Search
English Turkish Sentence Translations Page 7830
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I I lost it. | Kendimi tutamadım. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I mean, I just started crying. | Yani ağlamaya başladım. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I didn't stop working, | Çalışmayı bırakmadım ama... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
you know, I just couldn't handle it. | ...bu duruma dayanamıyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Just like kidnapping a little kid away from their mother. | Bu küçük bir çocuğu annesinden kaçırmak gibi bir şeydi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Everybody's watching. What can you do? | Herkes izlerken ne yapabilirsiniz? | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It's the worst thing I can think of, you know? | Bu hayal edebileceğim en kötü şey. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I can't think of anything worse than that. | Buncan kötüsünü düşünemiyorum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Now, and this really sounds bad, | Şimdi bu söyleyeceğim çok kötü ama... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but when the whole hunt was over, | ...av bittiği zaman... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
there were three dead whales in the net. | ...ağda üç ölü balina vardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
so they had Peter and Brian and I... | Peter, Brian ve ben... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
cut the whales open, fill them with rocks, | ...balinaları açıp içlerini taşlarla doldurduk... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
put anchors on their tail, and sink them. | ...kuyruklarına çapalar takıp onları batırdık. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
you know... | ...yani... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
really, I didn't even think about it | ...o zaman bunun yasadışı olduğunu düşünmemiştim bile. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I thought it was a PR thing. | Bunu bir promosyon çalışması sanmıştım. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They were finally ejected from the State of Washington | Nihayet 1976 yılında mahkeme emriyle... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
by a court order in 1976. | ...Washington'tan atıldılar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It was SeaWorld by name that was told, | SeaWorld'e ismen hitap edilerek... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
"Do not come back to Washington to capture whales." | ...Bir daha balina yakalamaya Washington'a gelmeyin dendi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Without missing a beat, they went from Washington to Iceland | Hiç vakit kaybetmeden Washington'dan İzlanda'ya gittiler... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and began capturing there. | ...ve orada balina yakalamaya başladılar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I've been part of a revolution and two change of presidents | Orta ve Güney Amerika'da devrimin parçasıydım ve... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
in Central and South America... | ...iki başkanın değişimine tanık oldum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and seen some things that's hard to believe, | İnanılmaz şeyler gördüm. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but this is the worst thing that I've ever done | Ama hayatımda yaptığım en kötü şey... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
is hunt that whale. | ...o balinayı yakalamaktı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Sealand has been a part of Victoria for over 20 years. | Sealand 20 yıldır Victoria'nın bir parçası. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We specialize in the care and display of killer whales. | Katil balina bakımı ve gösterilerinde uzmanız. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
By the time I started, when he was four, | Ben işe başladığımda dört yaşındaydı. Eric Walters, Eski Sealand Eğitmeni | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
he was up to 16 feet long and weighed 4,000 pounds. | 5 metre uzunlukta ve 1815 kilo ağırlıktaydı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Tilikum, up again. | Tilikum yine atladı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I had actually seen Tilikum quite a number of times. | Şahsen Tilikum'u çok gördüm. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
He was right across the street here in Victoria. | Victoria'da hemen sokağın karşısındaydı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Now, this show can get a little bit soggy at times. | Bu gösteride bazen ortalık biraz ıslanabilir. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
All Sealand was was a net hanging in a marina | Sealand marinada çevrili bir ağ ve etrafındaki dubalardan ibaretti. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Tilikum was the one we really loved to work with. | Tilikum birlikte çalışmayı en sevdiğimiz balinaydı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
He was very well behaved and he was always eager to please. | Çok iyi huyluydu ve sizi memnun etmeye hevesliydi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
When he was first introduced, everything just went fine and dandy, | İlk gösterisinde her şey yolunda gitti. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but the previous head trainer | Ama daha önceki baş eğitmen... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
He would team a trained orca up with Tilikum who was untrained. | Eğitimli bir katil balinayı eğitimsiz olan Tilikum'la takım yapmıştı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
He would send them both off to do the same behavior. | İkisinden de aynı hareketleri yapmasını bekliyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
If Tilikum didn't do it, then both animals were punished. | Tilikum hareketleri yapmazsa iki hayvan da cezalandırılıyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Deprived of food to keep them hungry, | Yemek verilmeyip aç bırakılmaları... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
this caused a lot of frustration with the larger animal, | ...eğitimli olan büyük hayvanı çok sinirlendiriyordu... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and would in turn get frustrated with Tilikum | ...ve öfkesini Tilikum'a yansıtarak onu dişleriyle çiziyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
