Search
English Turkish Sentence Translations Page 177937
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
He saw someone coming through the tunnel. | "Tünelden birisinin geldiğini gördü." | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Someone was coming from the tunnel... | "Tünelden birisi geliyordu." | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Who was coming? | Kim geliyordu? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Who was it? | Kim geliyordu? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
We'll finish tomorrow... Now! | Yarın bitiririz. Şimdi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
34 in Chemistry | Kimyadan 34. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
20 in Physics. 15 in Maths. | Fizikten 20. Matematikten 15. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You told me you passed. | Bana geçtiğini söylemiştin. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
ls this a joke to you? | Bu, senin için bir şaka mı? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l thought you'd finally become serious about your studies. | Sonunda derslerin hakkında ciddileşmeye başladığını düşünmüştüm. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You're narrating stories to half dead people. | Yarı ölü insanlara öyküler anlatıyorsun. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Just to hear them tell you what a good writer you are. | Sadece ne kadar iyi bir yazar olduğunu söylediklerini duymak için. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Lower your eyes. | İndir gözlerini. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
lf this wasn't a hospital, l would skin you right now. | Eğer hastanede olmasaydık, hemen burada derini yüzerdim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l'm not going to forget this in a hurry. | Bunu hemen unutacak değilim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Come home. l'll make sure l get an answer. | Eve gel. Hak ettiğin cevabı vereceğim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
What did Sir say? | Efendim ne dedi? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Sir said that he will send me to the hospital as well. | Efendi, beni de hastaneye göndereceğini söyledi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Because l failed my exams. | Çünkü sınavlarımdan kaldım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
So you'll go back to boarding school? | Yani yatılı okula geri mi döneceksin? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Sir said if l don't pass, he'll send me to a boarding school. | Efendim eğer sınavları geçmezsem, beni yatılı okula göndereceğini söyledi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Sir hit me. | Efendim beni dövdü. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Two boys were teasing me at school. l broke one's teeth. | İki çocuk okulda benimle alay etti. Birinin dişini kırdım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Did he beat you a lot? | Seni çok mu dövdü? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
He beat me with a belt. | Bana kemerle vurdu. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l'm asking you something. | Sana bir şey soruyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Seventeen... | On yedi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And you still don't use your brain. | Ve hâlâ beynini kullanmıyorsun. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
When will you start? After you turn forty? | Ne zaman başlayacaksın? Kırkından sonra mı? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Why did you fail? | Neden başarısız oldun? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l didn't study. | Çalışmadım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l don't understand engineering. | Mühendislikten anlamıyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You didn't try hard enough. | Yeterince sıkı çalışmadın. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l did. Shut up! | Çalıştım. Kapa çeneni! | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Bloody failure. | Lanet olası beceriksiz. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
lf you weren't studying, what were you doing? | Eğer çalışmadıysan, ne yapıyordun? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l'd sit by the river. | Nehir kıyısında oturuyordum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
What did you do there? | Ne yapıyordun orada? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
What did you do there? Smoke cigarettes? | Ne yapıyordun orada? Sigara mı içiyordun? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
ln school. | Okulda. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
So why did you lie earlier? | Peki daha önce niye yalan söyledin? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l'm not joking. Light it. | Şaka yapmıyorum. Yak. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Smoke it.... | İç. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
What other lies have you told me? | Bana başka ne yalanlar söyledin? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Lying is a weakness. lt's cowardice. | Yalan bir zayıflıktır. Korkaklıktır. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
A liar is a spineless person. | Bir yalancı, omurgasız biridir. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Who doesn't have the balls to say what he really believes. | Gerçekten inandığı şeyleri bile söylemeye cesareti olmaz. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Do you have the balls to hear the truth? | Gerçeği duymaya cesaretin var mı? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l ask the questions here. | Burada soruları ben soruyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l said l want to be a writer. Did you listen? | Sana bir yazar olmak istediğimi söyledim. Dinledin mi? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You know that l'm a good writer. Everyone likes my writing... | İyi bir yazar olduğumu biliyorsun. Herkes yazdıklarımı beğeniyor. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l don't. And l will not discuss it anymore. | Ben değil. Ve artık bunu tartışmayacağız. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
