Search

English Turkish Sentence Translations Page 4319

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
It's not important. No, Tanya.	Önemli bir şey değil. Değil, Tanya.	Another Year-1	2010
I think I'm gonna have a cigarette before I eat this.	Yemekten önce sigara içeyim ben.	Another Year-1	2010
I'll get out your way. Shall we take Isaac over there?	Ben kalabalık yapmayayım. Isaac'i şöyle götüreyim mi?	Another Year-1	2010
Oh, well, I thought you wouldn't mind cos we're outside.	Dışarıda olduğumuz için sorun olmaz diye düşünmüştüm.	Another Year-1	2010
We don't, Mary. You carry on. You're all right.	Olmaz, Mary. Keyfine bak. Sorun değil.	Another Year-1	2010
You're all right. It's OK. I fancy a swing.	Sorun değil. Ben de salıncağa bineyim.	Another Year-1	2010
Have one of these, Mary. It's all right. I've got my own, thank you.	Benimkinden yak, Mary. Gerek yok. Sağ ol, kendi sigaram var.	Another Year-1	2010
Here. Oh...	Yak.	Another Year-1	2010
I'll have a smoke with you.	Ben de seninle içeyim.	Another Year-1	2010
Well, I don't really smoke, normally.	Aslında sigara içmem ben.	Another Year-1	2010
I just have the occasional one or two.	Bir ya da iki tane yakarım bazen.	Another Year-1	2010
Yeah, I'm really well, thanks, Ken.	Çok iyiyim, teşekkürler, Ken.	Another Year-1	2010
Still on your own, are you?	Hâlâ yalnız başına mısın? Evet ve bundan da memnunum.	Another Year-1	2010
He's good.	Oğlun çok iyi. Oğlum harika.	Another Year-1	2010
He's a hungry bugger. Is he?	Tam bir aç kurt. Öyle mi?	Another Year-1	2010
Just like his dad.	Aynı babası gibi.	Another Year-1	2010
Is he a good dad?	İyi bir baba mı? İyi.	Another Year-1	2010
Is he a nappy changer?	Altını da değiştiriyor mu? Sayılır.	Another Year-1	2010
I expect you're too capable.	Bence sen fazla hamaratsın.	Another Year-1	2010
Oh, I am. Like Gerri was.	Öyleyim. Aynı Gerri gibi.	Another Year-1	2010
Like Gerri was what?	Gerri gibi ne?	Another Year-1	2010
Mind your own business. We're talking about you, not to you.	Kendi işine bak. Hakkında konuşuyoruz, seninle değil.	Another Year-1	2010
Hey, thanks for popping round on Friday. Janey really appreciated it.	Cuma günü uğradığın için teşekkürler. Janey çok teşekkür etti.	Another Year-1	2010
How is she? Not good.	O nasıl? İyi değil.	Another Year-1	2010
No.	Hadi.	Another Year-1	2010
It's exhausting all the time, just getting up and down the stairs, knocks her out.	Merdivenleri inip çıkmak bile onu çok yoruyor, tüm enerjisini alıyor.	Another Year-1	2010
I noticed.	Fark ettim.	Another Year-1	2010
She could do with losing a few pounds, but she's not getting any exercise, so...	Birkaç kilo verse iyi olacak ama hiç egzersiz yapmıyor...	Another Year-1	2010
How are you doing? Oh, I'm all right.	Sen nasılsın? Ben iyiyim.	Another Year-1	2010
We stay cheerful, you know? We don't let things get us down.	Malum, her daim mutlu olmaya çalışıyoruz. Olaylar yüzünden yıkılmıyoruz.	Another Year-1	2010
That's the spirit.	Olay bu.	Another Year-1	2010
No, it's all right, Ken. I can pour my own wine, thank you very much.	Tamam, hallettim, Ken. Kendi kadehimi doldurabilirim, çok teşekkürler.	Another Year-1	2010
