Search
English Turkish Sentence Translations Page 7834
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
the senior research scientists to analyze the vocals. | ...kıdemli bir araştırmacı bilim adamını getirdiler. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They were long range vocals. | Uzun menzilli seslerdi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
She was trying something | Hiç duyulmamış bir şey deniyor... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
That's heartbreaking. | Bu çok üzücüydü. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
How can anyone | Kim buna bakıp... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
look at that and think that that is morally acceptable? | ...ahlaken kabul edilir olduğunu söyleyebilir ki? | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It's not. | Edilemez! | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It is not okay. | Bu doğru değil! | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Stand by, Dean. | Hazır ol Dean. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Let's go live to SeaWorld | Hadi Dean Gomersall'ın bize tanıtımını yapacağı... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
where Dean Gomersall is joining us for a sneak peek. | ...SeaWorld'e canlı bağlanalım. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Hi, Dean. Tell us about the new show. | Merhaba Dean, bize yeni gösteriden bahset. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Good afternoon, Richard. | İyi günler Richard. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
The new show is the Whale and Dolphin Discovery. | Yeni gösterimiz, Balina ve Yunus Keşfi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
What it does is it shows the relationship we have | Bu gösteride havuzda hayvanlarımızla kurduğumuz iletişimi görecek... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
There's so many things that were told to us | Bize çok şey söylemişlerdi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
that they tell us they tell you so many times | Bunları o kadar çok tekrar ettiklerinde inanmaya başlıyorsunuz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
So all the animals here get along very well. | Buradaki bütün hayvanlar çok uyumlu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It's just like training your dog, really. | Köpeğinizi eğitmek gibi bir şey. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I was blind, you know. I was a kid. | Gözüm görmüyordu. O zamanlar çocuktum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I didn't know what I was doing, really. | Ne yaptığımı gerçekten bilmiyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Nice. Good job. | Güzel. Çok iyi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You did a real good job. | Çok iyi iş çıkardın. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Ladies and gentlemen, this is David from Maryland. | Bayanlar baylar bu Maryland'ten David. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Go ahead and wave at everyone, David. | Hadi herkese el salla David. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I just really bought into what they told us. | Bize söyledikleri her şeye inanmıştım. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You know, I learned to say what they told us to the audience. | Bize söylediklerini seyirciye aktarmayı öğrenmiştim. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Hello out there. | Merhaba. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Children are some of Shamu's biggest fans. | Shamu'nun en büyük hayranları çocuklar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We can do just about anything we want. | İstediğimiz her şeyi yapabiliriz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I thought I knew everything about killer whales when I worked there, | Orada çalışırken katil balinalar hakkında her şeyi bildiğimi sanıyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
you know, and everything about these animals. | Bu hayvanlar hakkında her şeyi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I really know nothing about killer whales. | Katil balinalar hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I know a lot about being an animal trainer | Hayvan ya da katil balina eğitimcisi olmak hakkında... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
or a killer whale trainer, but I don't know anything | ...çok şey biliyorum ama bu hayvanların doğası... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
about these animals' natural history or their behavior. | ...ve davranışları hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I really in some ways believed a lot of what I was learning from them, | Onlardan öğrendiğim çok şeye inanıyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
because why would they lie? | Neden yalan söylesinler ki diyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Because the whales in their pools die young, | Onların havuzlarındaki balinalar genç öldüğü için... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
they like to say that all orcas die at 25 or 30 years. | ...bütün katil balinalar 25 30 yaşlarındayken ölür diyorlar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
25 to 35 years. 25 to 35 years. | 25 35 yıl. 25 35 yıl. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They're documented in the wild living to be about... | Yaban hayatta 35 yıl kadar yaşadıkları tespit edilmiş. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They tend to live a lot longer in this environment | Bu ortamda çok daha uzun yaşıyorlar... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
because they have all the veterinary care. | ...çünkü veterinerler tarafından bakım yapılıyor. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And of course that's false. | Bu tabii ki doğru değil. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We knew by 1980, after half a dozen years of the research, | Yıllar süren araştırmalar sonucu 1980'den beri... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
that they live equivalent to human life spans. | ...ömürlerinin insanlarınki kadar uzun olduğunu biliyoruz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And every other potentially embarrassing fact is twisted | Diğer bütün potansiyel can sıkıcı gerçekler de... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
So, in the wild, they live... | Yani yaban hayatta yaşam süreleri... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Less. Less. | Daha kısa. Daha kısa. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Like the floppy dorsal fins. | Kıvrık sırt yüzgeçleri gibi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
