Search
English Turkish Sentence Translations Page 178299
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah. Yeah, I remember. Now get off my case. Okay, what's your name then? | Evet, evet hatırlıyorum. Çekil başımdan şimdi. Peki, adın ne o zaman? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
My name? Fuck your mother. That's my name. | Adım mı? Ananızı s.k.yim. Adım bu işte. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Go wash up. You don't remember jack shit. | Git elini yüzünü yıka. Bir bok hatırlamıyorsun sen. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
You'll remember my boot up your ass in about 10 seconds. | 10 saniye sonra ayakkabımı kıçına soktuğumu hatırlayacaksın. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What the hell is this place, huh? Where the hell are we? | Neresi bu lânet yer, ha? Hangi cehennemdeyiz biz? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Maybe you fucking asses will remember to pick me up! | Beni kaldırırsanız belki s.k.lmiş g.tleriniz hatırlayacak! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Guys! Hey! Hey! | Hey! Millet! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Whoa. This canister's busted open. I think it fell from up there. | Bu tüp açılmış. Sanırım şuradan aşağı düşmüş. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
You think that's what caused us all to be like this? | Sence bu durumda olmamızın sebebi bu mu? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Hey, stop gettin' high on that shit and untie me! | Hey, o bokla uğraşmayı bırakın da çözün beni! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
We all inhaled way more than that little sniff you just got. Let me ask you this. | Hepimiz de biraz solumaktan fazlasını yaptık. Sana şunu sorayım. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Why would you put up bars on all these windows... | Bütün pencerelere neden parmaklık koydunuz, ... | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
have a high tech door lock in this shit hole of a place? | ...neden bu boktan yerin kapısında son teknoloji bir kilit var? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Somebody's obviously gone to a lot of expense to secure this. | Belli ki birileri bu güvenliği sağlamak için bayağı para harcamış. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Something either very dangerous or very valuable in here. | Burada çok değerli ya da çok tehlikeli bir şey olmalı. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
There, with the trash can. Is he one of yours? | İşte, çöp kutusu olan. Sizden biri mi bu? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I'm not sure. We contract out most maintenance. Find out. | Emin değilim. Bakım birimiyle sözleşmemiz bitmişti. Bulun. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What the Come on, honey. Come on. | Bu da ne? Hadi tatlım. Hadi. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
It's gone, Captain. The signal's gone. | Gitti şef. Sinyal kayboldu. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What do you mean gone? He hasn't done anything. | Ne demek kayboldu? Adam daha bir şey yapmadı ki. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Anderson, what's going on out there? Break silence. Talk to me. | Anderson, orada neler oluyor? Sessizliği bırak, konuş benimle. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Nothin' here, Captain. | Burada bir şey yok şef. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
McGahey, can you tell? Nothin', Captain. | McGahey, söyleyebilir misin? Hiçbir şey yok şef. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
All right. It's a go. Stop him. | Pekâlâ. Gitme vakti. Durdurun onu. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Anything? Nothin'. | Herhangi bir şey var mı? Hiçbir şey yok. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Keys. Captain, what's goin' on? | Anahtarlar. Şef, neler oluyor? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
He's one of ours. His name's Frank Gilroy. He's not all there. | O bizden biri. İsmi Frank Gilroy. Yeni gelmiş. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Anderson, ease up. He works here. | Anderson, yavaş ol. O burada çalışıyor. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Affirmative. Come on. Let's go. Let's go. Shit! | Olumlu. Hadi. Devam edin, devam edin... Kahretsin! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Captain, it's a false bottom. Must open up to the basement. | Şef, alt bölüm takmaymış. Bodruma açılıyor olmalı. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Basement? We're on it. Go, go, go! | Bodruma mı? İlgileniyoruz. Gidiyoruz hadi! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Hey, look at me. Look at me. | Hey, bak bana. Bak bana! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Why were you standing in front of this locker? | Neden bu dolabın önünde duruyordun? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Big man told me, Frank, I could get $20. | Koca adam dedi... Frank, "Sana 20 dolar verebilirim." | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Captain, we've located the bag. | Şef, çantayı bulduk. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Check that corridor. Check that one. | Koridoru kontrol edin. Şuna bakın. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Captain, the bag's empty. | Şef, çanta boş. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Check that fucking corridor! Secure that stairwell! | Şu lânet koridoru kontrol edin! Merdiveni emniyete alın! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
You try all the windows? | Bütün pencereleri denedin mi? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
They're all barred. | Hepsinde parmaklık var. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
All of them? Yep. | Hepsinde mi? Evet. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
That's the only door. | Tek kapı şu. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Sorry. Okay. | Affedersin Sorun değil. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Son of a bitch. Ow. | O... çocuğu! | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Big disappointment, huh? | Büyük hayal kırıklığı, değil mi? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Piss off. | S.ktir git. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Does the name Coles mean anything to you? | Coles ismi sana bir şey ifade ediyor mu? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Nope. How about Woz? | Hayır. Peki ya Woz? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Look, nothin' means anything to me right now, all right? | Bak, şu an hiçbir şey bana bir şey ifade etmiyor, tamam mı? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I remember bein' in that room. | O odada olduğumu hatırlıyorum. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Then I remember just walkin' in here. Other than that... | Sonra buraya yürüdüğümü hatırlıyorum. Onun dışında... | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
