Search
English Turkish Sentence Translations Page 183937
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
This is a nice apartment! | Çok güzel bir daire! | Zuo you-1 | 2007 | |
We four people will lie on one bed! | Dördümüz aynı yatakta yatabiliriz. | Zuo you-1 | 2007 | |
This bed is so soft! | Yatak çok yumuşak! | Zuo you-1 | 2007 | |
Isn't the design of this apartment weird? | Dairenin tasarımı tuhaf değil mi? | Zuo you-1 | 2007 | |
Come here, there are two more rooms over there. | Baksana, burada 2 oda daha var. | Zuo you-1 | 2007 | |
This is a nice apartment! | Bu daire harika! | Zuo you-1 | 2007 | |
I think it's too expensive. | Kirası çok fazla. | Zuo you-1 | 2007 | |
Ah, the elevator is here. | Asansör burada. | Zuo you-1 | 2007 | |
I've been in a meeting. | Toplantıdaydım. | Zuo you-1 | 2007 | |
Hehe needs to go to the bathroom. | Hehe, tuvalete gitmek istiyor. | Zuo you-1 | 2007 | |
Daddy will take you to the bathroom. | Babacık seni tuvalete götürsün. | Zuo you-1 | 2007 | |
Your clients want to see the apartments today? | Gidiyor musun? | Zuo you-1 | 2007 | |
Yes, they insisted on coming today, I scheduled the appointment ages ago. | Evet, daireyi hemen görmek istiyorlarmış. | Zuo you-1 | 2007 | |
Say bye to mama. | Anneye hoşça kal de. | Zuo you-1 | 2007 | |
Bye ByeByeBye Mama. Goodbye. | Hoşça kal, anne. Hoşça kal. | Zuo you-1 | 2007 | |
Lao Xie, have you seen my cell phone? | Lao Xie, cep telefonumu gördün mü? | Zuo you-1 | 2007 | |
It might be on top of the microwave. | Mikrodalga fırının üstünde olabilir. Mikrodalga fırınının üstünde olabilir. | Zuo you-1 | 2007 | |
Hehe. Mama is leaving. | Hehe, anne gidiyor. | Zuo you-1 | 2007 | |
Bye Mama. Goodbye. | Hoşça kal,anne. Hoşça kal. | Zuo you-1 | 2007 | |
Are you done? Yes. | Bitti mi? Evet. | Zuo you-1 | 2007 | |
Let's go to see Hehe. Come on. Quick. | Haydi Hehe'yi görmeye gidelim. Hadi, çabuk olun. | Zuo you-1 | 2007 | |
Teacher Gao. | Öğretmen Gao. | Zuo you-1 | 2007 | |
Hello Hehe's father. Hello. | Merhaba Hehe'nin babası. Merhaba. | Zuo you-1 | 2007 | |
I've heard about Hehe's problems. | Hehe'nin sağlık problemi olduğunu duydum. | Zuo you-1 | 2007 | |
She hasn't been to school in a while now. | Bir süredir okula gelmediği için... | Zuo you-1 | 2007 | |
All her classmates miss her. | ...arkadaşları onu özledi. ...arkadaşları onu çok özledi. | Zuo you-1 | 2007 | |
I've brought them today to visit Hehe. | Onları Hehe'yi ziyaret etmeleri için getirdim. | Zuo you-1 | 2007 | |
Oh, thank you thank you, please come in. | Teşekkür ederim, teşekkür ederim. Lütfen içeri gelin. | Zuo you-1 | 2007 | |
Say hi to uncle. Hello uncle. | Amcaya merhaba deyin. Merhaba amca! | Zuo you-1 | 2007 | |
Hello students. | Merhaba çocuklar. | Zuo you-1 | 2007 | |
Please come in. Walk inside. | Lütfen içeri gelin. Yürüyün. | Zuo you-1 | 2007 | |
Come inside the room. It's warmer in here. | Odaya geçin, burası daha sıcak. Odaya geçin, içerisi daha sıcak. | Zuo you-1 | 2007 | |
