Search
English Turkish Sentence Translations Page 7994
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Snap. | Snep. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Cut. | Kes. Reperfüzyon uygulayacağım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The vena cava now has blood flow. | Vena cavanın kan akışı sağlandı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Suture. | Dikiş. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why don't you take a break? I can do the rest. | Biraz ara verebilirsin. Kalanını ben yaparım. İyiyim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Good job, Chief. | Elinize sağlık. Herkesin ellerine sağlık. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You all did well. | Herkesin emeğine sağlık. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Thank you, Doctor. | Teşekkürler doktor. Teşekkürler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Thank the donor and the donor's family. | Donör ve ailesine teşekkür et. Onlara minnettarım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And to you, Doctor. | Sana da minnettarım doktor. Önemli değil. Annene iyi bak. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Yes, Doctor. | Peki doktor. Bir şeyi unutma. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
There's a limit to being sick, but fear has no limits. | Hasta olmanın bir sınırı var ama korkunun sınırı yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Whether it's your heart or your body, you can endure pain. | Duygusal ya da fiziksel acıya dayanabilirsin. Lâkin... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
don't be afraid, no matter what happens. | ...ne olursa olsun korkma. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Don't be a wuss. Yes. 1 | Ödlek olma. Peki. Söz veriyorum korkmayacağım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm someone who values results over process. | Süreçten çok sonuca önem veren biriyim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But today, that good result was overshadowed by a rift in the process. | Ama bugün o iyi sonuç sürecin gölgesinde kaldı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I hope you won't disappoint me again. | ...beni bir daha hayal kırıklığına uğratmamanı umuyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I said I'd want an explanation once the surgery was over. | Ameliyattan sonra açıklama bekliyorum demiştim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You ought to know, Chief Park. | Hareketlerinin ne kadar saçma ve sorumsuzca olduğunu sen de biliyorsun. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I have no reason to explain to you. | Açıklamam için bir sebep yok. Ayrıca istemiyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
If your personal matter puts a patient in danger, it's no longer personal. | Kişisel sebeplerin hastayı tehlikeye sokuyorsa kişisel değildir. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What kind of a person doesn't even apologize! | Bir insan nasıl özür dilemeyi bilmez! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No matter how much I try to see you in a good light, I just can't. | İyi biri olduğuna inanmaya çalışsam da olmuyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I feel very disillusioned. | Hayal kırıklığına uğradım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Hello. Are you done with your surgery? | Alo. Ameliyat bitti mi? Evet. O zaman hemen gel, hemen! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm going rest here for a bit and go back to work. | Burada biraz dinlenip öyle geleceğim. Öyleyse yarım saat sonra gel. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Are you waiting for my decision? | Kararımı mı bekliyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Just leave him be, for now. Doctor. | Şimdilik bırak. Doktor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
When I see Park Ji Sang, I'm always reminded of Park Hyun Seo. | Ne zaman Park Ji Sang'ı görsem Park Hyun Seo'yu hatırlıyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Especially the look in his eyes, he looks just like Park Hyun Seo. | Özellikleri bakışları Park Hyun Seo gibi. Yani diyorsun ki... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Like his father, Park Ji Sang will become an opposition to us. | ...Park Ji Sang babası gibi bize karşı çıkacak. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
So, we should get rid of him before he becomes a problem. | Bu yüzden sorun çıkarmadan önce ondan kurtulmalıyız. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Wouldn't it be such a waste to get rid of someone like him now? | Onun gibi birinden şimdi kurtulmak israf olmaz mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And more importantly... | Ve bundan daha önemli olan... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What you see now is not everything there is. | ...şu an gördüklerin olanların tamamı değil. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Look at these blood cells. | Şu kan hücrelerine bak. Tamamen orijinal hallerine geldiler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Actually, you didn't just recover. | Aslında sadece iyileşmedin. Vücudundaki antikorlar hem arttı hem de güçlendi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Antigen antibody interaction increased by 24.76 times. | Antijen antikor ilişkisi 24.76 kat arttı. Yok artık! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Snake venom, atropine, vp toxin, allicin, heparin, solanin... | Yılan zehri, atropin, vp toksin, alisinin, heparin, solanin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
So, you didn't just recover, biologically speaking. | Yani biyolojik olarak konuşursak iyileşmedin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This means that there isn't a compound that can kill you. | Bu seni öldürebilecek bir bileşik yok demek. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Even if you get attacked by all of these chemical combinations, you can't die. | Bu kimyasal bileşiklere maruz kalsan da ölemezsin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What's with your expression, Ji Sang? | Yüzünün bu hali ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I became the strongest out of all those who were infected. | Enfektelerin en güçlüsü oldum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Then... it will get harder for me to become human. | Öyleyse benim için insan olmak daha da zorlaşacak. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
That shot you got... | Vurulduğun enjektör anneni öldüren ile aynı. Tıpatıp aynısı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The antibodies in your system have increased and become stronger. | Vücudundaki antikorlar hem arttı hem de güçlendi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I... really... | Gerçekten de... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
