efforts are just in vain. | Kimsenin o Oda'ya ihtiyacı yok. Ve benim tüm çabalarım boşuna. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Why do you say that? Stop it. | Neden öyle söylüyorsun? Kes artık! | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I'm not going there with anybody again. | Oraya kimseyle tekrar gitmiyorum. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You think I've got nothing to ask for? | Soracağım hiçbir şey olmadığını mı düşünüyorsun? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
You've probably noticed already that he's not of this world. | Çoktan farketmiş olmalısınız ki, o bu dünyadan değil. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
All our neighborhood laughed at him. | Tüm civar ona güldü. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
he's doomed, he's an eternal prisoner! | ...ebedî bir mahkûm!.. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And I... I didn't even argue with her. | Ve ben... ben onunla tartışamazdım bile. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
that he was an eternal prisoner, and about the children. | Ve çocuklarını... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Only what could I do? | Ama ne yapabilirdim ki? | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I was sure I would be happy with him. | Onunla mutlu olacağıma emindim. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Of course, I knew I'd have a lot of sorrow, too. | Çok acı çekeceğimi de biliyordum elbette. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
But it's better to have a bitter happiness than... | Ama, gri, sıkıcı bir hayata sahip olmaktansa... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
a gray, dull life. | ...keskin bir mutluluk daha iyidir. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
But then he approached me and said: "Come with me." | Ama sonra bana yaklaştı ve dedi ki: "Benimle gel." | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
We had a lot of sorrow, | Çok acı çektik... | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
But I never regretted it, and I never envied anyone. | Ama hiç pişman olmadım ve kimseyi kıskanmadım. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Because in that case, there wouldn't have been any happiness. | Çünkü o durumda, hiç mutluluk olmazdı. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And there wouldn't have been any hope. | Ve hiç umut kalmazdı. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
I love your eyes, my darling friend, | Senin gözlerini seviyorum, canım arkadaşım, | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Their play, so passionate and brightening, | Onların oyunu çok tutkulu ve parlak, | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
When a sudden stare up you send, | Yukarıdaki sana ani bir bakış gönderdiğinde, | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
And like a heaven blown lightning, | Ve cenneti uçuran aydınlık gibi, | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
It'd take in all from end to end. | Sondan sona kadar her şeyi alırdı. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
But there's more that I admire: | Ama benim hayran olduğum bundan fazlası: | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
In bursts of love inspired fire, | Aşk uyandıran ateşin patlamalarında. | Stalker-1 | 1979 | ![]() |
Second Artists' Association | Second Artists Association | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
ALISSA FREINDLIKH | ALISSA FREINDLIKH | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
ALEXANDER KAIDANOVSKY | ALEXANDER KAIDANOVSKY | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
in | in | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
STALKER | STALKER | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Screenplay by Arkady STRUGATSKY and Boris STRUGATSKY | Screenplay by Arkady STRUGATSKY and Boris STRUGATSKY | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
based upon the story "Roadside Picnic" | based upon the story "Roadside Picnic" | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Directed by Andrei TARKOVSKY | Directed by Andrei TARKOVSKY | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Director of Photography Alexander KNYAZHINSKY | Director of Photography Alexander KNYAZHINSKY | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Production Designer Andrei TARKOVSKY | Production Designer Andrei TARKOVSKY | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Music by Eduard ARTEMYEV | Music by Eduard ARTEMYEV | Stalker-2 | 1979 | ![]() |
Director L. TARKOVSKAYA | Director L. TARKOVSKAYA | Stalker-2 | 1979 | ![]() |