Search
English Turkish Sentence Translations Page 4225
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| How could I not remember? | Nasıl unuturum? | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| You murdered my happiness. | Sen benim mutluluğumu öldürdün. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| How is... | Şeyler... | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| You love Kitty and you can't forgive her | Kitty'ye aşıksın ama onu affedemiyosun çünkü... | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| This much. | Bu kadar. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| I thought you would be at Peterhof now. | Şimdiye Peterhof'ta olursunuz diye düşünmüştüm. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| and a virgin daughter. (LAUGHS) | ...bir de bakire kızı. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Would you like to come? She's taking me to watch the race. | Sen de gelmek ister misin? Beni yarışı izlemeye götürecek. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| You really ought to be the spoils of victory today. | Bugünkü galibiyetin ödülü siz olmalısınız. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Tell me what I did to deserve this. | Bunu hak etmek için ne yaptım, söyle bana. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| As it's always been, by the grace of God. | Daima olduğu gibi, Tanrı'nın lütfu. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| You wrote that you were ill. | Hasta olduğunu yazmışsın. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| I was told it in a dream. | Rüyamda gördüm. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| You love me, only me. | Sen yalnızca beni seviyorsun. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Sounds like barbarism to me. What if the lover had killed the husband? | Bana barbarlık gibi geldi. Ya aşık kocayı öldürseydi? | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| there is something I have often wanted to ask you. | ...sana sık sık sormayı düşündüğüm bir şey var. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| But I'd better tell you some regimental news. | Ama en iyisi sana biraz askeriyeden havadis vereyim. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Who is here? | Kim geldi? | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| I don't want to hide anything from you. | Senden bir şey gizlemek istemiyorum. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Not to say goodbye. | Veda etmek için değil. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Count Vronsky and I love each other. | Kont Vronsky ve ben birbirimizi seviyoruz. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| A towel and a clean pail of warm water. | Bir havlu ve temiz bir kova su. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Alexei, they're back. | Alexei, geri gelmişler. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| SEROZHA: And I thought about you every day. | Ben de her gün seni düşündüm. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| It's because I love you and care about you. | Çünkü seni seviyor ve sana değer veriyorum. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| Will you call on Anna? | Anna'yı ziyaret edecek misin? | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| I have a word or two for some people | Benim de burun buruna gelmeyi beklemediğim insanlara... | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| but it's impossible. | ...ama bu imkansız. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| She's in Moscow to have the baby. | Bebeğini doğurmaya Moskova'ya geldi. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| No, wait, that's Sunday. I have to see Maman. | Hayır bekle, o gün Pazar. Annemi görmem lazım. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| My God, this is unendurable! | Tanrı aşkına, bu dayanılmaz bir şey! | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| He's very advanced for his age. | Yaşına göre çok akıllı. | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| What did you understand? | Neyi anladın? | Anna Karenina-1 | 2012 | |
| and a virgin daughter. | ...bir de bakire kızı. | Anna Karenina-2 | 2012 | |
| And I thought about you every day. | Ben de her gün seni düşündüm. | Anna Karenina-2 | 2012 | |
| I need your advice. | Sana akıl danışmalıyım. | Anna Karenina-3 | 2012 | |
| Come on, come on! Yes, yes. | Gel bakalım, gel! Evet, evet. | Anna Karenina-3 | 2012 | |
| You begged me for my forgiveness. | Seni bağışlamam için bana yalvardın. | Anna Karenina-3 | 2012 | |
| It scares us just thinking about it. | Bunu düşünmek bile korkutucu. | Annabelle-1 | 2014 | |
| When you hear it, you're gonna think we're insane. | Bunu duyduğunuzda deli olduğumuzu düşüneceksiniz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| It started out small... | İlk başlarda el ya da ayağın farklı pozisyonları gibi başladı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And then its head was looking up instead of down, and... | Sonra kafası aşağıda olması gerekirken yukarıda oluyordu. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Then one day, it was in a completely different room. | Sonra bir gün onu tamamen bambaşka bir odada bulduk. | Annabelle-1 | 2014 | |
| It was moving around by itself. | Kendi kendine hareket ediyordu. 1 | Annabelle-1 | 2014 | |
| Camilla got in touch with a medium. | Camilla bir medyum ile görüştü. | Annabelle-1 | 2014 | |
| We learned from her that the doll was possessed. 1 | Ondan bebeğin içine Annabelle Higgins adında bir kızın ruhunun girdiğini öğrendik. | Annabelle-1 | 2014 | |
| She had lost her parents and had taken a liking to my doll. | Anne ve babasını kaybetmiş, sonra da ruhu bebeği ele geçirmiş. | Annabelle-1 | 2014 | |
| All she wanted was to be friends. | Tek istediği arkadaş edinmekmiş. | Annabelle-1 | 2014 | |
| When we heard this, we We felt really sorry for her. | Bunu duyduğumuzda onun için çok üzüldük. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I mean, we're nurses, we help people. | Bizler hemşireyiz, insanlara yardım ederiz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| But then... things got worse. | Ama sonra işler kötüleşmeye başladı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| It was a gift from my mom for my birthday. | Annem onu doğum günümde hediye etmişti. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I don't know where she got it, | Nereden bulduğunu bilmiyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| But we are beyond terrified. | Ama ölesiye korkmuştuk. | Annabelle-1 | 2014 | |
| god honors sacrifice. | BİR YIL ÖNCE Tanrı fedakârlığa saygı gösterir. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And our sacrifices touch god's heart | Fedakârlıklarımız Tanrı'nın kalbine dokunur ve merhamet gösterir. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Jesus said, "this is my commandment. | İsa dedi ki, benim buyruğum şudur: | Annabelle-1 | 2014 | |
| "That you love one another as i have loved you. | "Sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin. | Annabelle-1 | 2014 | |
| "Greater love hath no one than this... | Hiç kimsede, insanın, dostları uğruna canını vermesinden... | Annabelle-1 | 2014 | |
| i win. | Ben kazandım. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Let us pray. | Şimdi dua edelim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Good to see you, too. We'll see you soon. Okay. | Ben de sizi gördüğüme sevindim. Sonra görüşürüz. Tamam. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Okay, so, uh... | Pekâlâ. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Who won? | Hanginiz kazandı? | Annabelle-1 | 2014 | |
| John. But he cheats. | John. Ama hile yaptı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| What? I I It was two against one. | Ne? İkiye karşı tektim. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. | Annabelle-1 | 2014 | |
| yeah, right. | Tabii, ne demezsin. Ne? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Where did sharon get off to? | Sharon nereye kayboldu? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Oh, i'll find her. | Ben bulurum. Hazır değil mi? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Oh. Thanks. | Teşekkür ederim. Görüşürüz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Pete send you after me? | Seni Pete mi gönderdi? | Annabelle-1 | 2014 | |
| I swear, one day he thinks i'll just... | Bir gün benim de kaçacağımı düşündüğüne eminim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| What would they do without us? I mean, honestly. | Biz olmasak ne yaparlar acaba? | Annabelle-1 | 2014 | |
| hey, wait a second. Let me help you out. | Bekle bir dakika. Dur da yardım edeyim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I got you. | İşte böyle. | Annabelle-1 | 2014 | |
| We appreciate the lift, pete. | Bıraktığınız için teşekkür ederiz Pete. Rica ederim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| You just make sure | Bebeğine ve güzel karına iyi bakmayı unutma. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Did we ask about names yet? | İsmini belirlediniz mi acaba? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Sharon. What? It's not prying. | Sharon. Ne? Sormak ayıp değil ki. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I don't know her. It's just conversation. | Onu tanımıyorum. Sadece sohbet ediyoruz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| We're still working on them anyway, so... | Hâlâ düşünüyoruz... | Annabelle-1 | 2014 | |
| But we're pretty sure "john" if it's a boy. | Ama erkek olursa John olacağından eminiz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And we're thinking "phyllis" if it's a girl. | Kız olursa da Phyllis'i düşünüyoruz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| we were? | Öyle mi? Evet. Beğendiğini söylemiştin. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I never said that. | Bunu asla söylemedim. Bu büyükannemin adı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And i can't stand your grandmother. | Ama ben büyükannene tahammül edemiyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Oh, dear. Oh, dear. | Olamaz. Olamaz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I mean, it's not only me. | Ama sadece ben değilim. Ona kimse tahammül edemiyor. | Annabelle-1 | 2014 | |
| No, she's right, everyone hates her. | Evet haklı, herkes ondan nefret eder. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Okay, well, on that note, sharon, let's go inside. | Pekâlâ o zaman Sharon, hadi içeri girelim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| These two, they have a lot to talk about. | Bu ikisinin konuşacakları olmalı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| mm. Thank you again. | Tekrar teşekkür ederim. Rica ederiz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Just remember: | Unutmayın. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Children are a blessing. | Çocuklar birer lütuftur. Kesinlikle öyleler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And then they learn to talk. | Ama sonra konuşmayı öğrenirler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Oh, you. | Alemsin! Görüşürüz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I guess that's a "no" on phyllis? | Sanırım Phyllis isminden vazgeçtik. | Annabelle-1 | 2014 | |
| We shouldn't talk about the baby so much in front of them. | Onların yanındayken bebekten çok fazla konuşmamalıyız. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I just think it isn't right. | Bu bana doğru gelmiyor. Neden ki? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Well, they only lost their daughter two years ago. | Kızlarını daha iki yıl önce kaybettiler. | Annabelle-1 | 2014 |