want to become human. | ...insan olmak istiyorum. 1 | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Ji Sang! | Ji Sang! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You were wrong, Mom. | Yanıldın anne. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Even that deer I liked so much... | Çok sevdiğim geyiği bile kendimi tutamadım ve öldürdüm. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You encountered a challenge. | Zor bir durumla karşılaştın. Üstesinden gelebildin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The fact that you didn't kill a person... I'm sure I'll kill one soon. | İnsan öldürmemiş olman dahi... Yakında öldüreceğimden eminim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I almost did yesterday. | Dün de az kalsın öldürüyordum. Kendini kontrol edebileceğini biliyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You're not an animal. You're a human being! | Sen hayvan değilsin. İnsansın! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I take medicine because I go crazy at the sight of blood. | Kanı görmemle birlikte delirdiğim için ilaç içtim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Is that being human? You are human. | Bu mu insan olmak? İnsansın. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Your way of existence is just different, that's all. | Sadece yaratılışın farklı, hepsi bu. Her şeyi parçalayıp öldürmek istiyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This is just a different way to exist? | Bu sadece yaratılış farkı mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why me? | Neden ben? Neden ben olmak zorundayım? Ama aslen Vietnamlı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Next on the news. | Sıradaki haber. Saldırı suçuyla göz altına alınan şüpheli... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
assaulted police offers and managed to flee from the scene. | ...polislere saldırıp olay yerinden kaçmayı başardı. Muhabir Ahn Tae Yong aktarıyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Last night, on the streets of Guro dong in Seoul... | Dün gece Seul'de Guro dong sokağında... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This is the footage captured on the black box camera of a car. | ...bir arabanın kara kutusuna ait görüntüler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The man in question puts down wo police officers in no time. | Şüpheli şahıs iki polis memurunu anında yere indirdi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The camera captured only the back of the suspect. | Kamera şüpheliyi sadece arkadan görüntüleyebildi. Yüzü doğrulanamadı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
By looking at the movements of the suspect./i> | Polis şüphelinin manevralarına bakarak... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
police believe that he is skilled in the martial arts. | ...dövüş sanatlarında yetenekli olduğunu düşünüyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
They are currently looking for witnesses. | Yönetmelik mönetmelik anlamam ben. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
KTN News. This is Ahn Tae Yong. Wow! That's some action! | KTN News. Ahn Tae Yong. Hareketler yakıyor! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Sorry, Ji Sang. I can be thoughtless sometimes. | Özür dilerim ağabey. Arada bir düşüncesizlik ediyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You're thoughtless... sometimes? | Arada bir mi dedin? Haklısın. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
By the way, you could have totally caught those guys. | Bu arada, o adamları yakalayabilirdin. Yine geleceklerdir. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It would be better if they came at you, all at once. | Hepsi bir arada gelseydi daha iyi olurdu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Hyun Woo, I have a question. What is it? | Hyun Woo bir sorum var. Ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Never mind, it's nothing. | Neyse boş ver. İlaçlarım? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You went through it all already? | Şimdiden hepsi bitti mi? Evet. Saatlerce süren birçok ameliyatım vardı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It's on my desk. Go grab it. | Masamda. Git al. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But, the medicine... Atisan, it's at the highest dose, right? | Ama ilaç en yüksek dozunda değil mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What! What kind of person is that? | Ne? Bu ne biçim insan? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
How could he leave a patient and act so irresponsibly? | Nasıl olur da hastayı o şekilde bırakıp sorumsuzca davranır? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Did he make an official apology? | Resmi olarak özür diledi mi? Hayır, hata ettiğini düşündüğünü sanmıyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I knew I was right. He's a psychopath, a psychopath. | Haklı olduğumu biliyordum. Tam bir psikopat, ruh hastası. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I don't understand this. He ought to be disciplined for this. | Anlamıyorum. Disipline gitmesi gerek. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
They seem to backing him right now. | Arkası güçlü bir kere. Dün yönetici çok sinirlenmiş gibi görünüyordu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I heard that there was a regrettable event yesterday. | Dün üzücü bir olay olduğunu duydum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why is this hospital so full of regret? | Bu hastane neden pişmanlıklarla dolu? Bana bak Şef Park! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm so sorry, everyone. | Özür dilerim millet. Biraz geç kaldım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm a little late. | Evet mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You're busy, so I'll get to the point. | Herkes meşgul bu yüzden kısa keseceğim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It's an important day, so I was told request this treatment in person. | Bugün önemli bir gün olduğundan tedaviyi bizzat rica etmemi istediler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Then I'll be on my way, too. Yes, Doctor. | Öyleyse ben de gidiyorum. Peki doktor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Then I will... | O zaman ufaktan... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Chief... | Şefim. Hasta Park Gyu Duk'un karaciğer tümörü ameliyatı ile ilgili... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Then wouldn't we have reschedule? | O zaman yeniden planlamamız gerekmeyecek mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Looking at the operating room schedule, we can do it the day after tomorrow. | Ameliyathane programına göre yarından sonraki gün yapabiliriz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You don't have many pictures at work, right? | İşteyken fotoğraf çektirmiyorsunuz değil mi? Tamamdır çekiyorum. Çektim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
So, you say you have something you need to discuss? | Tartışmak istediğiniz bir konu olduğunu söylediniz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |