Search
English Turkish Sentence Translations Page 7990
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Once you close your eyes, the world will be on your side. | Gözlerini kapadığında bütün dünya senin tarafında olacak. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
The things you love and everything you want... | Sevdiğin ve istediğin her şey... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
they're all there when you close your eyes. | ...gözlerini kapadığında orada olacaklar. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
And then open your eyes. | Ve sonra gözlerini aç. Böylece gücünü tekrar bulacaksın. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I have never seen a battle quite like this. | Böyle bir savaşı da hiç görmedim. Bu seferlik katlan. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Not you too. Don't say that. | Sen de başlama. Şef Park ne yaparsan yap gözünü bile kırpmayacak biri. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
To find him and get an apology. | Onu bulup özür dileteceğim. Ama bugün izinliymiş. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I'll go to his house. I'll go and get my apology. | Evine gideceğim. Gideceğim ve özrümü duyacağım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Hey Ri Ta! | Hey Ri Ta! Kızgınsın diye düşüncesizlik etme! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Did you send a friend today? | Bugün de dostumuzu gönderdin mi? Evet. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What do you think the world would be like without mirrors? | Aynasız bir dünyanın nasıl olacağını düşünüyorsun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
The queen in Snow White would have believed she was the most beautiful forever. | Pamuk Prenses'teki Kraliçe sonsuza kadar... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
This is why mirrors are important. | İşte bu yüzden aynalar önemlidir. Gerçekte kim olduğunu görmeni sağlar. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That way, you can't fool yourself. | Böylece kendini kandıramazsın. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
A friend that is like a mirror. | Ayna gibi bir arkadaş. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What Park Ji Sang needs the most, right now. | Şu an Park Ji San'ın en çok ihtiyacı olan şey. İşte bu. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Did he go far? | Uzak bir yere mi gitti? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
He went to Jeju Island for the day, but he should be back soon. | Jeju Adası'na gitti ama yakında gelecek. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Must be nice. Going on vacations on his day off. | Güzel olmalı. İzin gününde tatile gidiyor. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That's very true. | Çok doğru. Evinizdeymişsiniz gibi düşünün. Oturup bekleyin. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
34 24 35 | 86 61 89. Yağ oranı yüzde otuz iki. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
The stomach area has chance of obesity. What is this? | Bel bölgesinin obezite ihtimali var. Bu ne? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Oh, it's a toy I made. | Yaptığım bir oyuncak. Hobim diyebiliriz. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Do you want to eat ramyun? | Ramyun yemek ister misin? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
He often says these random things. | Arada böyle saçma şeyler söyler. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Actually this guy is a fan of 4Minute so... | Bu çocuk 4Minute fanı ben değilim. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What brought you all the way here? | Neden geldin buraya kadar? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
You think I'm doing this because of my salary reduction and extra hours? | Bunu maaşım ve fazladan mesai yüzünden yaptığımı mı düşünüyorsun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
If you keep this up, I won't just sit back. | Buna devam edersen elim kolum bağlı oturmayacağım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
How did you hold back from lording it over me these past few days? | Son birkaç gündür bana efendilik taslamadan nasıl durdun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
If you're angry and stressed out, just play some mobile games. | Sinirlendiğinde veya streslendiğinde telefonunda oyun oyna. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
No need to travel so far. | Bu kadar uzaklara gelme. Hemen özür dile. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Admit your pettiness and incompetence. | Dar kafalı ve beceriksiz olduğunu kabul et. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Don't even think about giving me a halfway apology. | Yarım yamalak özür dileme. Samimi bir özür bekliyorum. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I was talking to you! | Seninle konuşuyordum! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
You're like this till the end, huh? | Sonuna kadar böyle mi davranacaksın? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I don't want your apology anymore. Wait! | Özrünü istemiyorum artık. Bekle! E ve bırakacağım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Why would you do that? | Neden beni eve bırakacaksın? Neden? Takip et beni. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Assessment of abdominal area complete. | Bel bölgesi değerlendirmesi tamamlandı. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Give me the key. I'll go on my own. | Anahtarı ver. Kendim giderim. Bin. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
You have too much pride to say sorry, so you're driving me instead? | Özür dilemek için fazla gururlu olduğundan evime mi bırakıyorsun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
No matter how great you think you're, there are things called manners. | Ne kadar mükemmel olduğunu düşünürsen düşün ahlak denen bir şey var. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What? | Ne? Ne zamandan beri? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Insert a tube for now and monitor blood loss. | Şimdilik tüpü yerleştirin ve kan kaybını gözlemleyin. Hemen geliyorum. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I need to get to the ICU. | YBÜ'ne gitmemiz gerek. Ne oldu? Dün ameliyat olan hasta... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Nothing. Never mind. Did you screw up again? | Hiç. Boş ver. Yine her şeyi berbat mı ettin? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Seriously... Do you think I cause problems all the time? | Cidden... Bir şeyleri hep yanlış yaptığımı mı düşünüyorsun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Manager! | Şefim! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I'll consider this as 27.8% of the apology. The rest of 71.2%... | Bunu özrünün %27.8'i olarak düşüneceğim. Kalan %71.2'sini... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That worked out well. | İşe yaradı. Fırsattan istifade test et. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What are you? | Kimsin sen? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Episode 4 | Blood 4. Bölüm | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Okay. Good job. | Tamam. Aferin. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Did this patient have aspirin before being admitted to the hospital? | Hasta hastaneye kabul edilmeden önce aspirin aldı mı? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
