Search
English Turkish Sentence Translations Page 3408
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You know what the hardest part of my job is? | İşimin en zor tarafı ne biliyor musun? | Alphas-2 | 2011 | |
| Protecting your ass. | Seni korumak. Sense işimi hiç kolaylaştırmıyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| Ah, quantum physics and lollipops. | Kuantim fiziği ve lolipoplar. Daha iyi bir ikili olabilir mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| Did they buy your story? Uh, not really. | Hikâyeni yuttular mı? Pek sayılmaz. | Alphas-2 | 2011 | |
| But it all worked out. | Ama herhangi bir sorun kalmadı. Şöyle ya da böyle. | Alphas-2 | 2011 | |
| I made something for Gary | Gary için bir şey yaptım... | Alphas-2 | 2011 | |
| to make up for zapping him. | ...daha rahat takip etsin diye. | Alphas-2 | 2011 | |
| It's just a normal phone | Normal bir telefon aslında... | Alphas-2 | 2011 | |
| with the extra bells and whistles. | ...tabii içinde fazladan nitelik ve ayrıntılar var. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm sure Gary'll be thrilled. | Gary'nin buna bayılacağına eminim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Push the red button six times, | Kırmızı düğmeye ardarda altı defa basarsa, doğrudan bana bağlanır. | Alphas-2 | 2011 | |
| So, our agreement... | Bizim anlaşmamız? | Alphas-2 | 2011 | |
| It's pretty much the coolest thing I ever built. | Şimdiye kadar yaptığım en harika şey. | Alphas-2 | 2011 | |
| A few modifications, | Birkaç ayarlama yaptıktan sonra, dünyadaki tüm Alfaları bulabilirim. | Alphas-2 | 2011 | |
| And serve them up to your bosses on a platter. | Demek bunu patronlarına sunacaksın. | Alphas-2 | 2011 | |
| You're right. That felt good. | Haklıydın. Cidden iyi hissettirdi. | Alphas-2 | 2011 | |
| Cappuccino machine. Where did this thing come from? | Kapuçino makinesi. Bu da nereden çıktı? | Alphas-2 | 2011 | |
| There's no return address. | Geri dönüş adresi yazmıyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| It's even more complicated than the one she broke. | Kırdığı şeyden daha karmaşık bu. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm pretty handy with these things. | Bu tarz şeylerde oldukça iyiyimdir. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hang on. | Bekleyin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Here we go. Excuse me, ladies. | Başlıyoruz. İzninizle, bayanlar. | Alphas-2 | 2011 | |
| Give me a little room here. | Biraz yer açsanız. | Alphas-2 | 2011 | |
| There's no buttons. All right, hang on. | Düğme yok hiç Olsun, bekleyin. | Alphas-2 | 2011 | |
| Can't push machines, Nina. | Makinelerde gücünü kullanamazsın, Nina. | Alphas-2 | 2011 | |
| Venti nonfat double macchiato, | Bir bardak yağsız, duble macchiato... | Alphas-2 | 2011 | |
| half caf, extra foam. | ...az kafeinli ve fazladan köpüklü. | Alphas-2 | 2011 | |
| Enjoy your beverage, Nina. | Afiyet olsun, Nina. | Alphas-2 | 2011 | |
| Thank you very much. Mm hmm. | Çok teşekkür ederim. | Alphas-2 | 2011 | |
| I wonder if it could give me advice on men. | Ben de erkekler konusunda biraz tavsiye alabilsem bundan. | Alphas-2 | 2011 | |
| Oh! There's a joke. | Bu konuda bir espri vardı. | Alphas-2 | 2011 | |
| Bill said, you like your coffee | Bill diyor ki, seni kahveni... | Alphas-2 | 2011 | |
| It's an inappropriate joke, Gary. | Bu çok uygunsuz bir şaka, Gary. | Alphas-2 | 2011 | |