Come on. Quick. Let's go. | Gel. Çabuk. | Zuo you-1 | 2007 | |
Come in. Come in. | İçeri gelin. | Zuo you-1 | 2007 | |
Teacher Gao, please. Where's Hehe? | Öğretmen Gao, lütfen. Hehe nerede? | Zuo you-1 | 2007 | |
She's in her room, I'll call her out. Please come in. | Şu an odasında, hemen getiririm. Lütfen içeri gelin. He he odasında, hemen getiririm. Lütfen içeri gelin. | Zuo you-1 | 2007 | |
Kids, have a seat. Sit on the sofa. | Çocuklar, oturun. | Zuo you-1 | 2007 | |
Sit on the sofa. | Lütfen oturun. | Zuo you-1 | 2007 | |
Small sea shells, small sea shells. | Küçük deniz kabukları, küçük deniz kabukları... Ufak deniz kabukları, ufak deniz kabukları... | Zuo you-1 | 2007 | |
What is this sound? | Duyduğum bu ses ne? Bu ses de ne? | Zuo you-1 | 2007 | |
Ocean Shells. Ocean Shells. | Okyanusun dalgaları. Okyanusun dalgaları. Okyanus kabukları. Okyanus kabukları. | Zuo you-1 | 2007 | |
What are they singing? | Nasıl şarkı söylüyor? Ne söylüyorlar? | Zuo you-1 | 2007 | |
We want to prick up our ears. | Beni kulağınıza tutmalısın.. Kulak kabartmak istiyoruz. | Zuo you-1 | 2007 | |
Listen. Listen. | İyice dinle. İyice dinle. Dinle. Dinle. | Zuo you-1 | 2007 | |
Whosh! whosh whosh whosh! | Whosh! Whosh whosh whosh! | Zuo you-1 | 2007 | |
There won't be anyone coming? | Buraya gelen olmaz mı? Buraya kimse gelmez mi? | Zuo you-1 | 2007 | |
The landlord is out of the country. | Ev sahibi yurt dışında. | Zuo you-1 | 2007 | |
The place hasn't been leased yet. | Daire henüz kiralanmadı. | Zuo you-1 | 2007 | |
Let's go in first. | Hadi odaya geçelim. | Zuo you-1 | 2007 | |
Little bear, little bear, nod your head. | Küçük ayı, kafanı salla... Küçük ayı, küçük ayı başını salla... | Zuo you-1 | 2007 | |
Nod your head. 1, 2, 1. | Kafanı salla. 1, 2, 1. Başını salla. 1, 2, 1. | Zuo you-1 | 2007 | |
Little doll, smile. | Küçük bebek, gülümse. Küçük bebek, gülümse... | Zuo you-1 | 2007 | |
Hey, Mei Zhu. | Hey, Mei Zhu. | Zuo you-1 | 2007 | |
This place seems strange. | Burası garip görünüyor. | Zuo you-1 | 2007 | |
This is a living room, the landlord put a bed here. | Ev sahibi oturma odasına yatak koymuş. | Zuo you-1 | 2007 | |
That's probably why it seems strange. | Bu yüzden biraz garip görünüyor. | Zuo you-1 | 2007 | |
There's someone living here? | Burada yaşayan biri var mı? | Zuo you-1 | 2007 | |
No. There isn't. | Hayır, yok. | Zuo you-1 | 2007 | |
These things are all brand new, I bought some quilts. | Bütün her şey yeni aldım, hatta yorganı bile. | Zuo you-1 | 2007 | |
There's personal hygiene products back there too. | Ayrıca banyoda hijyen ürünleri de var. | Zuo you-1 | 2007 | |
The furniture is left from before. | Mobilyalar daha önceden bırakıldı. | Zuo you-1 | 2007 | |
This place is so strange, no one wants to lease it. | Farklı bir daire olduğu için kimse kiralamak istemiyor. | Zuo you-1 | 2007 | |