He had severe migraines. | Şiddetli migreni vardı. Kendi kendine mi aldı? Reçetesiz mi? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Then you really should have told us. | Öyleyse bize söylemelisin. Hasta aspirin aldıysa kanı pıhtılaşmaz. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That's why there was hemorrhaging in his stomach and intestines. | Budan dolayı midesinde ve bağırsaklarında kanama oldu. Özür dilerim. Çok üzgünüm! 1 | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Will he be okay now? | Şimdi iyi olacak mı? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Fortunately, it was only a small amount and we were able to stop it. | Şükür ki küçük bir kanamaydı ve durdurabildik. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Who checked the patient's medication usage? | Hastanın ilaç kullanımını kim kontrol etti? Min Ga Yeon. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
If the patient says he can't remember, you should have asked by medication types. | Hasta hatırlayamadığını söylerse ilaç tiplerini sormalısın. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
If the bleeding had been worse, it would have continued ten fold. | Kanama kötüleşseydi on kat artabilirdi. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Not to me... Shouldn't you be sorry to the patient? | Benden dileme. Hastadan dilemen gerekmiyor mu? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
When she put on that sob show at the interview, I could see this coming a mile away. | Mülâkat sırasında kendini acındırdığında anlamıştım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What's with him? | Nesi var? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Chief! Chief Park! | Şefim! Şef Park! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What is this? Why is he so cold? | Bu da ne? Neden bu kadar soğuk? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Chief Park? Chief Park! | Şef Park? Şef Park! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Over here! Over here! | Buraya! Buraya! | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Thank you for your help. | Yardımınız için teşekkürler. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Isn't this Chief Park? | Şef Park değil mi? Ben hallederim siz işinize geri dönün. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What's wrong with this? | Nesi var bunun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Mom.... | Anne. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Mom... No Mom... | Anne. Hayır anne... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
You can live... you have to live... | Yaşayabilirsin. Yaşamak zorundasın. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What did you do to me? | Bana ne yaptın? Ne demek istiyorsun? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What did you do to me in here? | Beni buraya getirip ne yaptın? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Vital signs, saturation check, and I was about to do lab work on your blood. | Hayati bulgularını, saturasyonunu kontrol ettim ve kanını laboratuvara gönderecektim. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I won't ask for anything else. | Başka bir şey sormayacağım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
How can you just leave like this? | Nasıl öylece gidebilirsin? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Then, at least, tell me the reason. What happened during that hour? | Öyleyse en azından sebebini söyle. Bir saat içinde ne oldu? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
As a doctor, you should know your own body better? | Doktor olarak kendi vücudunu daha iyi bilmen gerekiyor. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
You're unwell, aren't you? So what? | İyi değilsin, değil mi? Ne olmuş yani? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Are you going to request a medical review again? | Tıbbi kayıtlarımı yeniden mi isteyeceksin? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What good is a request? I'll get rejected again and I'll look silly. | İstesem kaç yazar? Yine reddedilip küçük duruma düşeceğim. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
At least you've learned from your past. | ...hastanede biraz daha kal. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Not as doctor to doctor... | Doktor ve doktor olarak değil, hasta ve doktor olarak. Yeter ama. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I'm doing this out of my goodwill, so you shouldn't act this way. | İyi niyetle söylüyorum böyle davranırsan zor durumda kalırım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
What are you planning to do with Park Ji Sang? | Park Ji Sang ile ne yapmayı planlıyorsunuz? | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Park Ji Sang is someone who has forgotten who he really is. | Park Ji Sang kim olduğunu unutan biri. İnsan taklidi yapıyor. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I showed him the freedom of his true nature. | ...gerçek doğasının özgürlüğünü gösterdim. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
And I showed him where he must go to find out more about himself. | Ve kendi hakkında daha fazla bilgiyi nerede bulması gerektiğini gösterdim. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
I woke him up to the fact that he is a superior being. | Ne kadar üstün bir varlık olduğunun farkına varmasını sağladım. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
However, Park Ji Sang is too dangerous. | Lâkin Park Ji Sang çok tehlikeli. Ailesinin ölüm sebebini öğrenirse... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
Park Ji Sang is aiming an arrow without even knowing who the target is. | Park Ji Sang hedefi bile bilmeden oku nişan alıyor. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
So, if there is someone who can show him the exact target. | Ona hedefi tam olarak gösterecek biri olsaydı... | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That target... you will use our disguised evil friends? | O hedef için kötü dostlarımızı mı kullanacaksınız? Evet. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
That's not what's important right now. | Şu an önemli olan şey bu değil. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
And that's why, their lives were a tragedy. | Bu yüzden yaşamları bir felâketti. | Blood-2 | 2015 | ![]() |
The, what will Park Ji Sang be like? | Park Ji Sang'ın yaşamı nasıl olacak? | Blood-2 | 2015 | ![]() |