Search
English Turkish Sentence Translations Page 431
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, then you shouldn't have Iet MichaeI anywhere near it. | Güzel, o halde Michael'ın yaklaşmasına bile izin vermemeliydin. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l | Ben | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's different. | Biraz farklı. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
So? So l don't know. | Ne yani? Yani bilmiyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l mean, there's no control on it. | Yani, üzerinde kontrol yok. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Like l said, the control is outside. | Dediğim gibi, kontrol dışarıda. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l'm not sure that l want to mess with this. | Bunu kurcalamak istediğimden emin değilim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
No, don't touch it. lt's gas. | Hayır, dokunma. Bu, gaz. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't want to fuck around with gas. | Gazla uğraşmak istemiyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's fine. lt's fine. | Sorun yok. Sorun yok. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l thought you didn't want to break it. | Kırmak istemediğini sanıyordum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't know what else to do. l think it will help. | Başka ne yapabileceğimi bilmiyorum. Sanırım bu işe yarayacak. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Hurry up. Hang on. lt has to cool. | Acele et. Bekle. Soğuması lazım. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Come on, it's not gonna get any cooler. lt's cool enough. | Hadi ama, daha fazla soğumaz. Yeterince soğudu zaten. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee, l've burned my hand once. Just Iet it cooI off. | Renee, elimi bir kez yaktım. Bırak da biraz soğusun. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Okay, l can't take it anymore in here. l have to get out of here. | Tamam, burada daha fazla kalamam. Buradan çıkmam lazım. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
It is too hot. l gotta get out of here. | Çok sıcak. Buradan çıkmak zorundayım. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l can't be in here any longer. It'II be aII right. | Daha fazla burada kalamam. Sorun kalmayacak. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's not getting any cooler. | Daha fazla soğumuyor. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Michael! | Michael! | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Oh, damn. | Oh, lanet. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Because he didn't Iock us in here. | Çünkü bizi buraya kilitlemedi. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
There's a Iadder that seems to be wedged | Kapılar arasına sıkışmış gibi görünen | 247F-2 | 2011 | ![]() |
between the doors. lt must have fallen. | bir merdiven var. Düşmüş olmalı. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
No, come on, Iet's give him some credit. We don't know that. | Hayır, hadi ama, ona biraz kredi verin. Bundan emin değiliz. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't know. lt seems to be better than it was before. | Bilmem. Şu an durum öncekinden daha iyi görünüyor. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l mean, we got some fresh air in here, right? | Yani, artık biraz temiz havamız var, değil mi? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Yeah. l mean, that's | Evet. Yani bu | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: l wouldn't do that if I were you. | Yerinde olsam bunu yapmazdım. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee: l know. 'Cause it stinks. FeeIs great. | Biliyorum. Çünkü iğrenç. Harika hissediyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's just temporary relief. | Bu sadece geçici çözüm. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't care if it's just temporary relief. | Geçici bir çözüm olması umurumda değil. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l'm just saying it's not gonna do anything for the long run. | Sadece, uzun vadede bir işe yaramayacağını söylemeye çalşıyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's cooler in here anyway. | Her neyse, burası daha serin. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt might seem cooler right now, | Şu an daha serinmiş gibi görünebilir, | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lf you can think of it, you get the prize. | Eğer bulabilirsen, ödülü alacaksın. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt's the only control we have. | O, elimizdeki tek kontrol. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
WeII, I'm teIIing you, we don't want this thing running full blast, trust me. | Peki, diyorum ki, bu şeyin tüm şiddetiyle çalışmasını istemeyiz, güven bana. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
I'm not saying that l know for certain. | Kesin olarak bildiğimi söylemiyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Look, I never said that l knew it, all right? | Bak, bunu bildiğimi asla söylemedim, tamam mı? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
No, l'm not taking any sides. | Hayır, herhangi bir tarafta değilim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l just don't think that we should do anything that we don't have to do. | Sadece, yapmak zorunda olmadığımız bir şeyler yapmamalıyız diye düşünüyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
At Ieast that's what Ian's telling us it'll give us time. | En azından Ian'ın bize söylediği bu, bize zaman kazandıracak. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't know. To try to get out of here. | Bilmiyorum. Buradan çıkmayı denemek için. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Wait for whom? MichaeI? You know as damn well as l do | Kimin için beklemek? Michael mı? Senden benim kadar iyi biliyorsun ki | 247F-2 | 2011 | ![]() |
he's passed out Iike a fucking baby somewhere. | o bir yerlerde lanet bir bebek gibi bayılıp kalmıştır. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Wade is not coming back either. Why wouId he come back? | Wade de geri gelmeyecek. Neden geri gelsin ki? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
