Search
English Turkish Sentence Translations Page 3843
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It will be a way To be with you forever. | Sonsuza dek, seninle olmak için bir yol olacak. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| But... I have a request. | Fakat, bir isteğim var. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I want the tattoo To be a different one. | Farklı biri olmak için, dövme yaptırmak istiyorum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Not the Bodhisattva... | Budist rahip olmak için değil... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| She's at an old age home. | Evde kalan ihtiyar kadının... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Her son came from Tokyo. | ...Tokyo'dan oğlu geldi. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| She had a son? | Bir oğlu mu varmış? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yes. They offer full time care, So it's very good. | Evet. Bakım evine yatıracaklarmış, böylece daha iyi bakılacak. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Even so... It's a tough world to live in. | Öyle olsa bile... Yaşadığı zor bir hayat. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Oketa is really out in the sticks. | Oketa'dan kesinlikle ayrılmamalısın. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You didn't kill anybody. | Sen kimseyi öldürmedin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| The brass wants to Save face. Refuse it. | Başını dik tutmalısın. Olmazsa, inkar et. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Nishi, he didn't kill anybody | Nishi, o kimseyi öldürmedi. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| But broke the heart of a minor. | Ama genç bir kızın kalbini kırdı. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| If the brass are hassling you, Come to my place and drive a truck. | Bu mesele canını bu kadar sıkıyorsa... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Who needs your help? | Senden yardım isteyen kim? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Won't have to look at Your ugly mugs anymore. | Çirkin suratını daha fazla görmesi gerekmiyor. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| With you gone, This town will be peaceful. | Sen gidince, bu şehir daha huzurlu olacak. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You have a point. | Bir karar vermelisin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| But I’ll really miss you. | Ama seni gerçekten özleyeceğim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'll miss a sucker like you, too. | Ben de, senin gibi bir enayiyi özleyeceğim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| It's the last day Of the races. Let's all go. | Bu gün yarışların son günü. Hadi, hep birlikte gidelim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Let's win and get him A farewell gift. | Hadi kazanalım, ona bir veda hediyesi olsun. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Are you kidding? You'll come back broke. | Dalga mı geçiyorsun? Beş parasız dönersin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| So what? Let's go. Let's go. | Ne olmuş yani? Hadi gidelim. Hadi gidelim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Okay, I’ll go change. | Peki, ben üzerimi değişmeye gideyim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Tomo... | Tomo... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Grandpa told me to get you. | Büyükbabam, seni bulmamı söyledi. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'm not talking to you. We're not friends anymore. | Seninle konuşmuyorum. Artık arkadaş değiliz. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Sorry for the urgent call. | Acele çağırdığım için özür dilerim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I want to see the color. | Dövmendeki rengi görmek istiyorum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Lie beside her. | Onun yanına uzan. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| It's a color I only used on you. | Yalnızca sende kullandığım bir renkti. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Would you wait a moment? | Biraz bekleyebilir misin? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Don't get a hard on here, You fucking cop. | Sakın burada ereksiyon olma, kahrolası polis. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Hey, what's he doing in there? | Hey, orada ne yapıyor o? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Grandpa told him not to look, So he hides in there. | Büyükbabam ona bakmamasını söyledi, bu yüzden orada saklanıyor. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Grandpa, what's wrong? | Büyükbaba, ne oldu? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Old man. | İhtiyar! | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Hey, old man. Hey. | Hey, ihtiyar. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Don't get upset. | Merak etmeyin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'm Just a bit tired... | Sadece biraz yorgunum... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I no longer have Any strength in my arm. | Kollarımda artık hiç derman kalmadı. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You... You have to Finish it up for me. | Sen... bunu benim için bitirmek zorundasın. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| All the colors Have been mixed and are ready. | Bütün renkler karıştırıldı ve hazır. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| All you have to do is apply The colors with the needle. | Yapman gereken tek şey, iğneyle renkleri uygulamak. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'll teach you. | Sana öğreteceğim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Is the bath ready? | Banyo hazır mı? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yes, it's ready. | Evet, hazır. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Good. Go bathe. | Güzel. Git, yıkan. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| 1... 2... 3... 4... 5... 6... 7... 8... 9... | 1... 2... 3... 4... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You've finally got the other wing. | Sonunda, diğer kanadına kavuştun. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Neither you nor she can fly alone. | Ne sen, ne de o tek başına uçabilir. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Take good care of her. | Ona çok iyi bak. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I will. | Bakacağım. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Thank you very much For coming so far. | O kadar uzak yoldan geldiğiniz için, çok teşekkür ederim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yoko, bye. | Yoko, hoşça kal. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| My husband and I talked it over. | Kocamla ben bu konu hakkında konuştuk. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Come here, darling. | Buraya gel, canım. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yes, dear. | Evet, canım. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| We want to skip The complicated negotiations. | Lafı fazla uzatmadan, direkt konuya gelmek istiyoruz. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| How much will you Pay for this shop? | Bu dükkân için ne kadar ödeyeceksiniz? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I brought an estimate. | Bir fiyat teklifi getirdim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| A lot lower than we thought. | Düşündüğümüzden çok daha düşük. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| We don't need an old altar Like the one in this shop. | Böyle bir dükkânda, eski bir sunağa ihtiyacımız yok. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Only the land is of real value. | Esasında yalnızca arazi değerli. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| That's funny. | Bu çok komik. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You came to us, remember? | Bize gelmiştin, hatırlıyor musun? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Talking business here is absurd. | Burada iş konuşmak çok saçma. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| What will people think? | İnsanlar ne düşünecek? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Then I’ll come back later. | Öyleyse, daha sonra gelirim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Wait a minute. Don't be angry. | Durun bir dakika. Kızmayın hemen. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'm sorry if I misled you. | Sizi yanılttıysam, özür dilerim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I don't like to Beat around the bush | Lafı dolandırmayı sevmiyorum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| And leave things unsaid. | Hem bazı şeyleri konuşmadık... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| What about the hearse? You can pay a bit for that. | Peki, cenaze arabası ne olacak? Onun için ufak bir ödeme yapabilirsin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Please... Show me you're a real man. | Lütfen... Bana gerçek bir adam olduğunu göster. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I pity you for Having a fool for a son. | Aptal bir oğlana sahip olduğun için, sana acıyorum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I've been thinking in there. | Dolabın içinde düşünüyordum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Giving birth to a fool like me, You lost something very precious. | Benim gibi aptal birini doğurduğun için, bir çok bedel ödedin. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| If I can return to your tummy | Eğer tekrar karnında olabilsem... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'll be reborn as a smart kid. | ...akıllı bir çocuk olarak yeniden doğacağım. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Then will you be a good mom? | O zaman, iyi bir anne olacak mısın? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yoko, take him upstairs. | Yoko, onu üst kata götür. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I don't want him to be seen. | Onu görmek istemiyorum. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Come on. Get him out of here. | Hadi. Onu buradan çıkar. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| What d’ you think you're doing? | Sen, ne yaptığını zannediyorsun? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Yoko. Sukemasa. This is cause for celebration. | Yoko. Sukemasa. Kutlama yapıyoruz... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Watch me. Like this. | Beni izleyin. İşte böyle. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| This isn't normal! | Bu hiç normal değil! | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Better call the police? | En iyisi polis çağırın? | An Adolescent-1 | 2001 | |
| What are you doing? Yoko. Yoko... | Ne yapıyorsun? Yoko. Yoko... | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Tomo, you shouldn't do this! | Tomo, bunu yapmamalısın! | An Adolescent-1 | 2001 | |
| You can't take the incense money! | Tütsü parasını alamazsın! | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Go to hell, you fucking cop! | Canın cehenneme, seni kahrolası polis! | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Sukemasa. | Sukemasa. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| I'm not such a great person, | Ben, mükemmel bir insan değilim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| And someday I may do Things to make Yoko sad. | Ve bir gün Yoko'yu üzecek şeyler yapabilirim. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| When that time comes, kill me. | O gün geldiğinde, beni öldür. | An Adolescent-1 | 2001 | |
| Promise not to do it With Yoko in front of me? | Benim önümde, Yoko'yla yatmayacağına söz ver? | An Adolescent-1 | 2001 |