Search
English Turkish Sentence Translations Page 178310
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Feel the weight of it. Go on. It's the real thing. | İlk satırdaki ilk sayı bir kitabın sayfası. İkincisi o sayfadaki bir satır... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
"E.H. to M.H."? | ...üçüncüsü de o satırdaki kelimeleri. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Elizabeth Harris, my wife, to me, Martin. Special gift. | Hangi kelimelermiş onlar? 2 bitki türünün Latince isimleri: | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Okay, Martin Harris. What do you want? | Calochortus Albus ve Umbellularia Californicus. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
There's someone I need you to speak to. | Fairy Lantern lalesi ve California Defnesi. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I'm not talking to the police. He's not the police. I promise you. | İkisi de yaygın görülen bitkilerdir. Ne anlama geliyor peki? Bilmiyorum. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I just need you to tell him what happened. | Senin veya Profesör Bressler'ın uzmanlık alanınızda olan şeyler mi? Değil. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Anything, everything you can remember. | Söylesene Martin, Prof. Bressler ile Prens Shada'nın samimiyetleri nasıldı? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
And I need a place to crash tonight. | Çok samimidirler. Konferansı Prens finanse etti. İkisi de çok yenilikçidir. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Please? | Bressler'ın amacı dünyadaki açlığı yok etmek. Ürün yetiştirme yolları hakkında... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Sentiment, it's always the first thing to go. | ...araştırmaları var. Verilerine erişim mümkün. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
OFFICER | Prens, çalışmalarına maddi destek sağlıyor. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Brandt. | Kaynaklar tükendikten sonra dünyanın besine ihtiyacı olacağının farkında. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
J�rgen? | O tarımsal çalışmalar servet değerinde olacak. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I picked you up from the Adlon Hotel. You wanted to go to the airport. | Ama Prens'in yenilikçiliği ona pahalıya patlamış. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You were in a hurry. | Radikaller ve kendi ülkesi ondan nefret ediyor. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
That's it? | Birkaç suikast girişimine rağmen bu amacındaki ısrarından vazgeçmiş değil. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
But I'd just arrived. Doesn't make sense. | Bressler'ın konuşmasından önce bir kokteyl partisi olacak, değil mi? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
She didn't recognize you? How long have you been married? | Evet. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Five years. Five years? | Birilerinin senin yerine geçmek için geçerli sebepleri olabilir. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I know it sounds crazy, but it's true. | Martin Harris; Prens Shada'ya en çok yaklaşabilecek 2 3 davetliden biri. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
This is it. | Jürgen haklı olabilir. Ama bunu kanıtlamak kolay değil. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Sorry, no elevator. | Liz'e gitmem gerek. Martin, bu hiç iyi bir fikir değil. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I know, not the Adlon Hotel. | Yanındakiler benim programımı izliyor. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
The walls are made of cardboard, but it's home. | Bugün nerede olacağını biliyorum. Birileri onu izliyor olacaktır. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I have to work tonight. You can sleep in there. | Ya o da oradaysa? Olmayacak. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I have extra mattress. | O benim yerimde, unuttun mu? Bugün Bressler'la buluşacak. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
It's quaint. | Evet? Şimdi oturdular. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Would you mind if I took a shower? | Kalktıklarında haber ver. Sağ ol. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You could try. I'm not sure you will fit. | Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakın. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
The light is broken. You need to leave the door open if you want to see anything. | Kalktı. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. I just I'm sorry. I give you a place to stay. | Liz? Burada ne arıyorsun? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
That does not give you the right to You're right. | Liz, neler oluyor? Deli misin? Bırak artık peşimi. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
They're good, the drawings. | Neden? Bana nedenini söyle. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You want to know? | Bunu sana zorla mı yaptırıyorlar? Seni tehdit mi ettiler? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
This is me. | Beni nasıl buldun? İndiğimizde afişleri gördün. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Two thousand two hundred fifty eight Euros... | Sergisine gittiğimiz zamandan bahsettin. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
...and counting. | Chicago'da birlikte gitmiştik hani? Unuttun mu? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I get to 4000, I can buy papers so I can get the hell out of here. | Çıkamam. Gel hadi benimle. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Sell the watch. You'll get more than you need. | Olmaz. İkimizi de öldürürler. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I plan to. | Yanından hiç ayrılmamalıydım. O taksiye hiç binmemeliydim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Ohh. | Anlamıyorsun, değil mi? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
How do you sleep? | Çantan... Havaalanında unuttuğun. Onun için geri dönüyordun. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Eh. He never goes for very long. | Onu bulman gerek. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
This guy, J�rgen. | Beni orada bekle. Liz, dur lütfen... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
