Search

English Turkish Sentence Translations Page 2386

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
But Thomas is going to be Kyle's special friend.	Ama Thomas özel olarak Kyle'nin arkadaşı olacak.	After Thomas-1	2006
So, after six more bedtimes,	Yani, altı gece sonra,	After Thomas-1	2006
six more bedtimes, Kyle will have his Thomas dog.	altı gece sonra, Thomas Kyle'nin arkadaşı olacak.	After Thomas-1	2006
Kyle, are you listening to me?	Kyle, beni dinliyor musun?	After Thomas-1	2006
Here we are, then. He's a bit of a big lump, Kyle.	İşte burada. Büyük bir tüy yumağı, Kyle.	After Thomas-1	2006
Let me give him to your mum. There you go.	Annene vereyim. Hadi bakalım.	After Thomas-1	2006
Hello there.	Merhaba ufaklık.	After Thomas-1	2006
Yes, he's so beautiful.	Evet, çok güzel.	After Thomas-1	2006
It's nice to see you.	Seni görmek çok hoş.	After Thomas-1	2006
There, there, there.	Gel, gel, gel.	After Thomas-1	2006
PAT: Yes, hello.	Evet, merhaba.	After Thomas-1	2006
You certainly look pretty.	Ne şirin şeysin sen öyle.	After Thomas-1	2006
You're such a pretty dog.	Güzel köpekçik.	After Thomas-1	2006
Pretty? He's a boy. Oh, right. He's handsome.	Güzel mi? O bir erkek. Oh, doğru. O zaman, çok yakışıklı.	After Thomas-1	2006
He's a boy, he's so handsome.	Erkek ve çok yakışıklı.	After Thomas-1	2006
Rob, what are you doing? He can't come down now, he'll never go up again.	Rob, ne yapıyorsun? Şimdi aşağıya indirirsen bir daha yukarı çıkmaz.	After Thomas-1	2006
Well, I didn't exactly have any say in it.	Valla ha ben bir şey söylemedim.	After Thomas-1	2006
Oh, come on. Puppy or no puppy, he needs a routine.	Oh, hadi ama. Köpek olsun yada olmasın, bir düzene ihtiyacı var.	After Thomas-1	2006
Kyle, come on, it's bedtime. Come on.	Kyle, hadi, uyku zamanı. Hadi.	After Thomas-1	2006
Bedtime, Thomas.	Uyku zamanı, Thomas.	After Thomas-1	2006
Thomas puppy, duck puppy. That's not good puppy.	Thomas köpekçik, ördekçik. Bu iyi değil köpekçik.	After Thomas-1	2006
Nic?	Nic?	After Thomas-1	2006
No, give it to Kyle.	Hayır, onu Kyle'e ver.	After Thomas-1	2006
Thomas puppy, duck puppy. No, puppy. Give it to Kyle.	Thomas köpekçik, ördekçik. Hayır, köpekçik. Onu Kyle'e ver.	After Thomas-1	2006
Listen to that.	Dinle bak.	After Thomas-1	2006
What do you reckon then, Thomas? Blue or green?	Thomas sizce ne renk olsun? Mavi mi yeşil mi?	After Thomas-1	2006
Nic, it's a dog collar.	Nic, altı üstü bir köpek rengi.	After Thomas-1	2006
Daddy doesn't get it, does he? He doesn't get it. No, no.	Babacık anlamıyor, değil mi? Babacık anlamıyor. Hayır, hayır.	After Thomas-1	2006
Don't want those other dogs in the street	Yanlış renk seçtik diye, sokaktaki diğer köpeklerin	After Thomas-1	2006
teasing you, do we, for getting the wrong colour?	sana sataşmasını istemeyiz, değil mi?	After Thomas-1	2006
Try this one.	Şunu bir dene.	After Thomas-1	2006
Oh, now that is nice. Look, look, Thomas.	Oh, işte bu harika. Bak, bak, Thomas.	After Thomas-1	2006
I think it's a bit big for you.	Bence biraz büyük geldi.	After Thomas-1	2006
I think it's a bit big. I think he'll like one of these	Biraz büyük geldi. Bence şunlardan birini beğenecek	After Thomas-1	2006
because he knows... Thomas! He knows that it will fit.	Çünkü biliyor ki... Thomas! Tam geleceğini biliyor.	After Thomas-1	2006
And he knows that his old one is too small.	Ve eskisinin de küçük geldiğini biliyor.	After Thomas-1	2006
Kyle, the pram's for you. How much do we need?	Kyle, o araba senin için. Kaç paraya ihtiyacımız var?	After Thomas-1	2006
Fifty should do it.	50 yeterli.	After Thomas-1	2006
You're sure you've finished shopping for the dog?	Köpek için lan alışverişinin bittiğinden emin misin?	After Thomas-1	2006
He doesn't need his own sofa bed or something?	Kendisine özel koltuğa yada başka bir şeye ihtiyacı yok mu?	After Thomas-1	2006
Kyle? Kyle?	Kyle? Kyle?	After Thomas-1	2006
Hello. No, he's fine. He's all right.	Merhaba. Hayır, sorun yok. Sorun yok.	After Thomas-1	2006
This is my dog. His name is Thomas.	Bu benim köpeğim. Onun adı Thomas.	After Thomas-1	2006
He's just a puppy, but he'll grow up to be a big dog.	O sadece bir küçük köpek, ama çok çok büyük bir köpek olacak.	After Thomas-1	2006
He's beautiful, isn't he? And what's your name?	Çok güzel, değil mi? Peki, senin adın ne?	After Thomas-1	2006
PAT: Andrew is angry with you, Kyle, because you took his toy.	Andrew sana kızdı, Kyle, çünkü onun oyuncağını aldın.	After Thomas-1	2006
Thomas wouldn't like it if you took his toy, would he?	Thomas'ın oyuncağını alsaydın Thomas'ta kızardı, değil mi?	After Thomas-1	2006
Thomas? Yes.	Thomas? Evet.	After Thomas-1	2006
So, go and ask Andrew nicely if you can see his toy?	Şimdi, git ve Andrew'e nazikçe sor bakalım, oyuncağını görebilirmiş misin?	After Thomas-1	2006
Look, it's okay to be a bit scared.	Bak, korkmuş olabilirsin.	After Thomas-1	2006
Just go up to Andrew and say, "May I see your toy, please?"	Sadece git ve Andrew'e şunu sor, "Oyuncağına bakabilir miyim, lütfen?"	After Thomas-1	2006
Go on. That's it.	Hadi. İşte bu.	After Thomas-1	2006
May I see your toy, please? No.	Oyuncağına bakabilir miyim, lütfen?? Hayır.	After Thomas-1	2006
That's all right, too, Kyle. Sometimes people do say no.	Bu da iyi bir şey, Kyle. İnsanlar bazen hayır derler.	After Thomas-1	2006
I'm sure Andrew will let you play with his toy another time.	Eminim ki Andrew başka zaman oyuncakları ile oynama izin verecektir.	After Thomas-1	2006
May I see your toy, please?	Oyuncağına bakabilir miyim, lütfen?	After Thomas-1	2006
Thomas said no.	Thomas hayır dedi.	After Thomas-1	2006
He did, didn't he?	Dedi, değil mi?	After Thomas-1	2006
He'll give it to me another time.	Başka zaman verecek.	After Thomas-1	2006
Is that what he said? Okay, then.	Bu mu söyledi? Tamam, o zaman.	After Thomas-1	2006
Kyle is filling the cup with Thomas' food,	Kyle bardağı Thomas'ın maması ile dolduruyor,	After Thomas-1	2006
and then pouring the food into Thomas' bowl.	ve onu Thomas'ın tasına boşaltıyor.	After Thomas-1	2006
Very good. I think that's enough, do you?	Çok iyi. Bence bu kadarı yeterli, değil mi?	After Thomas-1	2006
And now we have to add some... Water.	Şimdi de biraz... Su.	After Thomas-1	2006
Some water. Well done, very good.	Biraz su. Peki, çok iyi.	After Thomas-1	2006
