Search
English Turkish Sentence Translations Page 51
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
If a non Jew says something stupid, it's OK, but... | Yahudi olmayan biri saçma bir şey söylese tamam, ama... | 12-1 | 2007 | |
...if it's a Jew, it's not stupid. | ...eğer Yahudi ise, aptalca değildir. | 12-1 | 2007 | |
The knife, a coincidence. It's the same, I admit. But the man who bought the knife | Bu bıçak, bir tesadüf. Aynısı, kabul ediyorum. Ama bıçağı alan... | 12-1 | 2007 | |
used it to kill the father. | ...onu babayı öldürmek için kullandı... | 12-1 | 2007 | |
Is that also a coincidence? | ...bu da mı tesadüf? | 12-1 | 2007 | |
2 coincidences in a row? That's impossible. | Üst üste iki tesadüf mü? Bu imkansız. | 12-1 | 2007 | |
It never happens. Never. | Olacak şey değil. Asla. | 12-1 | 2007 | |
You know, for some time now I've believed that... | Dinleyin, ben yaşamım boyunca hayatta her şeyin... | 12-1 | 2007 | |
...anything is possible in life. Absolutely anything. Even the impossible. | ...mümkün olduğuna inandım. Kesinlikle her şey mümkün. İmkansız olan bile. | 12-1 | 2007 | |
My dad... | Babam... | 12-1 | 2007 | |
...was in the ghetto during the War. | ...savaş boyunca gettodaydı. | 12-1 | 2007 | |
A Holocaust story? No, it's about my dad. | Bir soykırım hikayesi daha? Hayır, bu babamla alakalı. | 12-1 | 2007 | |
The headquarters of the Lithuanian SS was right nearby. | Burası Litvanya'daki SS karargahına çok yakındı. | 12-1 | 2007 | |
And there was an SS officer there who had a beautiful Lithuanian wife. | Litvanyalı güzel bir karısı olan bir SS subayı vardı. | 12-1 | 2007 | |
Now, my dad was a scrawny man. | Bakın şimdi, babam cılız bir adamdı. | 12-1 | 2007 | |
You see what I look like? He was three times worse. | Neye benzediğimi görüyor musun? O üç kat daha kötüydü. | 12-1 | 2007 | |
And did you inherit your dad's looks? | Bu babandan mı miras yani? | 12-1 | 2007 | |
No, my mom's. Mom was no beauty, either, but not like dad. | Hayır, annemden. Annem güzel bir kadın değildi ama babam gibi de değildi. | 12-1 | 2007 | |
It made it that much easier for my father to fall in love. | Bu sayede babam, ona daha kolay âşık oldu. | 12-1 | 2007 | |
My father fell in love with that beautiful Lithuanian woman. | Babam, bu güzel Litvanyalı kadına âşık oldu. | 12-1 | 2007 | |
And she fell in love with my father, like a puppy. | Kadın da babama köpek gibi âşıktı. | 12-1 | 2007 | |
Imagine what would've happened if the Russians had lost. | Ruslar kaybetmiş olsaydı ne olacağını bir düşünün. | 12-1 | 2007 | |
The SS officer fled to Germany. | SS subayı Almanya'ya kaçtı. | 12-1 | 2007 | |
And she stayed with my dad. | Kadın babamla kaldı. | 12-1 | 2007 | |
Oh, God, wow! | Tanrım, vay canına! | 12-1 | 2007 | |
Previously on "12 Monkeys"... | 12 Monkeys'de daha önce... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Dad! Sam! | Baba! Sam! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What happened to me? | Ne oldu bana? Tanık, seni ele geçirdi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I don't love you! | Seni sevmiyorum! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
You did once. And that can't be erased. | Bir kere sevdin mi kalbinden silemezsin. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Cassie, you would never let me die. | Cassie, ölmeme göz yummazsın. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Ramse, shoot me! | Ramse, vur beni! Titan isminin geçtiği tek yer CIA'e ait bir istihbarat raporu. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Is he dead? I don't know. 1 | Ölmüş müdür? Bilmiyorum. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
He was my boy. | Benim oğlumdu. 1 | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
You're still holding on to the memory of her... | Halen onun hatırasına, onun cansız küçücük eline... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
holding on to her dead little hand. | ...tutunarak yaşıyorsun. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Jones... | Jones... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What are one's last words if they will never be? | Hiç var olamayacak olsalar son sözleri ne olurdu? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I leave now, not with my own, | Şimdi gidiyorum, isteyerek olmasa da... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but those words that will exist beyond me. | ...ama bu sözler benden sonra da kalacak. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"To be, or not to be... that is the question. | Olmak ya da olmamak... İşte bütün mesele bu. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"Whether 'tis nobler in the mind to suffer | Düşüncemizin katlanması mı güzel... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"the slings and arrows of outrageous fortune | Zalim kaderin yumruklarına, oklarına... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"or to take arms against a sea of trouble, | Yoksa diretip bela denizlerine karşı... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"and by opposing, end them. | Dur, yeter demesi mi? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"To die, to sleep... no more. | Ölmek, uyumak sadece! | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"And by sleep to say we end the heartache | Düşünün ki uyumakla yalnız... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"and the thousand natural shocks that flesh is heir to. | Bitebilir bütün acıları yüreğin... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"To die, to sleep, | Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"But that the dread | Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"the undiscovered country... from whose bourn"... | O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"No traveler returns." | Kimsenin dönmediği... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"No traveler returns. | Kimsenin gidip de dönmediği... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"In thy orisons, be all my sins remembered... | Peri kızı dualarında unutma beni... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
