Search
English Turkish Sentence Translations Page 469
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Our first night together! | Beraber ilk gecemiz! | 3-1 | 2012 | |
| Somehow we made our dream come true | Bir şekilde hayallerimizi gerçekleştirdik. | 3-1 | 2012 | |
| 5 years ago you were in the middle of a road in the rain with a cycle chain | 5 yıl önce okula giderken sen, yolun ortasında bisikletinin zinciriyle uğraşıyordun. | 3-1 | 2012 | |
| l should have just driven right past you | Hiç durmadan yanından geçip gitmeliydim. | 3-1 | 2012 | |
| l'd have been a happy man | Şimdi huzurlu bir adam olurdum. | 3-1 | 2012 | |
| Why are you slapping me? Just wait and see... | Ne diye tokat atıyorsun? Sadece bekle ve gör... | 3-1 | 2012 | |
| Memorable first night this is... | Ne muhteşem 'ilk gece' ama. | 3-1 | 2012 | |
| No Shut up and come | . Çeneni kapat da gel. | 3-1 | 2012 | |
| Yeah okay | Tamam. | 3-1 | 2012 | |
| l love you, Janani l love you, Ram | Seni seviyorum, Janani. Seni seviyorum, Ram. | 3-1 | 2012 | |
| l won't ever hurt you | Seni hiçbir zaman üzmeyeceğim. | 3-1 | 2012 | |
| l'll never let anyone else hurt you | Başkasının üzmesine de asla izin vermeyeceğim. | 3-1 | 2012 | |
| l know, da | Biliyorum. | 3-1 | 2012 | |
| Love that your eyes declared Precious moments shared | ~Gözlerim seni gördü. Her saniye seni. ~ | 3-1 | 2012 | |
| Can the clock's hands turn back a boon that can't backtrack? | ~Bu bize Tanrının bir lütfu değil mi?~ | 3-1 | 2012 | |
| Are you appeased? Why this urgent need? | ~Bu yeterli mi? Acele etme.~ | 3-1 | 2012 | |
| Do you want more... Fulfilled to the core? | ~Daha fazla mi istiyorsun? Peki bu seni tatmin edecek mi?~ | 3-1 | 2012 | |
| Can we regain our time spent so sublime? | ~Birlikte geçirdiğimiz her an daima bizim kalacak mı?~ | 3-1 | 2012 | |
| Can l bear this awful pain First time emotional drain | ~Ruhum gözlerimdeki derde dayanacak mı?~ | 3-1 | 2012 | |
| l found you in the moon faraway it is true, girl, to gallivant everyday | ~Bu doğru, sevgilim. Ben seni uzakta, ayda dans ederken buldum.~ | 3-1 | 2012 | |
| You torment me without protocol Killing me softly, girl, you enthrall | ~Sonu olmadan bana eziyet ediyorsun. Yavaş yavaş beni öldürüyorsun, sevgilim.~ | 3-1 | 2012 | |
| Love that your eyes declared Cherished moments shared | ~Gözlerim seni gördü. Her saniye seni. ~ | 3-1 | 2012 | |
| l need her glance, a tranquilizer like shade to a worn out traveler | ~Gözlerinin ettiği hayallere, gittiğim her yerde ihtiyacım var.~ | 3-1 | 2012 | |
| My soul mate! | ~Ruh ikizim!~ | 3-1 | 2012 | |
| lf you are my soul so steadfast you'll come before l breathe my last | ~Eğer sen ruhumsan, ben ölmeden önce bana gelecek misin?~ | 3-1 | 2012 | |
| A balm that doesn't scald l want this captivity unrivalled | ~Soğuk rüzgar hiç durmadan esiyor.~ | 3-1 | 2012 | |
| l want only you, girl, my sugar cube! | ~Sadece seni istiyorum, sevgilim.~ | 3-1 | 2012 | |
| l found you in the moon faraway it's true, girl, to roam with everyday | ~Bu doğru, sevgilim. Ben seni uzakta, ayda dans ederken buldum.~ | 3-1 | 2012 | |
| Love light in your eyes declared Treasured moments shared | ~Gözlerim seni gördü. Her saniye seni. ~ | 3-1 | 2012 | |
| Are you appeased in this urgent need? | ~Bu yeterli mi? Acele etme.~ | 3-1 | 2012 | |
| Do you want more... satiated to the core? | ~Daha fazla mi istiyorsun? Peki bu seni tatmin edecek mi?~ | 3-1 | 2012 | |
| Can we regain our time spent so sublime? | ~Birlikte geçirdiğimiz her an daima bizim kalacak mi?~ | 3-1 | 2012 | |
| Can my soul bear... woh...oh...oh...! | ~Ruhun dayanabilecek mi? Oh...oh...oh...!~ | 3-1 | 2012 | |
| Ma'am, you have visitors | Hanımefendi, polisler sizinle görüşmeye geldi. | 3-1 | 2012 | |
| Madam, we've got the postmortem report | Otopsi raporu hakkında konuşmaya geldik. | 3-1 | 2012 | |
| Sir? 1 second... | Bayım? 1 saniye... | 3-1 | 2012 | |
| Why can't you talk about it later? | Bunun hakkında sonra konuşsanız olmaz mı? | 3-1 | 2012 | |
| Now is a bad time... | Şuan bunun için doğru bir zaman değil... | 3-1 | 2012 | |
| Ask her to call me in a few days | Ona gelmişsiniz gün içinde beni aramasını söyleyin. | 3-1 | 2012 | |
| lf it's possible bring her to the station | Eğer yapabilirseniz, merkeze gelin. | 3-1 | 2012 | |
| Or we'll come back Give her our condolences | Olmazsa, biz geliriz. Ona başsağlığı dileklerimi iletin. | 3-1 | 2012 | |
| Don't, madam! Don't! | Hanımefendi, yapmayın, yapmayın. | 3-1 | 2012 | |
| There was never anything unusual, madam | Tuhaf bir şey olmadı, hanımefendi. | 3-1 | 2012 | |
| He'd come at 8:00 A.M And leave at 6:00 P.M | Sabah 8'de geldi ve Akşam 6 da ofisten ayrıldı. | 3-1 | 2012 | |
| Perfect gentleman | Mükemmel bir beyefendiydi. Onun gibisini daha önce görmemiştik. | 3-1 | 2012 | |
| Forthe past 15 20 days or so, he's been coming with Senthil | Son 15 20 gündür falan, buraya Senthil ile geliyordu. | 3-1 | 2012 | |
| But they are best friends, right? | Onlar yakın arkadaşlar, değil mi? | 3-1 | 2012 | |
| He's gone out of town He said he'd be back in 10 days | Şehir dışına çıktı. 10 gün içinde döneceğini söyledi. | 3-1 | 2012 | |
| Do you know where he's gone, aunty? | Nereye gittiğini biliyor musun, teyze? | 3-1 | 2012 | |
| He knows more about Ram than l do | O Ram hakkında benim bilmediğimden daha çok şey biliyor. | 3-1 | 2012 | |
| He was staying at our house For the past 10 days | 10 gündür bizim evimizde kalıyordu. | 3-1 | 2012 | |
| l haven't seen him since the day before my husband died | Kocamın öldüğü günden beri onu hiç görmedim. | 3-1 | 2012 | |
| He didn't even turn up for the funeral | Cenaze töreni için bile gelmedi. | 3-1 | 2012 | |
| Do you doubt my son? | Oğlumdan mi şüpheleniyorsun? | 3-1 | 2012 | |
| No uncle, l don't mean it that way | hayır, amca. Öyle demek istemedim. | 3-1 | 2012 | |
| l'll let you know if he comes, leave now | O gelince seni haberdar ederim. Şimdi git lütfen. | 3-1 | 2012 | |
| Open the door | Kapıyı aç. | 3-1 | 2012 | |
| Don't tell my wife She won't be able to take it | Karıma söyle. Buna dayanamaz. | 3-1 | 2012 | |
| Uncle... Did you talk to Ram... | Amca... Ram ile konuştun mu... | 3-1 | 2012 | |
| Janani, last time Ram came home he said he wanted to change | Janani, Ram buraya son gelişinde, hisselerini ve bütün mal varlığını, | 3-1 | 2012 | |
| ...his shares and properties to your name instead of his | senin üzerine geçirmek istediğini söyledi. | 3-1 | 2012 | |
| l don't understand anything, dear | Hiçbir şey anlamamıştım, canım. | 3-1 | 2012 | |
| Janani, when l think about how this is my last letter to you... | Janani, bunun sana son mektubum olduğunu düşündüğümde, | 3-1 | 2012 | |
| ...l think about the years, months, days and seconds that l have wasted | ...seninle geçirdiğim yıllar, aylar ve saniyeler aklıma geliyor. | 3-1 | 2012 | |
