Search

English Turkish Sentence Translations Page 178237

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
l'll do it, Mom. No, l'll do it.	Ben yaparım anne. Hayır, ben yapıcam.	Unfaithful-4	2002
Say ''E. '' E.	''İ'' de. İ.	Unfaithful-4	2002
Guess, Con. Edward, l don't know, all right?	Tahmin et, Con. Edward, bilmiyorum tamam mı?	Unfaithful-4	2002
You do and you're not a dork. How do l look?	Sen giyiyosun ve aptal da değilsin. Nasıl görünüyorum?	Unfaithful-4	2002
l have stuff to do for the auction. And there's a birthday soon.	Müzayede için halletmem gereken şeyler var. Ve yakında birilerinin doğumgünü var.	Unfaithful-4	2002
l'll get your things.	Eşyalarınızı alıym.	Unfaithful-4	2002
l'll watch your books. Thanks.	Kitaplarınıza bakarım. Teşekkürler.	Unfaithful-4	2002
Bad day for taxis. lt's this horrible wind.	Taxi için kötü bir gün. Aslında bu felaket rüzgar.	Unfaithful-4	2002
lf you flapped your arms, you'd be home now.	Kollarını çırpmış olsaydın, şimdi evdeydin.	Unfaithful-4	2002
l'll remember that next time.	Bir dahaki sefere hatırlarım.	Unfaithful-4	2002
That's not good. l know.	İyi gözükmüyor. Biliyorum.	Unfaithful-4	2002
l'll get you a Band Aid, okay?	Sana sargı getiricem, tamam?	Unfaithful-4	2002
l'm not an ax murderer. l promise.	Baltalı bir katil değilim. Söz veriyorum.	Unfaithful-4	2002
l'm a book dealer.	Kitap satıcısıyım.	Unfaithful-4	2002
l made you some tea. Thank you.	Sana çay yaptım. Teşekkürler.	Unfaithful-4	2002
Do you box? l used to, when l was young.	Box yapar mısın? Eskiden gençken.	Unfaithful-4	2002
Can l use your phone? l have to call home.	Telefonunu kullanabilir miyim? Evi aramam gerek.	Unfaithful-4	2002
lce.	Buz.	Unfaithful-4	2002
l promise to tell you all about it when l see you. l love you. Bye.	Gelince hepsini anlatıcam, söz veriyorum. Seni seviyorum. Hoşcakal.	Unfaithful-4	2002
l'm Paul Martel. l'll be 28 in July.	Adım Paul Martel. Temmuzda 28 olucam.	Unfaithful-4	2002
l'm Constance. And l'm late. l have to go.	Ben Constance. Ve geç kaldım. Gitmem gerek.	Unfaithful-4	2002
No. l couldn't.	Hayır. Alamam.	Unfaithful-4	2002
lt is the season for wine, roses And drunken friends	Şarap mevsimi, güller ve şarhoş arkadaşlar	Unfaithful-4	2002
l have to go. Thank you.	Gitmem gerek. Teşekkürler.	Unfaithful-4	2002
Can you find your way out? l hope so.	Yolu bulabilecek misin? Umarım.	Unfaithful-4	2002
lt was nice meeting you, Constance.	Tanıştığıma memnun oldum, Constance.	Unfaithful-4	2002
That wouldn't be the TV on, would it? l was just turning it off.	O açık bir televizyon değil, di mi? Ben de tam kapatıyordum.	Unfaithful-4	2002
Why do you need the camera? lt's for school. We're doing blood.	Kameraya ne için ihtiyacın var? Okul için. Kanı işliyoruz.	Unfaithful-4	2002
Yeah. lt took me down like an old lady.	Evet. Beni yaşlı bir kadın gibi yere attı.	Unfaithful-4	2002
lt was humiliating. Dad, look at the pictures.	Utanç vericiydi. Baba, resimlere bak.	Unfaithful-4	2002
lt was like this, Dad. lt was a twister.	Böyleydi baba. Bir hortumdu.	Unfaithful-4	2002
Dad, look. lt was like this.	Baba, bak. Bunun gibiydi.	Unfaithful-4	2002
Wow. lt's a tornado.	Wow. Bir kasırga.	Unfaithful-4	2002
l feel sick.	Kendimi kötü hissediyorum.	Unfaithful-4	2002