25% of whales have a fin that turns over like that | Balinaların yüzde 25'inin yüzgeci yaşlandıkça o şekilde kıvrılır. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Dorsal collapse happens in less than 1% of wild killer whales. | Yaban hayatta katil balinaların yüzde birden azının sırt yüzgeci kıvrılır. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We know this. | Bunu biliyoruz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
All the captive males 100% have collapsed dorsal fins. | Esaret altındaki erkek balinaların tamamının sırt yüzgeci kıvrılır. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And they say that they're a family, that the whales are in their family. | Onların aile olduğunu, balinaların aile ortamında bulunduğunu söylüyorlar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They have their pods. | Sürüleri var. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
But that's just an artificial assemblage of their collection, | Ama bu yöneticilerin doğan ya da satın alınarak getirilen... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
however management decides they should mix them | ...balinalardan hangilerini bir araya koyacaklarına... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
That's not a family, you know. Come on. | Bu aile filan değil. Yapmayın. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You've got animals from different cultural subsets | Çeşitli parklardan getirilmiş farklı kültürel kümelerden hayvanlar var. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
These are different nations. | Bunlar farklı ırklar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
These aren't just two different killer whales. | Sadece iki farklı türde katil balina değiller. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
These animals, they've got different genes, | Bu hayvanların genleri farklı... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
they use different languages. | ...farklı diller kullanıyorlar. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Well, what could happen as a result of them being | Beraber büyümedikleri farklı kültürlerden... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
For the health and safety of the animals, | Hayvanların sağlığı ve güvenliği için... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
please do not put your hands in the water. | ...lütfen elinizi suya sokmayın. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It was always sort of this backdrop, | Arka planda bu hayvanlar arasında... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
this underpinning of tension between animals. | ...her zaman bir gerilim oluyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Whale on whale aggression was just part of your the daily existence. | Balinaların birbirlerine saldırması günlük bir olaydı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
We ask that you use the stairs and aisleways as you exit. | Çıkışta lütfen merdivenleri ve koridorları kullanın. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Please do not step on the seats. | Lütfen koltuklara basmayın. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
These areas may become wet | Bu bölgeler ıslak olabilir... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and therefore slippery to some footwear. | ...bu nedenle ayağınız kayabilir. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
In the wild, when there's tension, | Yaban hayatta bir gerginlik olduğu zaman... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
they've got thousands of square miles | ...kaçıp uzaklaşmak için binlerce metrekarelik alana sahipler. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You don't have that in captivity. | Esarette bu yok. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Could you imagine being in a small concrete enclosure for your life | Günde 160 kilometre yüzmeye alışmışken... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Sometimes this aggression became very severe | Bazen bu saldırganlık çok sertleşiyordu... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and, in fact, whales have died in captivity because of this aggression. | ...ve esaret altında bu sebeple ölen balinalar oldu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I think it was 1988. | Sanırım 1988 yılıydı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Kandu, trying to assert her dominance over Corky, | Kandu, Corky üzerinde otorite sağlamaya çalışıyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
rammed Corky. | Corky'e tosladı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
It fractured her jaw, which cut an artery in her head | Bunun sonucu çenesi kırıldı ve başındaki atar damar kesildi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Now that's got to be a hard way to go down. | Bu çok kötü bir ölüm şekli. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I saw that there was just a lot of things that weren't right. | Çok fazla yanlış şey gördüm. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And there was a lot of it misinformation | Çok fazla yanlış bilgi vardı bir şeyler tersti. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And, you know, I sort of compartmentalized that part of it | Ben bu gerçeği bir nevi kenara ayırmış... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and did the best that I could with the knowledge that I had | ...ve sahip olduğum bilgi çerçevesinde oradaki hayvanlara bakmak için... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
to take care of the animals that were there. | ...elimden geleni yapıyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You know, I think all the trainers there have the same thing in their heart. | Bence bütün eğitmenler içten içte aynı şeyi hissediyordu. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
They're trying to make a difference in the lives of the animals. | Hayvanların hayatında fark yaratmaya çalışıyorlardı. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
You think that, "if I leave, who's going to take care of Tilikum?" | Ben gidersem Tilikum'a kim bakacak? diye düşünüyordunuz. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
That's why I stayed. Because I felt sorry for Tilikum. | Ben bu yüzden kaldım. Çünkü Tilikum için üzülüyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I mean, if you want to get down to the nuts and bolts of it, | Yani asıl sebebi öğrenmek isterseniz... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
I stayed because I felt sorry for Tilikum. | ...orada kaldım çünkü Tilikum için üzülüyordum. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
And I couldn't bring myself to stop coming | Oraya gidip ona bakmamak... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
and trying to take care of him. | ...elimde değildi. | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |
Gosh, do I love coming out here every day | Tanrım, her gün buraya gelmeye... | Blackfish-1 | 2013 | ![]() |