I am sick of waiting. l want to get out of here now. | Beklemek beni hasta ediyor. Buradan çıkmak istiyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
You know, l have a life to get back to. | Biliyorsun, geri dönmem gereken bir hayatım var. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, l'm fine. | Evet, iyiyim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Well, l think | Şey, bence | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l can short out this light. | bu lambaya kısa devre yaptırabilirim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
WouIdn't that just leave us in the dark? | Bu bizi karanlıkta bırakmayacak mı? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee: lan! | Ian! | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan, lan, lan, lan. | Ian, Ian, Ian, Ian. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
"l have a reason to live." | "Yaşamak için bir sebebim var." | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l didn't mean it like that. | Öyle demek istemedim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l didn't mean it. | Onu kastetmedim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lt was a really good time. | Gerçekten iyi vakit geçirmiştik. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l mean, just us. | Yani, sadece ikimiz. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
I know. l was just saying. | Biliyorum. Sadece söylüyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee: Things change. ( Ian coughing ) | Her şey değişir. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
( Renee crying ) Well, people change, too. | Şey, insanlar da değişir. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
And l am not the same person. | Ve ben aynı kişi değilim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
And l tried. | Ve ben denedim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l mean, we grew up together. | Yani, birlikte büyüdük. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
For God's sakes, Renee, l was gonna ask you to be my maid of honor. | Tanrı aşkına, Renee, sana nedimem olur musun diye soracaktım. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee: What are you saying? That l haven't been a good friend? | Ne demeye çalışıyorsun? İyi bir arkadaş olmadığımı mı? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
That l shouldn't have been your maid of honor? | Nedimen olmamam mı gerekirdi? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
No, l'm not saying that. l just | Hayır, öyle demek istemedim. Sadece | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Shh. ( scraping ) | Şşşşt. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
What now? ( dog barking ) | Ne var? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l think l hear Beau. | Sanırım Beau'yu duydum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
( women pounding ) Beau. Beau. | Beau. Beau. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Beau. | Beau. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
( all shouting ) Beau! Beau! | Beau! Beau! | 247F-2 | 2011 | ![]() |
PIease, God. Let us out, Beau. | Lütfen, tanrım. Çıkar bizi, Beau. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lan: Wade! | Wade! | 247F-2 | 2011 | ![]() |
( barking ) Beau, are you all right? | Beau, iyi misin? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Renee: Michael! lan: Michael! | Michael! Michael! | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l'll get it tomorrow, no worries. Are you sure? | Yarın toplarım, endişelenme. Emin misin? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l got it, man. AII right. | Bende, adamım. Tamam. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Beau, what the heII has gotten into you, boy? | Beau, seni ne haltlar huysuzlandırdı, oğlum? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
( Beau barking ) God damn it, Beau. | Lanet olsun, Beau. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
WeII, weII, weII, what do we have here? | Peki, peki, peki, burada neyimiz varmış? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
What are you doing out here? l thought you were at the party. | Burada ne işin var? Partide olduğunu sanıyordum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, so did l, man, so did l. | Evet, bende öyle, adamım, bende. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Didn't wake me up or nothing. ReaIIy? | Beni uyandırmadılar bile. Gerçekten mi? | 247F-2 | 2011 | ![]() |
That's good stuff. l told you it would. | Çok iyi mal. Sana uçurur demiştim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
That's some really good stuff, man. l mean, one minute l was sitting there | Bu gerçekten çok iyi mal, adamım. Yani, bir dakika öncesinde oturmuş, | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Yo, Ian. ( Beau barking ) | Hey, Ian. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Yo, lan. | Hey, Ian. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
Hey, how are you doing? Your invitation, pIease. | Hey, nasılsınız? Davetiyeniz, lütfen. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't have it. My friends are in the party. | Bende değil. Arkadaşlarım partide. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l don't have my phone, so... | Telefonum yanımda değil, yani... | 247F-2 | 2011 | ![]() |
What, are you deaf, man? l just told you l don't have my phone. | Ne, sağır mısın adamım? Telefonum yanımda değil dedim. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
lf l had yourjob too, l'd be an asshole. | Eğer aynı işte çalışıyor olsaydım, ben de pisliğin teki olurdum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
I can't beIieve they fucking left me. | Beni bırakıp gittiklerine inanamıyorum. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l'm sure we can find something to do. | Eminim yapacak bir şeyler buluruz. | 247F-2 | 2011 | ![]() |
l'm sure we can. | Eminim buluruz. | 247F-2 | 2011 | ![]() |