You do your homework? l can't. l don't know how to do it.	Ödevini yaptın mı? Yapamıyorum. Nasıl yapılacağını bilmiyorum.	Unfaithful-4	2002
Come on, l'll help you. Then you can help me with mine.	Hadi, sana yapdım edicem. Sen de benimkinde yardım edersin.	Unfaithful-4	2002
Stay there a second. l'm trying to figure out the. . . .	Bir saniye dur orda. Şeyi çözmeye çalışıyorum. . .	Unfaithful-4	2002
The thing l can't figure out is the zoom thing.	Çözümediğim şey şu zoom olayı.	Unfaithful-4	2002
Stay there. l'm trying to figure this out. l wanna see if it focuses.	Bekle orda. Şunu çözmeye çalışıyorum. Fokuslayacak mı onu görmek istiyorum.	Unfaithful-4	2002
So beautiful. lf you only knew.	O kadar güzel ki. Bir bilseydin.	Unfaithful-4	2002
l think l'm really zooming. l found the zoom. Found it.	Sanırım cidden zoomluyorum. Zoomu buldum. Buldum onu.	Unfaithful-4	2002
l'll be back. l'll be back. Don't fall asleep.	Geri gelicem. Gelicem. Uyuya kalma.	Unfaithful-4	2002
l did not. lt's by the door. Come with me.	Unutmadım. Kapının yanında. Gel benimle.	Unfaithful-4	2002
l don't want to be a dumb bunny.	Salak bir tavşan olmak istemiyorum.	Unfaithful-4	2002
Honey, it's a play. There's lots of other bunnies. lt'll be cool.	Tatlım, bu bir oyun. Bir sürü tavşan var etrafta. Çok güzel olacak.	Unfaithful-4	2002
Yes, l iced it and l elevated it. You name it, l did it.	Evet, buzladım ve yüksekte tuttum. Söyledin, yaptım.	Unfaithful-4	2002
lt's much better. l just wanted to call and thank you.	Çok daha iyi. Sadece arayıp teşekkür etmek istedim.	Unfaithful-4	2002
l wanted your address because l wanted	Adresini almak istedim çünkü...	Unfaithful-4	2002
l said, where are you?	Nerdesin dedim?	Unfaithful-4	2002
l'm in Grand Central. lt's really hard to hear you.	Grand Central'deyim. Seni duymak gerçekten çok zor.	Unfaithful-4	2002
Yeah, take a break. l'll make you some coffee.	Evet, bir ara ver. Sana kahve yaparım.	Unfaithful-4	2002
No permanent damage, l see.	Görüyorum ki kalıcı bir hasar yok.	Unfaithful-4	2002
We take Medicaid, Blue Cross. . . . l'm uninsured.	Aldıklarımız Medicaid ,Mavi Haç . . . Ben sigortalı değilim.	Unfaithful-4	2002
No. l'm afraid we don't take charity cases.	Hayır. Korkarım ki hayır işlerine bakmıyoruz.	Unfaithful-4	2002
And l got it for a buck fifty.	Ve sadece 50 kağıda aldım.	Unfaithful-4	2002
Those are in French. l took it in school.	Bunlar fransızca. Okulda görmüştüm.	Unfaithful-4	2002
Do l want to take off something?	Üstümü çıkarmak istiyor muyum?	Unfaithful-4	2002
But l can't stay very long. l have some errands l have to run.	Fakat çok uzun kalamıycam. Yerine getirmem gereken birkaç sorumluluğum var.	Unfaithful-4	2002
l'll get the coffee. Okay.	Kahveyi getiricem. Tamam.	Unfaithful-4	2002
lt's in Braille. Braille.	Braille'ce. Braille.	Unfaithful-4	2002
l wish that when she made it	Dilerdim ki onu yaparken	Unfaithful-4	2002
lt doesn't say that.	Öyle yazmıyor.	Unfaithful-4	2002
l had better go. Yeah?	Gitsem iyi olacak. Öyle mi?	Unfaithful-4	2002
Am l interrupting? No, l'm leaving.	Rahatsız ediyor muyum? Hayır, ben gidiyordum.	Unfaithful-4	2002
l'll get you the budget later. All right, thanks.	Sana daha sonra bütçeyi bildiririm. Tamam, sağol.	Unfaithful-4	2002