There would be times during certain seasons | Bazı seanslarda Tilikum'un bütün bedeni... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Rakes are teeth on teeth and raking the skin. | Bunlar dişlerle yapılmış ve deriyi yaralayan çiziklerdi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And from head to toe you could see blood | Tepeden tırnağa kanları ve çizikleri görebiliyordunuz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Both females would gang up on him. | İki dişi ona karşı birlik olmuştu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Tilikum was the one we trusted. | Tilikum'a çok güveniyorduk. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We never were concerned about Tilikum. | Tilikum konusunda hiç endişelenmezdik. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
The issue was really that we stored these whales at night | Esas sorun geceleri balinaları koyduğumuz modül denilen yerdi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
because we were worried about people cutting the net and letting them go. | ...çünkü insanların ağları kesip onları serbest bırakmasından korkuyorduk. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And the lights were all turned out, so there was really no stimulation. | Bütün ışıklar da kapatılıyordu ve hiçbir uyarıcı kalmıyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They're just in this dark, metal 20x30 foot pool | Hayatlarının üçte ikisini 6x9 metrelik... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
When we first started, | İlk başladığımızda oldukça küçük ve gençlerdi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
So they fit in there quite nicely, | Oraya rahatça sığıyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but they were immobile for the most part. | Ama çoğunlukla hareketsiz kalıyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It didn't feel good. It just didn't. | Bu doğru gelmiyordu. Hiç gelmiyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And it was just wrong. | Bu yanlış bir şeydi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We started having difficulty getting them all | Açıkçası onları bu küçük çelik kutuya almakta... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
That's what it was. It was a floating steel box. | Aynen öyleydi, suda yüzen çelik bir kutuydu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
That's where food deprivation would come in. | Bu noktada aç bırakmak yardımımıza koşuyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We would hold back food, | Onlara yemek vermiyorduk... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and they would know if they went in the module | ...ve ancak modüle girerlerse yemek yiyebileceklerini biliyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
So if they're hungry enough, they're going to go in there. | Aç kaldıklarından oraya giriyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And during the winter that would be | Kış aylarında akşam 17:00'den... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
from 5:00 at night till 7:00 in the morning. | ...sabah 07:00'ye kadar orada kalıyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
When you let them out, you'd see these new tooth rakes | Dışarı çıkardığımızda yeni diş izleri bazen de kan görüyorduk. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Closing that door on him | O kapıyı üzerine kapatmak... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and knowing that he's locked in there for the whole night is like... | ...ve bütün gece orada kilitli kalacağını bilmek... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
it's a stab, it's a "whoa." | ...dayanılmaz bir şeydi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
If that is true, it's not only inhumane, | Doğruysa sadece zalimlik değil... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and I'll tell them so... | ...ki bunu onlara da söylerim... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but it probably led to what I think is a psychosis that... | ...aynı zamanda onu bir anda saldırabilecek hale getiren... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
he was on a hair trigger. | ...dengesizliğin sebebi de budur. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
He'd kill. | Öldürebilir. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
An employee is dead after an encounter... | Bir çalışan hayatını kaybetti. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
...at a Canadian park called Sealand of the Pacific. | Pasifik'in Sealand'i denilen Kanada Parkı'nda... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
The victim, Keltie Byrne, was a championship swimmer | Kurban Keltie Byrne şampiyon bir yüzücüydü... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and a part time worker at Sealand. | ...ve Sealand'te yarı zamanlı çalışıyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
As seen in this home video, rescuers used a huge net to try... | Bu amatör videoda görüldüğü gibi onu kurtarmak için dev bir ağ kullandılar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
...rescue workers' efforts were hindered by the agitated whales. | Öfkeli balinalar kurtarma görevlilerinin çabasını boşa çıkardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I'd like to make the Pan Pacific team this summer, | Bu yaz Pan Pasifik takımına girmek istiyorum... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
but my more immediate goal is just to swim fast at nationals. | ...ama daha öncelikli hedefim ulusal yarışlarda hızlı yüzebilmek. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It was sort of a cloudy, gray day | Bulutlu ve kapalı bir gündü... ne yapsak diye düşünüyorduk... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
so we thought, "Why not go to Sealand?" | ...ve Neden Sealand'e gitmiyoruz? dedik. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It was kind of like this dingy pool with these whales and | İçinde balinalar olan pis bir havuz gibiydi ve... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
it just felt a little bit like an amusement park | Eski püskü bir lunaparka benziyordu... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Yeah. It was like a swimming pool. | Evet. Yüzme havuzu gibiydi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, yeah. You know, | Evet, evet. Yani... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
three whales in a swimming pool. | ...yüzme havuzunda üç balina. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And they would come up and touch the ball and there was | Sıçrayıp topa dokunuyorlardı ve... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I think there was some tail splashing and there was some | ...sanırım kuyruklarıyla su sıçratıyorlardı ve bazı... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Some jumping. The fish. And | Sıçrıyorlardı. Balık vardı ve... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They hold the fish and the whales jump up. | Balığı yukarıda tutuyorlardı balinalar sıçrayıp alıyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I remember saying, "Oh, what a fun job. | Ne kadar eğlenceli bir iş, çok şanslı bir kız... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You know, she's so lucky." | ...deyip durduğumu hatırlıyorum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |