Search
English Turkish Sentence Translations Page 178946
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
We slept together many years ago, in London, after a night out drinking. | Yıllar önce Londra'da birlikte olduk. Zor bir gece sonrası. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
It should never have happened. | Hiç olmamalıydı. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Since then we've hardly had any contact. | O zamandan beri neredeyse hiçbir bağlantımız olmadı. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Not until yesterday? Not until yesterday. | Düne kadar olmadı? Düne kadar. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
A few glasses of wine and some old memories and the fire is rekindled? | Birkaç kadeh şarap, biraz eski anılar ve ateş yeniden mi alevlendi? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I didn't know you to be so passionate, Veum. | Bu kadar ihtiraslı olduğunu bilmiyordum, Veum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Jacob has had a tough time lately. I wonder, would it be possible to... | Jacob son günlerde zor zamanlardan geçti. Ben de bunu kendi karısına hiç... | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
...not mention this thing with his wife? | ...bahsetmemiş olma ihtimali var mıdır diye mi merak ettin? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Something like that. | Öyle de diyebiliriz. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
This is a murder investigation, Veum. I don't care about your sex life. | Bu bir cinayet soruşturması, Veum. Senin cinsel hayatın umurumda falan değil. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
So what if it wasn't sex? And it wasn't sadism? | Ya o seks değildiyse? Ve sadizm değilse? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
What does he get from it then? Are you asking me? | Bundan kazancı ne o zaman? Bana mı soruyorsun? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
There's something with the way they are hanged. So white, clean and innocent. | Onların asılması arasında ortak bir şey var. O kadar saf, temiz ve masumlar ki. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
It's quite theatrical... | Ne dramatik konuştun ama... | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
As if he's trying to say something. | Güya sana bir şey söylemeye çalışıyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Quite an unusual way of communicating, wouldn't you say? | Haberleşmek için ne kadar olağanüstü bir yol, değil mi? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Killing might not be the main point. | Asıl mesele, öldürmek olmayabilir. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
The murders might be the means to obtain what he really wants. | Cinayetler, onun gerçekten istediği şeyi elde etmekte bir araç olabilir. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
And what does he really want? | Neymiş onun gerçekten istediği? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
In any case he's addressing an audience. | Her halükârda seyirciye hitap ediyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
He's considerate towards his victims. A real gentleman, you might say. | Kendi kurbanlarına karşı çok anlayışlı. Gerçek bir beyefendi, diyebilirsin. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Do you know how he drugged them? | Onları nasıl uyuşturduğunu biliyor musun? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
With Rebecca it was gas, and with Ruth pills. | Rebecca'yı zehirli gaz ile Ruth'u ise haplarla. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Enough to knock out a horse. | Bir atı bile uyuşturmaya yeter. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
What kind of pills? | Ne tür haplar bunlar? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Simon, you're on sick leave. Do you realize that? | Simon, hastalık iznindesin. Farkında mısın? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I want to do my bit. | Üstüme düşeni yapmak istiyorum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I don't think that's such a good idea. Go home to your wife. | Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Evine, karının yanına git. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She's already back at work. | Çoktan işine döndü o. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Sitting staring at the wall doesn't make things any better. | Oturup duvarlara boş boş bakmak, hiçbir şeyi yoluna sokmaz. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
There's got to be something I can do? | Yapabileceğim bir şey var mı? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Talk to Syversen. But nothing related to the case. | Syversen'le konuş. Fakat davayla hiçbir ilgisi yok. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
It was lithium. The pills, it was lithium. | Lityumdu. Haplar, lityumdu. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Supposed to relieve mood swings. | Ruh hâlinin çalkantılı olmasını hafifletmesi gerekiyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Have you seen this woman before? Rebecca is here quite often. | Bu kadını daha önce gördün mü? Rebecca, sık sık buraya gelir. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She's here? In what way? As a guest. | Buraya mı? Ne şekilde? Misafir olarak. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She often spent the night here? | Geceyi genellikle burada mı geçirir? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
About once a month, perhaps. Mostly at weekends. | Yaklaşık ayda bir kere. Çoğunlukla hafta sonları. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Alone, or what? | Yalnız mı? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She mostly comes alone. I've never seen her arrive with someone. | Çoğunlukla yalnız gelir. Buradan ayrılırken hiçbir zaman yanında birisini görmedim. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
There's been some talk about goings on in the corridors, but... I don't know. | Koridorlarda olan bazı şeylerden bahsediliyordu ama... Bilemiyorum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
As far as I know, I don't think she has a boyfriend. | Bildiğim kadarıyla bir erkek arkadaşı olduğunu da sanmıyorum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
How about this girl? | Peki ya bu kız? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Have you seen her and Rebecca together? | Onu hiç Rebecca'yla birlikte gördün mü? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
No. What's the matter with her? Is she ill or something? | Görmedim. Ona ne olmuş böyle? Hasta falan mı? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Excuse me! Do you know a girl called Ruth who lived here in a flatshare? | Affedersiniz. Buradaki bir dairede oturmuş Ruth adında bir kızı tanıyor musunuz? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Are you from the police? No. | Polis misin? Değilim. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Then you must be a journalist? No. | O zaman gazeteci olmalısın? Değilim. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
So what is it you want then? | Ne istiyorsun o vakit? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I don't really have the time. I'm off to work. | Cidden vaktim yok. İşe başlıyorum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Why did she move out? | Neden taşındı? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
It didn't work out. She was totally fucked up. | Başarılı olamadı. Her şeyi mahvetti. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
So finally we threw her out. When was that? | Biz de sonunda onu evden attık. Ne zaman oldu bu? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Do you know where she stayed after that? | Buradan ayrıldıktan sonra nerede kaldığını biliyor musun? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She's must have been sleeping around, I guess. | Önüne gelenle yatmıştır. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
What was her problem? | Onun neyi vardı? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Are you sure you're not a cop? Do I look like one? | Polis olmadığına emin misin? Polis gibi mi görünüyorum? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Here. You can just press "play". | Al bakalım. "Oynat"a bas. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She stopped taking her medicine, I think. She said the pills made her fat. | İlaçlarını almayı bırakmıştı sanırım. Hapların kilo aldırdığını söylemişti. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
It seemed to me she was getting more and more spaced out. | Bu olay gittikçe daha sık aralıklarla oluyormuş gibi gelmişti bana. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I even started feeling afraid of her. | Hatta ondan korkmaya başlamıştım. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Why did you film this? To show her. | Neden bunu çektin? Ona göstermek için. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I thought that maybe if she could see this, it would make her realize. | Belki bunu görebilseydi, kendi davranışlarının farkına varabilirdi diye düşündüm. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Had she been diagnosed? | Teşhis konuldu mu? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Manic depressive. | Manik depresif. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She received treatment, which seemed to help. Or so the parents said. | Ona yardımı dokunacak tedaviye kabul edilmiş. Ya da ailesi öyle demiş. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
The friend said she stopped taking her medicine and got worse than ever. | Arkadaşı ilaçları almayı kestiğini ve gittikçe kötüleştiğini söyledi. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
People described her as extremely destructive. Sexual self mutilation. | İnsanlar onun çok yıkıcı olduğunu anlattı. Cinsel yönden kendine zarar verme. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
She was banned from several clubs. Went to bed with just anyone. | Birçok kulübe girmesine yasak konmuş. Ayrıca birisiyle yatmasına da. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
What about the footprint? Find anything? | Ayak izi ne durumda? Bir şey buldun mu? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
A standard army boot. A very common kind of footwear. | Standart bir askerî bot. Çok yaygın bir ayakkabı. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Yes, but it's damaged here see that? On the outside the sole is worn flat. | Evet, burası zarar görmüş. Gördün mü? Tabanın dışı çok yıpranmış. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
He stalks the victims beforehand. | Önceden kurbanlarının yanına sessizce yaklaşıyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Which means they are carefully chosen and not picked at random. | Bu da onların rastgele değil, dikkatlice seçildiği anlamına geliyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Fallen angels. Sorry? | Yeryüzüne inmiş melekler. Anlayamadım? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Like in the Bible. The fallen angels were thrown out of heaven. | İncil'de bahsedildiği gibi. Yeryüzüne inmiş melekler, cennetten kovulmuşlardır. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
They were pure and elevated, but then they misused their free will. | Saf ve yüce varlıklardır fakat hür iradelerini kötüye kullanmışlardır. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Tell me, have you joined a sect or something? | Söylesene, belli bir tarikata falan mı katıldın? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
What if the murderer sees himself as some kind of divine executioner. | Peki ya katiller, kendilerini bir tür kutsal cellat olarak görüyorlarsa? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
He sees it as his duty to kill women. | O, kadınları öldürmeyi kendine görev olarak görüyor. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Soiled, apostate, hence promiscuous women. | Lekelenmiş, dinden dönen ve önüne gelenle birlikte olan kadınlar. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Was Ruth a prostitute? In the eyes of the murderer. | Ruth bir fahişe miydi? Katilin gözlerinde. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
And Rebecca? | Peki ya Rebecca? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Rebecca was a regular guest at Park Hotel. | Rebecca, Park Oteli'nin devamlı konuğuydu. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Do you know who I've been thinking of a lot? Eric Clapton. | En çok kimi düşündüğümü biliyor musun? Kimi? Eric Clapton. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
He lost his son and writes this just amazing song. | Oğlunu kaybeder ve bu inanılmaz şarkıyı yazar. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I think it must have made it easier for him. | Bunu yapmak onun için daha kolay sanırım. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
I'm not able to work at all. | Elden ayaktan düştüm artık. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Jacob. Did you know she stayed at that hotel? | Jacob. Onun bu otelde kaldığını biliyor muydun? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Sometimes she left, and sometimes I left. | Bazen o giderdi, bazen de ben. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Isn't that the way it is in a relationship? | İlişkinin olmazsa olmazı değil midir bu? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
You must have wondered what she was up to. | Ne işler karıştırdığını merak ediyor olmalıydın. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
People were talking at the hotel. | İnsanlar otelde konuşuyorlardı. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Am I supposed to start doubting her now? | Ondan şimdi mi şüphelenmem gerekiyor? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
You said it yourself, it doesn't matter. | Kendin söyledin, hiçbir önemi yok. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Rebecca is dead, and I'm a paranoid idiot. | Rebecca öldü ve ben paranoyak aptalın tekiyim. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
We had a lot of fun, the three of us. We did. | Zamanında üçümüz birlikte çok eğlendik. Aynen öyle. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Shall we go and have a beer or something? | Gidip bir şeyler içelim mi? | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
No. Only if you had the time, of course. | Olmaz. Sadece vaktin olduğunda, unutmuşum. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |
Find the fucker who did it. | Bunu ona yapan pezevengi bul. | Varg Veum - Falne engler-1 | 2008 | ![]() |