He's absolutely no danger to you. | Seni seviyorum. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Okay. | Ne dedi? Burada olmaz. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Hello. | Hos geldin. Hoş geldin. Vakit kaybetmeden havaalanına gitmeliyiz. Hoş geldin. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You got company. | Ernst Jürgen ile mi görüşüyorum? Benim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Do you have the keys? | Ben Rodney Cole. Bana bir mesaj bırakmışsınız. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Bring it back to my place, leave the keys on the TV... | Martin'den de 2 mesaj aldım. Sorun nedir? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
...and don't forget to reset the meter. | Tanrım... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You're the best. I know. Come. | İnanamıyorum. Zavallı adam. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Yes, I sleep with every American you send my way. | Ama iyi haberlerim var. Az önce Berlin'e indim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
No need to explain. | Leipzig'de ders veriyordum Fachschule für Technik'te. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Biko! You're going to be late. | Kusura bakmayın. Almancamı mazur görün. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Shh. | Bressler'ın konuşmasını dinlemek için son gününe yetiştim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Jones? | Hemen uğrayabilirim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Biko? Biko? | Hayır, ne demek. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Who are you? | Hiç sorun değil. Çok uzakta değilim, adresi biliyorum. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Who the hell are you? | Sizinle buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum Bay Cole. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Biko's keys. | Görüşürüz o halde. Hoşça kalın. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Give them to me. Come on, you can't stay here. | Rodney Cole... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
This one! | Leipzig... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Are you all right? | Bay Jürgen. Dr. Cole. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
That guy, he killed a nurse in the hospital. | Nasılsınız? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
What? He killed a nurse. | Sağ olun. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Shit! | Bir şey içer misiniz? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Left, go left! Hang on! | Üstünde konyak olduğu yazan fakat muhtemelen likör ya da votka içeren... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Where is he? I can't see him. | ...bir içkim var. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Where is ? Where's the wiper switch? It's on the left! | Komşum, kocası içip kör olunca bana vermişti. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Shit! | Sağ olun, almayayım. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Come on! Go! | Peki ya kahve? Kendim için biraz yapmıştım. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Get off the tracks! I'm trying to! | Almayayım, teşekkürler. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Jesus! | Orduda mı görev yaptınız? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Come on, come on! Go! | Stasi'de. Doğu Almanya'da. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Come on! Run! | Torunum duysa acayip heyecanlanır. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
In here. | Soğuk Savaş Dönemi'ne büyük ilgisi vardır. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Out of the way. Out of the way. | Şuna bakın. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
We are being followed. Vladimir. | Nasıl bir araba bu? Volga GAZ 24. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
How does it feel | Tabakhane kokulu at arabası da diyebiliriz. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
To treat me like you do? | Berlin Duvarı gibi birden ortadan kaybolup gitti. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
When you've laid your hands upon me | Martin'le işiniz epey karışık. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
And you've told me who you are | Sizi nasıl bulmuş? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I thought I was mistaken | Tesadüfen. Çok şanslıymış doğrusu. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
How do I feel? | Nasıl yardımcı olabilirim? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Tell me now how do I feel? | Bizimle yetkililerin yanına gelin ve onun kimliğini doğrulattırın. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Gina. | Yetkililerin mi? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
You have to know I have never laid eyes on those men. | Durum o kadar kötü mü? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Why the hell did you have to get into my taxi? | Yani bir adamın öyle bir hikâyeyle gelmesi. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I wish I hadn't. Believe me. | İşi neden kabul ettiniz? Meraktan. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
And Biko. His family is in Africa. | O kadar mı? | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
The money will just stop coming. They will never know why. | Bu dünyada, benim gibi yaşlı... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Men like that, back there. | ...bir casusun ilgisini çekecek pek bir şey kalmadı. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
I have seen those kind of men before. | Hâlâ kafa yorduğum birkaç mesele var. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
They killed my family in Bosnia. | Birisi, yurtdışındaki istihbarat birimimiz... | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
My mother, my father, my brothers, slaughtered! | ...Aufklärung için çalıştığım zamanlardan. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
We have to disappear. | Avrupa temelli, Section 15 isimli bir suikastçı biriminden bahsederlerdi. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
Gina, they're after me, not you. Don't be stupid. They're after both of us! | Serbest çalışan, inkârı mümkün. Ödeme yapan herkes için çalışan bir birim. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |
If they killed Biko, they'll kill me just as easily. | Kamu sektörü, özel sektör. | Unknown-2 | 2011 | ![]() |