Search
English Turkish Sentence Translations Page 4215
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I work in grains. | Çalışma alanım tahıllar. Harika. | Animals-1 | 2014 | |
| Not at all. | Hiç de harika değil aslında. | Animals-1 | 2014 | |
| But, you know, it's a job, though. | Ama ekmek kapısı işte, ne yaparsın. | Animals-1 | 2014 | |
| So you're gonna behave yourself, right? | Kendine hakim olacaksın öyle değil mi? | Animals-1 | 2014 | |
| We can do our business without Frank | Frank buraya gelip bizi sonuna kadar izlemeden de... | Animals-1 | 2014 | |
| having to come in here and watch us the whole time. | ...işimizi görebiliriz. | Animals-1 | 2014 | |
| I hate it when he watches. | İzlemesinden nefret ediyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| I have some cocaine. | Bende biraz kokain var. | Animals-1 | 2014 | |
| Yeah oh. | Yaşasın. Parti yapar mısın? | Animals-1 | 2014 | |
| This is... well. | Bu iyidir. Oldukça iyi mal olması gerekiyor. | Animals-1 | 2014 | |
| So, well, you know, it's an option. | Bir seçenek yani. | Animals-1 | 2014 | |
| Oh, shit, um... I almost forgot. | Hay aksi. Az kalsın unutuyordum. | Animals-1 | 2014 | |
| You talked to Frank on the phone, right? | Frank'le telefonda konuştun mu? | Animals-1 | 2014 | |
| You know the rules? | Kuralları biliyor musun? Evet biliyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| He hates it when I tell people this, | İnsanlara bunu anlatmamdan nefret ediyor... | Animals-1 | 2014 | |
| but a couple of months ago, I was with this guy, | ...ama birkaç ay önce bir adamla birlikteydim... | Animals-1 | 2014 | |
| and he didn't want to pay, and so then when Frank came in | ...ve ödemeyi yapmak istemeyince Frank ödetmek için... | Animals-1 | 2014 | |
| to make him pay, he called the cops, | ...içeri daldı. Adam polis çağırıp soyulduğunu söyledi. | Animals-1 | 2014 | |
| So now Frank just makes me bring out | Artık Frank sürenin yarısında ve işimiz bittiğinde... | Animals-1 | 2014 | |
| the second half when we're done. | ...dışarı çıkmamı istiyor. | Animals-1 | 2014 | |
| So what happened with the... With the guy? | O adama ne oldu peki? | Animals-1 | 2014 | |
| We went back a few days later, and Frank set his house on fire. | Birkaç gün sonra geri döndük ve Frank evini ateşe verdi. | Animals-1 | 2014 | |
| Um... here. You know what? | Buyur. Baksana. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm gonna just give you a bit more for just, you know, | Sana daha fazla ücret vereceğim şey için... | Animals-1 | 2014 | |
| because, and then... And then I'll give you more, | ...çünkü sana daha fazla vermemin nedeni... | Animals-1 | 2014 | |
| Be right back. | Hemen döneceğim | Animals-1 | 2014 | |
| They out of town for the weekend? | Haftasonu için şehir dışındalar mı? | Animals-1 | 2014 | |
| No, they're... I get my kids every other weekend. | Hayır, her haftasonu çocuklarımı alıyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| My ex is, um... She's... | Eski karım... | Animals-1 | 2014 | |
| Um, make another drink, and I'll be right back. | Sen bir içki daha koy. Hemen döneceğim. | Animals-1 | 2014 | |
| Go. | Bas. | Animals-1 | 2014 | |
| Fucking go! | Bas gidelim! | Animals-1 | 2014 | |
| Oh, man, I swear to God, babe. | Oğlum ya, yemin ederim bebeğim. | Animals-1 | 2014 | |
| This is the last time that we're going to do this. | Bu son seferimiz olacak. Sen içerideyken acayip geriliyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| Just a rinse, right? | Son tonga değil mi? | Animals-1 | 2014 | |
| You just had a rinse left, right? | Düşüreceğimiz tek tonga kaldı değil mi? | Animals-1 | 2014 | |
| My scalp's still burning. | Kafa derim hâlâ yanıyor. | Animals-1 | 2014 | |
| That just means it's working. | Kafan çalışıyor demek bu. | Animals-1 | 2014 | |
| Do you think he's gonna like what we did with the place? | Buraya yaptığımızı beğenecek midir? | Animals-1 | 2014 | |
| Man, I got three times as much as that. | Bunun gibi üç tane daha çekmiştim. | Animals-1 | 2014 | |
| I don't know. | Bilemiyorum. Hallederim. | Animals-1 | 2014 | |
| Oh, man, I got it. | Tamam, halledeceğim. | Animals-1 | 2014 | |
| Everyone and everything, there's this one big... thing. | Herkes ve her şey, son bir olay kaldı. | Animals-1 | 2014 | |
| You know what I mean? We couldn't handle it, right? | Anladın mı? İcabına bakarı değil mi? | Animals-1 | 2014 | |
| Um, because we... | Çünkü biz... | Animals-1 | 2014 | |
| Us was just like a me, and it was fucking lonely. | ...biz ben gibiydim ve çok yalnızdım. | Animals-1 | 2014 | |
| We trick ourselves into thinking | Kendimizi birbirimizle çevrelendiğimizi düşündürerek kandırıyoruz... | Animals-1 | 2014 | |
| and this, like, infinite amount of other people | ...ama sınırsız insan var. | Animals-1 | 2014 | |
| and babies and dogs and fire trucks, but th... | Bebekler, köpekler, itfaiyeler... | Animals-1 | 2014 | |
| Th th th there's... There's not. | Yok işte. | Animals-1 | 2014 | |
| It's... it's... it's just us. | Sadece biz varız. | Animals-1 | 2014 | |
| It's just... it's me. | Ben varım. Sen ve ben. | Animals-1 | 2014 | |
| Maybe it's just us. | Belki de sadece bizizdir. | Animals-1 | 2014 | |
| You got coke? | Kokain mi kullandın? | Animals-1 | 2014 | |
| It's supposed to be blue or pink... | Sonucun mavi ya da pembe çıkması gerekiyordu... | Animals-1 | 2014 | |
| But it's yellow. | ...ama sarı çıktı. | Animals-1 | 2014 | |
| I don't know what that means. | Ne demek olduğunu bilmiyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| You don't even like coke. | Kokain sevmezsin bile. Ben severim. | Animals-1 | 2014 | |
| Adrianne Balboa. | Adrianne Balboa. | Animals-1 | 2014 | |
| And? Rocky. | Ve? Rocky. | Animals-1 | 2014 | |
| Balboa. Relationship to patient? | Balboa. Hastayla olan ilişkiniz nedir? | Animals-1 | 2014 | |
| Spouse. | Hayat arkadaşıyım. Sosyal güvenlik numaranız? | Animals-1 | 2014 | |
| 721... | 721520... | Animals-1 | 2014 | |
| 47223. | ...47223. Çok fazla rakam var. | Animals-1 | 2014 | |
| So you're definitely not pregnant. | Kesin olarak hamile değilsin. | Animals-1 | 2014 | |
| I hope that's good news. | Umarım bu iyi haberdir. Öyle. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm still a little concerned about this pain, | Ağrın konusunda endişelerim var... | Animals-1 | 2014 | |
| so I'm gonna order some more tests, | ...bu yüzden biraz daha burada kalabilirsen birkaç test yapacağım. | Animals-1 | 2014 | |
| Someone will be down here to take you to radiology. | Birisi seni radyolojiye götürmek için gelecek. | Animals-1 | 2014 | |
| Let us know if you need anything. | Bir şeye ihtiyacın olursa söyle. | Animals-1 | 2014 | |
| You got it. | Ne demek. | Animals-1 | 2014 | |
| I thought you got caught. | Yakalandığını sandım. Üzgünüm. | Animals-1 | 2014 | |
| How'd it go? | Nasıl geçti? Bilgilendirici. Sen? | Animals-1 | 2014 | |
| Fruitful. | Bereketli. Müthiş. Gidelim. | Animals-1 | 2014 | |
| What'd he say? | Doktor ne dedi? İyiymişim. | Animals-1 | 2014 | |
| What is it? | Sorun ne? Gidelim hadi. | Animals-1 | 2014 | |
| Fuck did he say, Bob? | Ne dedi Bob? | Animals-1 | 2014 | |
| Okay, okay, okay. | Tamam, tamam, tamam. Tamam. | Animals-1 | 2014 | |
| Come here. Come here. | Gel buraya. Gel. Gel bakayım. Gel. | Animals-1 | 2014 | |
| I eat your tears and I save them right up in my belly. | Gözyaşlarını yiyerek midemde saklıyorum. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm Popeye. | Ben Temel Reis'im. | Animals-1 | 2014 | |
| Your tears are my spinach. They make me strong. | Gözyaşların benim ıspanağım. Beni güçlü kılıyor. | Animals-1 | 2014 | |
| That's not fair. | Hiç adil değil. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm the one who might have cancer. | Kanser olabilecek olan benim burada. | Animals-1 | 2014 | |
| I need spinach. | Benim ıspanağa ihtiyacım var. | Animals-1 | 2014 | |
| Anything ever happen to you, I'd... stop working. | Başına bir şey gelirse işimi gücümü bırakırım. | Animals-1 | 2014 | |
| Nothing before you, Bob, and there's nothing after you. | Senden öncesi yok Bob. Senden sonrası da. | Animals-1 | 2014 | |
| We could call, um, Steve. He's your brother. | Steve'i arayabiliriz. Kardeşin o. | Animals-1 | 2014 | |
| Gary is a doctor. | Gary doktor. | Animals-1 | 2014 | |
| Are you joking? | Şaka mı yapıyorsun? | Animals-1 | 2014 | |
| Even if he would help me, which he wouldn't, | Bana yardım etse de ki etmez, onlardan hiçbir şey istemem. | Animals-1 | 2014 | |
| Sorry. Hey! | Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. | Animals-1 | 2014 | |
| Come here, please? Come here. | Gelir misin içeri? Gel hadi. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm sorry. Come here. | Kusura bakma. Gel buraya. | Animals-1 | 2014 | |
| Listen, I'm gonna get you a really good doctor. | Sana esaslı bir doktor bulacağım. | Animals-1 | 2014 | |
| I'm not taking you to county | Seni ilçe ya da boktan şehir hastanelerine götürmeyeceğim. | Animals-1 | 2014 | |
| And we'll pull Gary's hair plugs out with a power drill. | Gary'nin takma saçlarını tornavidayla çekeriz. | Animals-1 | 2014 | |
| You've never been swimming? | Hiç yüzmedin mi? Burada yüzmem. | Animals-1 | 2014 | |
| Why not? | Niye? Köpekbalıkları var. | Animals-1 | 2014 | |
| There's no sharks in Lake Michigan. | Michigan Gölü'nde köpekbalığı yok. | Animals-1 | 2014 |