"Or erased." | ...Ve bütün günahlarımı. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Cole. | Cole. Cole. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Jesus. Deacon, what? | Tanrım. Deacon, ne oldu? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It's Cassie. | Sorun Cassie. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What the hell's going on? | Neler oluyor burada? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Nothing. A glitch in the system | Önemli değil. Sistemdeki bir arıza çekirdeğe zarar vermiş. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Cassie... | Cassie... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Tell him. | Söyle. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
What is this? | Ne oldu? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The tether... it disengaged itself from the system | Vericisi... Kendini sistemden kopardı... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
and then reappeared... | ...sonra bir şekilde... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
some kind of glitch. | ...bir çeşit arıza meydana getirdi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
It's entirely unnecessary to maintain her tether. | Cassie'nin vericisini aktive etmeye devam etmek gereksiz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
All that matters is that she arrived. | Önemli olan tek şey oraya varabilmesi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Hey! Tell him what you did. | Ne yaptığını söylesene. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Clearly, Dr. Railly hasn't done anything yet. | Dr. Railly'nin henüz bir şey yapmadığı çok açık. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
There's still time to bring her back. | Onu hâlâ geri getirebiliriz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Where did Cassie go? | Cassie hangi zamana gitti? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
2020. | 2020'ye. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
2020? | 2020 mi? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
That's after the plague. Why would she go there? | Salgında sonraya. Niye o zamana gitti ki? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Because there was another plague... | Çünkü Zaman'ı tahrip eden... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
one that ravaged time itself... | ...bir başka tehdit daha var... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
a plague whose origins can be traced | ...ve bu tehdidin kaynağını... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
back to one single moment. | ...spesifik bir ana kadar takip edebiliyoruz. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
No cult. No investigation needed. | Bir tür tarikat söz konusu değil. Araştırmaya da gerek yok. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The true catalyst for the destruction of mankind | İnsanoğlunun sonunu getiren olayların hazırlayıcısı... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
is standing before your eyes. | ...tam karşınızda duruyor. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I sent Cassie back to Spearhead in 2020 | Cassie'yi beni öldürmesi için 2020 yılına... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
with the explicit instruction to end my life | ...Spearhead tesisine gönderdim... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
and so destroy the creation of time travel. | ...böylece zamanda yolculuk hiç mümkün olmayacak. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
And undo everything. | Tüm bunlar yaşanmamış olacak. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Jones, this isn't the way. | Jones, yolu bu değil. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
The answer, Mr. Cole, has been in front of us the entire time. | Cevap, Bay Cole, en başından beri gözümüzün önündeydi. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We were on a quest to stop the Messengers from collapsing time, | Elçilerin Zaman'ı yok etmesini engellemek için yollar arıyorduk... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
but it was this... | ...ama sorun buradaydı... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
it was this that allowed them to do it. | ...bunu yapmalarına biz imkan sağladık. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We fear the Witness, yet my attempt to rewrite history | Tanık'tan korkuyoruz, lakin tarihi yeniden yazma girişimimiz... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
resulted in the destruction of time itself. | ...Zaman'ın zarar görmesiyle sonuçlanıyor. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
You don't get to decide it's over | Sırf umudunu kaybettin diye tüm bunların sona ermesine karar veremezsin. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
We've exhausted hope, James. | Hepimiz umudumuzu kaybettik James. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
No, Cole, we have to stop this. | Hayır Cole, bunu durdurmalıyız. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
Lasky... | Lasky... | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
when exactly did you send her back to? | ...tam olarak hangi zamana gönderdin? | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
I sent Cassie back to the day I should have died, | Ölmem gereken, Hannah'yı kaybettiğim güne gönderdim. | 12 Monkeys-1 | 2015 | |
This will predate our mission together. | Bu göreve başlamamızdan öncesine. | 12 Monkeys-1 | 2015 |