| l don't have much time l have to go | Fazla zamanım yok. Gitmek zorundayım. | 3-1 | 2012 | |
| Otherwise it will go wrong l have lots to say...but... | Yoksa yanlış bir şeyler yapacağım. Söyleyecek çok şey var ancak... | 3-1 | 2012 | |
| Most people don't get everything to work out the way | Her insan hayatında istediği her şeye | 3-1 | 2012 | |
| ...they want in their life But for me, it did | sahip olamıyor Janani. Ancak ben her şeye sahip oldum. | 3-1 | 2012 | |
| Almost! Now it's all gone | Şimdiye kadar! Şimdi hepsi gitti. | 3-1 | 2012 | |
| l love you, Janani lf l hurt you, l'm sorry | Seni seviyorum, Janani. Seni üzdüysem, özür dilerim. | 3-1 | 2012 | |
| l didn't mean to l love you...l love you | Bunu isteyerek yapmadım. Seni seviyorum, seni seviyorum. | 3-1 | 2012 | |
| Okay, don't stay alone Go stay in your parents'house | Tek başına kalma, tamam mı? Annenlerin evine git. | 3-1 | 2012 | |
| Senthil...Senthil Take care of him | Senthil...Senthil. Ona iyi bak. | 3-1 | 2012 | |
| l love you Will you give me 1 last kiss? | Seni seviyorum. Bana son bir öpücük verir misin? | 3-1 | 2012 | |
| Hello? Hello, uncle | Alo? Alo, amca. | 3-1 | 2012 | |
| Tell me, dear | Söyle canım. | 3-1 | 2012 | |
| You told me Ram came home that day? | Bana Ram'ın o gün geldiğini söylemiştin, değil mi? | 3-1 | 2012 | |
| Yes Was Senthil with him? | Evet. Senthil de onunla mıydı? | 3-1 | 2012 | |
| Yes, he was | Evet, onunlaydı. | 3-1 | 2012 | |
| Why? What happened? | Neden? Ne oldu? | 3-1 | 2012 | |
| Hello? Janani? | Alo? Janani? | 3-1 | 2012 | |
| What happened, Senthil? | Ne oldu, Senthil? | 3-1 | 2012 | |
| What happened that made you run and hide? | Neden kaçıp, saklandın? | 3-1 | 2012 | |
| You know something that l don't | Benim bilmediğim bir şey biliyorsun. | 3-1 | 2012 | |
| Tell me, Senthil | Söyle, Senthil. | 3-1 | 2012 | |
| Please, Senthil l beg you to tell me | Lütfen, Senthil. Sana söylemen için yalvarıyorum. | 3-1 | 2012 | |
| Don't you think l deserve to know? | Bunu bilmeye hakkım olduğunu düşünmüyor musun? | 3-1 | 2012 | |
| You only knew 1 side of Ram, Janani | Sen Ram'ın sadece tek tarafını biliyorsun, Janani. | 3-1 | 2012 | |
| There's another side that you don't know | Senin bilmediğin bir diğer tarafı daha var. | 3-1 | 2012 | |
| l've seen it | Ben onu gördüm. | 3-1 | 2012 | |
| Remember when you told him you were leaving? | Ona Amerika'ya okumak için gideceğini | 3-1 | 2012 | |
| When you got your US visa? | söylediğin günü hatırlıyor musun? | 3-1 | 2012 | |
| That's when Kumaran said he was leaving too | O zaman Kumaran'da Singapur'a | 3-1 | 2012 | |
| To Singapore because he had got a job | orada iş buldugu için gidecegini söylemişti. | 3-1 | 2012 | |
| Ram couldn't take it Kumaran was his childhood friend | Ram bunu kaldıramadı. Kumaran onun çocukluk arkadaşıydı. | 3-1 | 2012 | |
| You were his whole life | Sen ise onun bütün dünyası. | 3-1 | 2012 | |
| When both of you suddenly left he couldn't digest it | İkiniz birden artık hayati olmayacağı düşüncesine dayanamamıştı. | 3-1 | 2012 | |
| You are already drunk And you are still drinking | Zaten kör kütük sarhoş oldun ve hala içmeye devam ediyorsun. | 3-1 | 2012 | |
| She's also gone He's also going | Janani gitti. Kumaran da gidecek. | 3-1 | 2012 | |
| Dude, you've been complaining for an hour | 1 saattir konuşup duruyorsun. | 3-1 | 2012 |