So, I leased it for a month. | Burayı bir aylığına kiraladım. | Zuo you-1 | 2007 | |
Take off your clothes. | Montunu çıkar. | Zuo you-1 | 2007 | |
Have a seat. Yes. | Otursana. Olur. | Zuo you-1 | 2007 | |
There's drinks in the fridge. | Buzdolabında içecek var. | Zuo you-1 | 2007 | |
Later. | Belki sonra. | Zuo you-1 | 2007 | |
Let's watch TV. | TV. izleyelim. | Zuo you-1 | 2007 | |
The TV is left from before too? | TV. ev sahibi mi bırakmış? TV.'u da mı bırakmışlar? | Zuo you-1 | 2007 | |
I think NBA's on today. | Sanırım bugün NBA günü. | Zuo you-1 | 2007 | |
This channel? | Bu kanal mı? Bu kanaldı. | Zuo you-1 | 2007 | |
The other channel? | Diğer kanal? | Zuo you-1 | 2007 | |
CBA (Chinese Basketball Association) | CBA. (Çin Basketbol Federasyonu) | Zuo you-1 | 2007 | |
Do you want to watch this? Yes. | İzlemek ister misin? Evet. | Zuo you-1 | 2007 | |
The third quarter is finished... | Maç sona erdi... | Zuo you-1 | 2007 | |
Ba Yi team won by 69:64... | Ba Yi takımı 69 64 maçı kazandı... ...Ba Yi takımı 69 64 maçı kazandı... | Zuo you-1 | 2007 | |
You can watch it yourself. | Sen izle. | Zuo you-1 | 2007 | |
I'm going to go shower. | Duş alacağım. | Zuo you-1 | 2007 | |
Pick up the telephone. | Telefona baksana. | Zuo you-1 | 2007 | |
Why are you coming back so early? | Neden bu kadar erken döndün? | Zuo you-1 | 2007 | |
I'm talking with someone right now. | Şu an toplantıdayım... Şu an birisiyle görüşüyordum. | Zuo you-1 | 2007 | |
No. Go ahead, tell me. | Hayır. Konuşabilirim. | Zuo you-1 | 2007 | |
Isn't one pillow too low for you? | Yastık çok alçak, değil mi? | Zuo you-1 | 2007 | |
You still remember? | Halen hatırlıyorsun. | Zuo you-1 | 2007 | |
Still good. | Fena değil. Gene de iyi. | Zuo you-1 | 2007 | |
She called? | Fan mı aradı? O mu aradı? | Zuo you-1 | 2007 | |
They had an accident. | Büyük bir kaza atlatmışlar... Kaza geçirmişler... | Zuo you-1 | 2007 | |
She said that when she thought it was over, | Hemen sonrasında... ...olay olduktan sonra... | Zuo you-1 | 2007 | |
the first thing that came up in her head | ...aklına gelen ilk şeyin... | Zuo you-1 | 2007 | |
was Hehe's face. | ...Hehe olduğunu söyledi. ...Hehe'nin yüzü olduğunu söyledi. | Zuo you-1 | 2007 | |
If we succeed, | Eğer başarılı olursak,... | Zuo you-1 | 2007 | |
then we can really cure her. | ...Hehe'nin tedavisi başlayacak. ...o zaman onu gerçekten iyileştirebileceğiz. | Zuo you-1 | 2007 | |
Even if for 5 years, | 5 yıl,... Belki, 5 yıl,... | Zuo you-1 | 2007 | |
10 years, | 10 yıl,... | Zuo you-1 | 2007 | |
20 years, | 20 yıl,... | Zuo you-1 | 2007 | |
or a lifetime. | ...ömür boyu bile sürse. ...veya bir ömür boyu. | Zuo you-1 | 2007 | |
But I don't care. | Her şeye değer. Ama umurumda değil. | Zuo you-1 | 2007 | |
Hehe, where's daddy? | Hehe, baban nerede? | Zuo you-1 | 2007 | |
Daddy went out. | Babam dışarı çıktı. | Zuo you-1 | 2007 | |
I just came home too. | Ben de yeni geldim. | Zuo you-1 | 2007 |