Look at the food in this fridge.	Dolapları tıka basa dolu.	Another Year-1	2010
I haven't got anything in mine.	Benimki tam takır.	Another Year-1	2010
I'll see you later, all right?	Sonra görüşürüz, tamam mı?	Another Year-1	2010
Can I come in the middle? Of course you can.	Aranıza gelebilir miyim? Tabii gelebilirsin.	Another Year-1	2010
Never come between a mother and her son.	Anneyle oğul arasına asla girme derler.	Another Year-1	2010
Oh, this is my second one, Gerri.	Bu daha ikinci, Gerri.	Another Year-1	2010
Are you sure? Yeah, and then that's it.	Emin misin? Evet, başka da içmeyeceğim.	Another Year-1	2010
This could be the making of you, Mary.	Bu, sana iyi gelecektir, Mary.	Another Year-1	2010
Yeah.	Evet. Bence de, Gerri.	Another Year-1	2010
I mean, just driving here today, I felt like a whole person.	Sırf buraya kadar sürünce bile kendimi kusursuz birisi gibi hissettim.	Another Year-1	2010
Did you? Yeah, a free spirit.	Öyle mi? Evet, zincirlerimi kırdım.	Another Year-1	2010
I mean, even though the journey was a complete nightmare,	Yolculuk her ne kadar kabus gibi geçse de...	Another Year-1	2010
from beginning to end it was awful, people were getting so cross with me.	...ki baştan sonar korkunçtu insanlar benimle çok uğraştı.	Another Year-1	2010
It's a lovely little car.	Çok hoş, minik bir araba.	Another Year-1	2010
I want you to come out and see it later.	Sonra dışarı çıkıp, bakmanızı isterim.	Another Year-1	2010
I feel really good behind the wheel, really special.	Direksiyonda kendimi çok iyi çok özel hissettim.	Another Year-1	2010
You looked so lovely holding that baby. He's delightful.	Kucağında bebekle çok hoş gözüküyordun. Çok tatlıydı.	Another Year-1	2010
I expect you're looking forward to being a grandmother.	Eminim sende büyükanne olmak için sabırsızlanıyorsundur.	Another Year-1	2010
Hm, you should ask my son about that.	Bunu oğluma sorman gerekir.	Another Year-1	2010
It's got nothing to do with me.	Benimle bir ilgisi yok.	Another Year-1	2010
He's great, isn't he?	Harika, değil mi?	Another Year-1	2010
You should come out and have a drink with us sometime, me and your mum.	Bir akşam dışarıda içerken annenle bana katılmalısın.	Another Year-1	2010
Yeah, why not? We often go, don't we? Occasionally, yes.	Tabii, neden olmasın? Sık sık çıkıyoruz, değil mi?	Another Year-1	2010
Yeah, I know you do. It doesn't even have to be your mum.	Çıktığınızı biliyorum. Annene bile gerek yok.	Another Year-1	2010
It could be just us. Just you and me?	İkimiz de çıkabiliriz. Sen ve ben mi?	Another Year-1	2010
Yeah, well, we've known each other a while, haven't we? We're old friends.	Tabii, sonuçta uzun süredir tanışıyoruz değil mi? Eski dostuz.	Another Year-1	2010
Could you get me a refill, Joe?	İçkimi tazeleyebilir misin, Joe?	Another Year-1	2010
Yes, Mummy. Thank you.	Tabii, anneciğim. Teşekkür ederim.	Another Year-1	2010
Can I get you a drink? Got one somewhere.	İçecek bir şey ister misin? Burada bir yerdeydi benimki.	Another Year-1	2010
Oh, here comes Ken.	Ken de geliyor.	Another Year-1	2010
Everything all right? Yes.	Her şey yolunda mı? Evet.	Another Year-1	2010
He's a good lad. Yes.	İyi çocuk. Öyle.	Another Year-1	2010