it's like I landed in a fuckin' Alzheimer's ward. | ...sanki Alzheimer bölgesine iniş yapmış gibiyim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What about you? Huh? | Peki ya sen? Ha? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
It's all of us. | Hepimiz aynı. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
That's too bad. | Bu çok kötü işte. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Wash your hands. Oh. | Ellerini yıka. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Won't open. I already checked it. | Açılmayacak. Çoktan denedim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
All right. So, let's go over this again. You woke up | Pekâlâ, baştan alalım. Uyandın... | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I saw you guys. There was blood on the shovel. There was blood everywhere. | Sizi gördüm. Kürekte kan vardı. Her yer kan içindeydi. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
A broken cellphone. I just freaked out and headed for the door. | Bozuk bir cep telefonu. Paniğe kapıldım ve kapıya yöneldim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
You didn't move anything. You didn't see nothing else? No. | Bir şeyi yerinden oynatmadın yani. Başka hiçbir şey de görmedin? Hayır. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Anything suspicious or odd? | Şüpheli ya da tuhaf bir şey? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I saw two chairs back to back in the storeroom with rope around it. | Depoda arka arkaya duran iki sandalye var, etrafında da ipler. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Well, that's interesting. | Evet, bu ilginç. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Well, obviously, whatever went down here didn't go down as planned, right? | Belli ki aşağı düşen bu şey planlanıp da atılmamış değil mi? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Trapped like fuckin' rats. So that's it? That's everything? | Kahrolası fareler gibi kapana kısıldık. Bu mu yani? Hepsi bu kadar mı? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Yep. Pretty much. | Evet. Öyle gibi. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Hey. Ask him about the phone call. | Hey, telefon görüşmesini sorun ona. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Ask him... about the phone call. | Telefon görüşmesini sorun ona. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What? What phone call? | Ne? Ne görüşmesi? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
There's a phone in here? Um, listen | Burada telefon mu var? Dinle. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
When you guys were still passed out... | Sizler baygındınız, ... | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
he went to answer the phone. Where's the phone? | ... o, telefona bakmaya gitti. Telefon nerede? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Listen, I was gonna tell you Just Just tell me who was on the phone. | Dinleyin, size söyleyecektim. Telefondaki kimdi, onu söyle sen. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I don't know. Some guy. | Bilmiyorum. Adamın biri. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
That's funny that you forgot to mention that little tidbit. Some guy. Who? What? | İşin tuhafı bu önemli haberi söylemeyi unutman. Adamın biri. Kim? Ne? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I I don't know. He just started talking. | Bilmiyorum. Öylece konuşmaya başladı. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
So he recognized your voice then? No. I don't think so. | Yani sesini tanıdı o hâlde? Hayır, sanmıyorum. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I mean, it was noisy on his end. It was construction or something. | Yani, arkada gürültü vardı. İnşaat ya da onun gibi bir şey. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Whose side are you on anyway, man? | Kimin tarafındasın sen dostum? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Wait a minute. You think I'm with them? | Dur bir dakika. Onlardan olduğumu mu düşünüyorsun? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
He talked to you. He recognized your voice, right? | Seninle konuştu. Sesini tanıdı, değil mi? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Let's tie this motherfucker up. Yeah. | Bağlayalım şu o... çocuğunu. Evet. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Wait a minute. I picked up the phone. | Durun bir dakika. Telefonu açtım. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
The caller asked if I was so and so. I said, "No, so and so's in the john." | Arayan kişi, sen falanca kişi misin diye sordu. Ben, "Hayır, o tuvalette." dedim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Then he asked if I was someone else. I didn't know what to say, so I just changed the subject. | Sonra, sen şu musun diye başka isim söyledi. Ne diyeceğimi bilemedim, konuyu değiştirdim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Bullshit! What was I supposed to say? | Palavra! Ne diyecektim ki? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
"Hey, buddy, I can't remember jack shit. Could you please tell me what's goin' on? | Hey, dostum, hiçbir bok hatırlamıyorum. Bana ne olup bittiğini anlatabilir misin acaba? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
We've all beaten the hell out of each other here and fried our brains in the process." | Bu kahrolası yerde birbirimizi dövmüşüz ve beyinlerimizi de kızartma işleminden geçirmişiz. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Does that make any sense to you? Think about it. | Bu mantıklı geliyor mu sana? Bir düşün. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
He talked to you. He recognized your voice, man. | Seninle konuştu. Sesini tanıdı dostum. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
He didn't know who I was. He asked if I was two different people. | Kim olduğumu bilmiyordu. İki kişiden hangisi olduğumu sordu bana. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
He didn't know. I'm not on the caller's side. | Bilmiyordu. Telefon eden adamın tarafında değilim ben. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Well, somebody in here's gotta be. | Buradan biri öyle olmalı. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
I'm not on anybody's side. | Ben kimsenin tarafında değilim. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Captain, it's back. What? | Şef, düzeldi bu. Ne? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
The tracking signal it's back. It's headed due east from our location. | İzleme sinyali, geri geldi. Bulunduğumuz yerden doğuya doğru gidiyor. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
What's the signal strength on that thing? | Bu şeyin sinyalinin kapasitesi ne kadar? | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
It'll hold for about two miles. All right. Start putting a tail on it. | Üç kilometre civarı. Pekâlâ. Peşine takılmaya başlayın. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |
Captain, I saw one of the guys. | Şef, adamlardan birini gördüm. | Unknown-1 | 2006 | ![]() |