Oh, no! No, stop! Nic!	Oh, hayır! Hayır, dur! Nic!	After Thomas-1	2006
Take him outside, Rob. Come here, you.	Dışarı çıkar, Rob. Buraya gel bakalım.	After Thomas-1	2006
Thomas wee.	Thomas çiş yapıyor.	After Thomas-1	2006
Yes, that's right. Thomas has done another wee wee.	Evet, aynen öyle. Thomas çişini yaptı.	After Thomas-1	2006
But he should do it outside,	Ama çişini dışarıda yapmalı ki,	After Thomas-1	2006
so it doesn't make the house all dirty and smelly.	ev pislenmesin ve kötü kokmasın.	After Thomas-1	2006
Just like people use the toilet.	İnsanların tuvaleti kullanması gibi.	After Thomas-1	2006
That's why Mummy and Daddy	Annesi ile babasının Kyle'e	After Thomas-1	2006
tell Kyle to use the toilet and then Kyle won't need nappies any more.	altına yapmaması için tuvaleti kullanması gerektiğini söylediği gibi.	After Thomas-1	2006
See how he's doing it?	Bak nasıl yapıyor?	After Thomas-1	2006
Go on, give him a choccy drop.	Hadi, ona bir çikolata ver.	After Thomas-1	2006
Clever, isn't he?	Çok akıllı, değil mi?	After Thomas-1	2006
Give it to him, then.	Ver hadi.	After Thomas-1	2006
Here, Thomas.	Buraya bak, Thomas.	After Thomas-1	2006
Now praise him.	Şimdi onu öv.	After Thomas-1	2006
Excellent pee. Well done. Good effort.	Harika bir işemekti. Aferin. İyi deneme.	After Thomas-1	2006
Right, it's time to go to the shoe shop, I think, boys.	Peki, çocuklar şimdi ayakkabı dükkanına gitme zamanı.	After Thomas-1	2006
Shoe shop! WOMAN: Okay, brilliant. Thank you.	Ayakkabı dükkanı! Tamam, harika. Teşekkür ederim.	After Thomas-1	2006
My Mum's got our money.	Para annemde olur.	After Thomas-1	2006
You want some money. Okay. Now, Tim.	Para istiyorsun. Tamam. Şimdi, Tim.	After Thomas-1	2006
Would you like to come to my shoe shop? Which shoe would you like to buy?	Ayakkabı dükkanıma bakmak ister misin? Hangi ayakkabıyı beğendin?	After Thomas-1	2006
Monster ones. Monster ones?	En büyük olan. En büyük olan mı?	After Thomas-1	2006
Okay, the monster shoes costs 2p.	Tamam, en büyük ayakkabının fiyatı 2p.	After Thomas-1	2006
One, two, 2p. Let me just put the money in my till.	Bir, iki, 2p. Paramı kasama koymama izin verin.	After Thomas-1	2006
Come and sit with your friends, Kyle.	Gel arkadaşların ile beraber otur, Kyle.	After Thomas-1	2006
We're playing shoe shops. No.	Ayakkabı dükkanını oynuyoruz. Hayır.	After Thomas-1	2006
Okay, that's fine.	Tamam, öyle olsun.	After Thomas-1	2006
I want a wee.	Çişim geldi.	After Thomas-1	2006
What did you say, Kyle?	Ne dedin sen, Kyle?	After Thomas-1	2006
I don't want to make the house dirty and smelly.	Evi pisletmek ve kokutmak istemiyorum.	After Thomas-1	2006
Choccy drop. What was that, sweetheart?	Çikolata. Bu nerden çıktı canım?	After Thomas-1	2006
Choccy drop.	Çikolata.	After Thomas-1	2006
Yes, you have been a very good boy.	Evet, sen çok iyi bir çocuk oldun.	After Thomas-1	2006
Come on. Back to class and we'll get you a biscuit.	Hadi. Sınıfa geri dönelim ve sana bir bisküvi alalım.	After Thomas-1	2006
Rob, have you seen the other one of these coats?	Rob, diğer montu gördün mü?	After Thomas-1	2006