How often have you lied to me? | Bana sürekli yalan mı söyledin? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Every time you couldn't digest the truth | Gerçeği sindiremediğin her zaman. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And where is your spine? | Ya senin omurgan nerede? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You lied as well. You said that Arjun fell down the stairs. | Sen de yalan söyledin. Arjun'un merdivenlerden düştüğünü söyledin. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
He didn't fall down the stairs. | Merdivenlerden düşmedi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l know that you beat him with your belt. | Onu kemerinle dövdüğünü biliyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l lost a contract worth a lot because of him. | Onun yüzünden çok önemli bir anlaşmayı kaçırdım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
He should understand the consequences. | Önemini anlamalıydı. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
By hitting him? lt was a mistake. | Onu döverek mi? Bu bir hataydı. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
By sending him to hospital? | Onu hastanelik ederek mi? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l didn't want to send him to the hospital. l said it was a mistake. | Onu hastanelik etmek istemedim. Bir hata olduğunu söyledim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l didn't want to hit him. l apologized to him. | Ona vurmak istemedim. Ondan özür diledim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Well done Sir. Scar the child for life, scare him to death... | İyi iş efendim. Çocuğun yaşamını mahvet, ölümüne korkut... | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
and then apologise. Your father would have been proud. | ...ve sonra özür dile. Baban gurur duyardı. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l said it happened by mistake, l didn't want to hit him... | Yanlışlıkla olduğunu söyledim, ona vurmak istemedim. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Did l tell you? | Sana söylemedim mi? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Won't you apologise to me now? | Şimdi benden özür dilemeyecek misin? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l know you're awake. | Uyanık olduğunu biliyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l'm here to apologize... | Özür dilemek için buradayım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
There's too much work and then there's the two of you. | Çok fazla iş var ve sonra siz ikiniz. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l get frustrated. | Sinirlerim bozuluyor. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l get angry, and then... | Öfkeleniyorum ve sonra | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l thought a lot last night. | Dün gece çok düşündüm. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l have done a lot for both of you. | Her ikiniz için de çok şey yaptım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
But it was never enough. | Fakat asla yeterli olmadı. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And it never will be. | Ve asla da olmayacak. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Rohan, you don't want to study | Rohan, okumak istemiyorsun. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
So there's no need to study any more. | Bu yüzden artık öğrenim görmene gerek yok. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You start work full time at the factory today. | Bugün bütün gün fabrikada çalışmaya başlayacaksın. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You will reach one hour earlier than the others... | Diğerlerinden bir saat önce gideceksin... | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And you leave two hours after they leave. Okay? | ...ve onlardan iki saat sonra ayrılacaksın. Tamam mı? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l have spoken to the principal. | Müdürünle konuştum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
A new semester starts in two weeks. | Yeni dönem iki hafta içinde başlayacak. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You're going to boarding school. To study and live there. | Yatılı okula gideceksin. Okumak ve orada yaşamak için. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l've decided to marry again. For myself. | Tekrar evlenmeye karar verdim. Kendim için. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l get very lonely. | Çok yalnız hissediyorum. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And now that both of you won't be here, it will get worse... | Ve artık her ikinizin de burada kalması olmaz, her şey daha kötüye gider. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Somebody. | Birisi. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
And Rohan? Arjun? | Ya Rohan? Arjun? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
They're insolent. l will always be their enemy. | Onlar küstah. Her zaman onların düşmanı olacağım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
But they're your children. | Fakat onlar senin çocukların. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
You're sending Arjun to boarding school? | Arjun'u yatılı okula mı gönderiyorsun? | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
He's six years old... | Henüz 6 yaşında. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l was six when dad sent me... | Babam beni gönderdiğinde 6 yaşındaydım. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
But Arjun isn't like you. | Ama Arjun senin gibi değil. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Then he'll become like me. Forget all this... | Öyleyse benim gibi olacak. Bırak bütün bunları. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
Please think about what you're doing. | Lütfen ne yaptığını bir düşün. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |
l have thought about it... | Çok düşündüm. | Udaan-1 | 2010 | ![]() |