| Bill said women. | Bill kadınlar demişti gerçi. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey, you do you know it's rude | İnsanların postalarını okumanın ne kadar kaba bir şey olduğunu biliyor musun? | Alphas-2 | 2011 | |
| Thank you. Bill... | Sağol. Bill... | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm not promising anything. | Hiçbir şeyin sözünü vermeyeceğim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Don't be afraid. | Korkmana gerek yok. Korkmuyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Remember, we'll be together in love forever. 1 | Sakın unutma, sonsuza kadar huzurlu bir şekilde, birlikte olacağız. | Alphas-2 | 2011 | |
| Jonas? | Jonas? | Alphas-2 | 2011 | |
| Jonas! | Jonas! Bizimle kal! | Alphas-2 | 2011 | |
| Jonas! | Jonas! | Alphas-2 | 2011 | |
| Let's put 'em in the break room. | Dinlenme odasına koyalım şunları. Eşyalarından ne kadarını veriyorsun ki? | Alphas-2 | 2011 | |
| I don't know. | Çok değil. 1 | Alphas-2 | 2011 | |
| Whatever you guys don't want, | İstemediğiniz her şeyi evsizler barınağına yollayacağız. | Alphas-2 | 2011 | |
| And this is part of your therapy? | Bu da terapinin bir parçası mıdır? Rosen'in fikri bu. | Alphas-2 | 2011 | |
| I've accumulated a lot of things throughout the years. | Yıllar boyunca bir sürü şey birikmiş. | Alphas-2 | 2011 | |
| Pushing people? | İnsanlarda gücünü kullanarak mı? | Alphas-2 | 2011 | |
| Rosen thinks surrounding myself with ill gotten gains | Rosen diyor ki, haksız bir şekilde elde ettiğim tüm bu şeylerin etrafımda olması... | Alphas-2 | 2011 | |
| keeps me hooked into my old lifestyle, | ...bana eski zamanlarımı hatırlatıyormuş, eski alışkanlıklarımı. | Alphas-2 | 2011 | |
| Does anyone have dibs on the Blu ray? | Birisi Blu ray'ı isteyecek mi ki? | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, Patti, what's up? | Evet, Patti, ne oldu? | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, okay. Just one second. | Tamam, peki. Bekle bir saniye. | Alphas-2 | 2011 | |
| "Breach and clear." | "Dalma ve temizleme." Bu da ne oluyor ki? | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, that's my point. I've told you a million times. | Demek istediğim de bu zaten. Milyonlarca defa söyledim bunu. | Alphas-2 | 2011 | |
| We have to be prepared. Yeah, first badges. | Hazırlıklı olmamız lâzım. İlk rozetlerimizi aldık. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hmm? And now this mandate? | Şimdiyse bu talimatlara geldi sıra. | Alphas-2 | 2011 | |
| Just read the thing. Let me know what you think. | Oku şu şeyi işte. Düşündüğünü söylersin sonra. | Alphas-2 | 2011 | |
| Slots are filling fast. I need to book this. | Yerler çabucak doluyor. Bunu kayda almam gerek. | Alphas-2 | 2011 | |
| Wait, wait, Bill. "Multiple threat assessment"? | Bekle, bekle, Bill. Çoklu tehdit değerlendirmesi mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary's a special case, okay? But you | Gary ayrı mesele, tamam mı? Sen ise | Alphas-2 | 2011 | |
| Looking for anything in particular? | Ne arıyorsun? | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, a going away present for my kid. | Oğlum için hoşça kal hediyesi arıyorum. Tyler gidiyor mu? | Alphas-2 | 2011 | |
| Patti wants a fresh start, so she's, uh, | Patti baştan başlamak istiyor, bu yüzden Nevada'ya geri dönecekmiş. | Alphas-2 | 2011 | |
| And she's taking Tyler with her. | Tyler’ı da yanında götürüyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| Ah, sorry to hear that, Cameron. | Bunu duyduğuma üzüldüm, Cameron. Bu çok kötü bir şey. | Alphas-2 | 2011 | |
| I think that's an excellent idea. | Bence bu harika bir fikir. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, no, I like it this way. | Olmaz, olmaz. Sevdim ben böyle. Çok heyecan verici. | Alphas-2 | 2011 | |
| Do you have one where I can lie down? | Bunun yatak hâli yok mudur? | Alphas-2 | 2011 | |
| Get one. Give it to me. | Öylesinden al bir tane. Sonra da bana ver. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey, do you guys know where Hicks is? | Çocuklar, Hicks'in nerede olduğunu biliyor musunuz? Evet, az önce çıktı. | Alphas-2 | 2011 | |
| No...No, no. | Olamaz, olamaz. Olamaz. | Alphas-2 | 2011 | |
| I had it all planned out. | Tüm her şeyi plânlamıştım. | Alphas-2 | 2011 | |
| I was gonna take Omar from the gym, | Spor salonundan Omar'ı götürecektim ama sonra Omar ve onun arkadaşı... | Alphas-2 | 2011 | |
| decided to go on a cruise last minute and... | ...son anda gemi gezisine gitmeye karar verdi ve Hicks benim yedek plânımdı ve... | Alphas-2 | 2011 | |
| and now I don't know what to do. | ...şimdiyse ne yapacağımı bilmiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| You should get a foot massager. | Kendine bir ayak masajcısı al bence. Çok feci iyileştiriyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| This one has 15 settings | Bunun mesela 15 tane seçeneği mevcut ve bir de shaitsu modu var. | Alphas-2 | 2011 | |
| I I don't want a foot massager, Gary. | Ayak masajcısı istemem, Gary. | Alphas-2 | 2011 | |
| I could help if I knew what you were talking about. | Neden bahsettiğini bilsem yardım ederdim belki. | Alphas-2 | 2011 | |
| my mother is gonna auction me off. | ...annem benim yerime bulmaya çalışacak. İyi peki. Harken'i götür o zaman. | Alphas-2 | 2011 | |
| Isn't he a little old? | Biraz yaşlı kaçmaz mı o? Üstelik evli. Çok acayip olur. | Alphas-2 | 2011 | |
| So Rosen's out. | Demek ki Rosen'de olmaz. Gücünü kullanabileceğin birileri yok mudur? | Alphas-2 | 2011 | |
| I mean, the express mail guy's gonna be here | Yani 15 dakika sonra postacı burada olacak. | Alphas-2 | 2011 | |
| I'm gonna spend the rest of the year | ...koca yıl boyunca, zamanımı... | Alphas-2 | 2011 | |
| going on blind dates with third cousins. | ...üçüncü kuşaktan kuzenlerle randevuda geçiririm. | Alphas-2 | 2011 | |
| My feet are so happy. | Ayaklarım ne mutlu be. | Alphas-2 | 2011 | |
| Thanks, Margaret. | Sağ ol, Margaret. Çok gerçekçiydi bu. | Alphas-2 | 2011 | |
| Anyone else like to share? | Paylaşmak isteyen başkaları var mı? | Alphas-2 | 2011 | |
| Cameron? | Cameron? | Alphas-2 | 2011 | |
| Cameron... | Cameron... Ben konuşabilir miyim? | Alphas-2 | 2011 | |
| I'd like to say something. | Ben de bir şeyler söylemek isterim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, go for it. | Tabii, sen anlat. | Alphas-2 | 2011 | |
| My name is Jonas. | Benim adım Jonas. | Alphas-2 | 2011 | |
| I am not an alcoholic. Whoa. | Ben bir alkolik değilim. Dur bakalım. | Alphas-2 | 2011 | |
| We said at the start | Ta en başta söyledik bizden biri değilsen, konuşmayacaksın. | Alphas-2 | 2011 | |
| How many people here are happy? | Aranızdan kaçınız mutlu? Gerçek anlamda mutlu yani. | Alphas-2 | 2011 | |
| Look, Gil asked you nicely. | Gil senden güzelce rica etti. Sen mutlu musun? | Alphas-2 | 2011 | |
| You don't look it. | Mutlu görünmüyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| That's it. It's time to go. | Buraya kadar. Gitme zamanın geldi. | Alphas-2 | 2011 |