He could be quite good looking, if he wanted to.	Dikkat etse biraz daha iyi görünebilir.	Another Year-1	2010
He's got a nice clean bum.	Artık poposu tertemiz.	Another Year-1	2010
He should lose a couple of stone, shouldn't he?	Biraz kilo vermesi gerekir, değil mi?	Another Year-1	2010
He was a good looking man when he was young.	Gençliğinde oldukça yakışıklı birisiydi.	Another Year-1	2010
Was he? Mm.	Öyle mi?	Another Year-1	2010
He's got a good heart.	Çok temiz kalplidir.	Another Year-1	2010
Life's not always kind, is it?	Hayat her zaman adil davranmıyor, değil mi?	Another Year-1	2010
No, it isn't, Gerri.	Hayır, davranmıyor, Gerri.	Another Year-1	2010
I don't mind the grey hair.	Saçındaki aklar çok önemli değil.	Another Year-1	2010
I think that can look quite distinguished on a man of his age, but...	Hatta onun yaşındaki bir erkeğe yakışabilir ama işte...	Another Year-1	2010
I'll give you a ring in the week. We'll have a proper game next time.	Hafta içi ararım seni. Bir dahakine daha iyi bir oyun oynarız.	Another Year-1	2010
Hi, Joe.	Selam, Joe. Selam.	Another Year-1	2010
Have you come back to me? I have.	Benim için mi döndün? Evet.	Another Year-1	2010
They all come back in the end. Do they?	Önünde sonunda hepsi döner. Öyle mis?	Another Year-1	2010
In my nightmares. Oh, it's as bad as that, is it?	Kabuslarımda tabii. O kadar kötü mü?	Another Year-1	2010
Oh, let's not open that can of worms.	O konuları hiç açmayalım.	Another Year-1	2010
No, let's leave that closed. Not today, anyway.	Evet, bırakalım kapalı kalsın. En azından bugün açmayalım.	Another Year-1	2010
Oh, how are you, Joe?	Sen nasılsın, Joe?	Another Year-1	2010
Is life treating you kind? Can't complain.	Hayat sana adil davranıyor mu? Şikayet edemem.	Another Year-1	2010
Nothing you want to share with me?	Benimle paylaşmak istediğin bir şey var mı?	Another Year-1	2010
Because you know that you can talk to me.	Çünkü biliyorsun, benimle konuşabilirsin.	Another Year-1	2010
Any time you like.	Ne zaman istersen.	Another Year-1	2010
Well, I'll come and find you if I need you.	Peki, ihtiyacım olursa yanına gelirim.	Another Year-1	2010
I like to feel that I'm always there for you.	Her zaman yanı başında olduğumu bilmen hoşuma gider.	Another Year-1	2010
Thanks, Mary.	Teşekkürler, Mary.	Another Year-1	2010
Yeah, I'm all right.	Fena değilim.	Another Year-1	2010
No, I'm great, actually.	Harikayım, aslında.	Another Year-1	2010
Well, you look well. Do I?	Zaten iyi görünüyorsun. Gerçekten mi?	Another Year-1	2010
I suddenly feel...	Kendimi birden...	Another Year-1	2010
really liberated.	...özgürlüğüme kavuşmuş gibi hissettim.	Another Year-1	2010
Well, you're a free spirit now. I know.	Zincirlerini kırdın artık. Biliyorum.	Another Year-1	2010
You're your own woman. The world's your oyster.	Artık dilediğini yapabilirsin. Dünya ayaklarının altında.	Another Year-1	2010
It's so exciting, isn't it?	Heyecan verici, değil mi?	Another Year-1	2010
I feel like Thelma and Louise.	Thelma ve Louise gibi hissediyorum.	Another Year-1	2010
This little car is going to change my life.	Şu minik araba hayatımı değiştirecek.	Another Year-1	2010
Well, let's hope so.	Umalım da öyle olsun.	Another Year-1	2010