Search
English Turkish Sentence Translations Page 2443
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
This was my daughter who called or my wife? | Arayan kızımmıydı yoksa karım mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Your daughter. | Kızınız. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Okay, I'll call her back. | Tamam, onu ararım. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
All that glucose... | O kadar glukoz... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Worries me. | Beni endişelendiriyor. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I can examine you if you want. | Eğer isterseniz sizi muayene edebilirim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I'm a doctor. | Ben doktorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
All right... | Pekala... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
what can I do for you, Dr. Kay? | sizin için ne yapabilirim, Dr. Kay? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
You work at St. Louis, right? | St. Louis'de çalışıyorsunuz, değil mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I don't know if I'm the right... | Yanılmıyorum değil mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Nathan, I believe you have misunderstood me. | Nathan, zannediyorum ki beni yanlış anladın. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I'm very serious. | Ben çok ciddiyim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
You mustn't take hypoglycemia lightly. | Hipoglisemi'yi hafife almamalısın. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
In fact, you shouldn't take any symptom lightly... ever. | Aslında hiçbir belirtiyi hafife almamılısın... asla. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
You can't imagine the number of cells you burn up every day. | Hergün yaktığın hücrelerin sayısını hayal bile edemezsin. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Of course, you'll tell me you're also manufacturing... | Tabi sen bana ürettiğini de söyleyeceksin... Elbette, bana yenilendiklerini de söyleyeceksiniz... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I don't want to interrupt... But it's not so. | Sözünü kesmek istemem ama... Ama öyle değil. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Neurons can't be replaced. Some die every day. | Nöronlar yenilenemez. Hergün bazıları ölür. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Every day a few more. | Hergün biraz daha. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
All that glucose you're pumping in is just cheap energy. | Pompaladığınız o bütün glukoz sadece ucuz enerji. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Very bad for you, very bad for the neurons. | Senin için zararlı, nöronlar için çok zararlı. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Thank you for your concern about my health, but I'm fine. | Sağlığım için duyduğunuz endişe için teşekkürler, ama ben iyiyim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Now why don't you tell me what you want from me? | Şimdi neden benden ne istediğinizi söylemiyorsunuz? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
That slight shaking in your hands, | Ellerindeki hafif titreme, | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
have you had that a long time? | uzun zamandır mı var? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
It's a morning thing, right? | Sabahları oluyor, değil mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
When you wake up? | Uyandığında mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yes, sweetheart, I know. | Evet, tatlım, biliyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Daddy will call you back, but now I'm... | Baban seni araryacak, ama şimdi... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
wait, hang on. | bekle. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Would you excuse me a second? | Bir saniye müsade edermisiniz? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? | Tabi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Honey, I can't talk to you now. | Tatlım, şu anda seninle konuşamam. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Rachel, check out that guy for me... now. | Rachel, şu adamı benim için bir kontrol edermisin... şimdi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Of course you're coming for vacation. | Tabi ki tatile geliyorsun. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Sure you are. | Tabi ki öyle. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
No, honey, I can't come get you. | Hayır tatlım, seni almaya gelemem. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
We'll do just like last time, I... | Son sefer yaptığımız gibi... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
We'll see. | Bakarız. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Okay, I'll call you back. Love you. | Tamam, seni ararım, seni seviyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Don't ever do this to me again. Ever. | Bir daha asla bana bunu yapma. Asla. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I've got a screwball in my office. | Ofisimde bir arıza var. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
He may be a screwball, but he wasn't lying. | Arıza olabilir ama yalan söylemiyor. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
He's head of a department at St. Louis. | St. Louis'de bölüm şefi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Ross didn't tell you anything else? | Ross sana başka birşey söyledi mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
No, nothing. | Hayır, hiç birşey. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
They say the swan sings only once, | Ölmeden önce kuğunun sadece bir kere... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
just before dying. | şarkı söylediği söylenir. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
He senses he's going to die, so he sings. | Öleceğini hisseder, ve söyler | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