l didn't know you were coming in today.	Bugün şehre ineceğinden haberim yoktu?	Unfaithful-4	2002
l was around the corner and l brought you a present.	Bu civarlardaydım ve sana bir hediye aldım.	Unfaithful-4	2002
Nothing. l don't know.	Hiçbir şey. Bilmiyorum.	Unfaithful-4	2002
lt's a medium, but they said it runs large.	Orta boy, ama genişler dediler.	Unfaithful-4	2002
l'm the boss. l can do whatever l want.	Patron benim. Ne istersem yapabilirim.	Unfaithful-4	2002
You're busy. l'll go. Sit.	Meşgulsün. Ben gidiyorum. Otur.	Unfaithful-4	2002
l'll go. No, sit.	Gidiyorum. Hayır, otur.	Unfaithful-4	2002
No, l never received it.	Hayır hiç elime geçmedi.	Unfaithful-4	2002
lt's not good enough. l'm sitting here with 200 trucks l can't use.	Yeteri kadar iyi değil.Elimde kullanamayacağım 200 kamyonla burada oturuyorum.	Unfaithful-4	2002
Well, set up a meeting. And l want Frank Birnbaum there.	O zaman bir buluşma ayarla. Ve Frank Birnbaum'u da orada istiyorum.	Unfaithful-4	2002
Because when l tell someone to do something, l want it done.	Çünkü birine birşey yapmasını istediğim zaman yapılmış olmasını istiyorum.	Unfaithful-4	2002
l'm sure you will.	Eminim yaparsın.	Unfaithful-4	2002
What do you think? lt's a keeper.	Ne düşünüyorsun? lt's a keeper.	Unfaithful-4	2002
Here l am again. l brought muffins.	Tekrar burdayım. Donut getirdim. Üstünü çıkarmak ister misin?	Unfaithful-4	2002
l have to warn you, l tend to lead. Of course. You are American.	Seni uyarmam gerek, yönetmeye meğilliyim. Tabii ki. Amerikalısın.	Unfaithful-4	2002
Really? Would l lie to you?	Gerçekten? Sana yalan söyler miyim?	Unfaithful-4	2002
l don't know. Would you?	Bilmiyorum, söyler misin?	Unfaithful-4	2002
l'll work on that. Will you?	Üstünde çalışıcam. Yapacak mısın?	Unfaithful-4	2002
l think this is a mistake.	Bence bu bir hata.	Unfaithful-4	2002
l can't. What?	Yapamam. Ne?	Unfaithful-4	2002
l don't know how to do this. lt's wrong.	Nasıl yapacağımı bilemiyorum? Bu yanlış.	Unfaithful-4	2002
l've been working late this week. Really? How's the boy?	Bu hafta geç saatlere kadar çalışıyorum. Gerçekten? Oğlun nasıl?	Unfaithful-4	2002
lt's his birthday. How old?	Doğumgünü. Kaç yaşında?	Unfaithful-4	2002
l thought she talked to you about this school auction, or whatever.	Şu okul müzayedesinden ve ya herneyse sana bahsettiğini sanıyordum.	Unfaithful-4	2002
l've been out of town. Maybe she talked to Maggie.	Şehir dışındaydım. Belki Maggie'yle konuşmuştur.	Unfaithful-4	2002
Yeah, l guess l got it wrong.	Evet, sanırım yanlış anladım.	Unfaithful-4	2002
Can l get you anything?	Birşeyler getirmemi ister misin?	Unfaithful-4	2002
No. No, l'm fine, thanks.	Hayır. Hayır, ben iyiyim, sağol.	Unfaithful-4	2002
lt was good.	Güzeldi.	Unfaithful-4	2002
Of course l love you.	Tabii ki seni seviyorum!	Unfaithful-4	2002
l guess. . .	Sanırım. . . Numaran neden onda olsun ki?	Unfaithful-4	2002
. . .l'm just feeling silly.	. . .sadece aptalca hissediyorum.	Unfaithful-4	2002
l'll be up in a minute.	Bir dakika içinde yukarı çıkarım.	Unfaithful-4	2002
l shouldn't be doing this. You shouldn't have lunch?	Bunu yapmamam gerekirdi. Yemek yememen mi gerekiyordu?	Unfaithful-4	2002
l think we should leave.	Gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.	Unfaithful-4	2002