It's not because of the pain. | Acı çektiğinden değil. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
On the contrary, he sings because he's glad. | Karşı görüş mutluluktan söylediğidir. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
He's glad to die. | Ölmekten memnundur. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
The number of legends about swans... Dr. Kay. | Kuğular hakkında bir sürü efsaneler... Dr. Kay. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
They also say swans | Eşiği geçmelerine yardım etmek için, | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
guide and keep company with the dead, | kuğuların rehberlik ettiğini... ...arkadaşlık ettiklerini, ölümün eşiğinden geçişlerinde... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
to help them cross the threshold. | ve ölüme eşlik ettiğini de söylerler. ...onlara yardım ettiklerini de söylerler. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
That's my favorite... a very old Celtic legend. | Benim favorim bu... çok eski bir Celtic efsanesi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yes, I know it. You do? | Evet,bunu biliyorum. Öyle mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yes, my wife told me about it. Your wife told you about it? | Evet, eşim anlatmıştı. Eşiniz mi anlatmıştı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
You mean your ex wife? | Eski eşiniz mi demek istiyorsunuz? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
We all live in glass houses. | Hepimiz camdan evlerde yaşıyoruz. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
So I see. | Anlıyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you finally tell me what I can do for you? | Şimdi neden artık sizin için ne yapabileceğimi söylemiyorsunuz? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I believe I'm the one who can do something for you. | Dürüst olmak gerekirse, sizin için birşey yapabilecek olan tek kişi benim sanırım. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
But you'll see for yourself. | Ama kendiniz de göreceksiniz. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Certain experiences can be very unsettling. | Kati deneyimler rahatsızlık vereci olabilir. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I'll see what, for God's sake? What experiences? | Neyi göreceğim, allah aşkına? Ne deneyimleri? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I'm merely pointing out the need to be prepared. | Ben sadece hazır olmanız gerektiğini işaret ediyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Is that a threat? | Bu bir tehdit mi? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
No, it's not a threat. | Hayır, bir tehdit değil. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
It's a message. | Bu bir mesaj. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
But I'm not quite sure you're ready to hear it. | Ama duymaya hazır olduğunuzdan pek emin değilim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
How come you know so much about me? | Nasıl oluyorda benim hakkımda bu kadar çok şey biliyorsun? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Did you have me checked out? Did you... | Beni araştırdın mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
was it Ross told you all that stuff? | Bütün bunları Ross'mu anlattı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
"The need to be prepared." What's that supposed to mean? | "Hazır olmam gerektiği" bu ne demek oluyor? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I don't know this Ross person. | Ross denen şahsı tanımam. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I've never met the guy. | Hiç tanışmadım | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
And I think you know what I want from you. | ve senden ne istediğimi bildiğini düşünüyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I think you know very well. | Çok iyi bildiğini düşünüyorum. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
It's me. | Benim, Nathan. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Claire, hello. | Claire, alo. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I'm here. | Evet, burdayım. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Is Tracey there? | Tracey orada mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, sure. You want to talk to her? | Evet, tabi. Onunla konuşmak istermisin? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
She called me today. She wanted me to call back. | Bugün beni aradı. Onu ararmamı istedi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I know, she told me. | Biliyorum, söyledi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Um, Tracey's asleep. She's in bed. | Um, Tracey uyuyor. Yatağında. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Already? Is she okay? What's wrong? | Bu saatte mi? İyi mi? Neyi var? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
She waited for you to call all day. | Bütün gün aramanı bekledi. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
She's drawing things I don't understand | Anlayamadığım bazı şeyler çiziyor... | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
and waking up at night. | ve gece uyanıyor. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
No, she's not okay. | Hayır, iyi değil. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Is there anything I can do? | Yapabileceğim birşey var mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Let's talk about this another time, okay? | Bu konuyu başka bir zaman konuşalım, tamam mı? | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I'll tell her you called. | Ona aradığını söylerim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Nathan! Nathan. | Nathan! Nathan. Nathan! Nathan. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
Listen, I came to apologize for this morning. | Dinle, bu sabah için özür dilemeye geldim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |
I was a little heavy handed and I wanted to apologize. | Biraz kabaydım ve özür dilemek istedim. | Afterwards-1 | 2008 | ![]() |