Search
English Turkish Sentence Translations Page 8004
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You were in the ER a few days ago, and you look tired during surgery these days. | Birkaç gün önce acildeydiniz ve ameliyat yaparken yorgun görünüyordunuz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why do you ask about my health? | Sıhhatimi öğrenip ne yapacaksın? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm sorry if I offended you. I didn't mean to pry. | Kırdıysam özür dilerim. Kötü bir anlamda sormadım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Then tell me what you meant. | O zaman hangi anlamda sorduğunu söyle. Annem vefat ettiğinden beri sevdiğim... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I feel uneasy and sick too... ever since my mom passed away. | ...ve saygı duyduğum insanlar hastalanınca ben de huzursuz oluyorum ve hastalanıyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Anyway, I apologize. I was out of line. | Her neyse özür dilerim. Yerimi bilemedim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You're really... just like Akabosia matsudoensis Kinoshita. | Gerçekten de Akabosia matsudoensis Kinoshita gibisin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Akabosi... What is that? | Akabosi... Ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Akabosia matsudoensis Kinoshita. | Akabosia matsudoensis Kinoshita. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It's one of the rarest insects in the world. They are the only species in their genus. | Bu dünyadaki en nadide böceklerden biri. Kendi cinslerinin tek türü. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No, that's not what I meant. I'm just saying you're a rare breed. | Hayır onu kast etmedim. Türünün tek örneğisin diyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Oh... okay. Akabosia something something. | Anladım. Akabosia bir şey bir şey. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What is wrong with you? | Neyin var? Neden Ri Ta'yı dahil edip olayı büyütüyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Were you always this narrow minded? | Hep böyle dar görüşlü müydün? Neye dayanarak... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Are you that unhappy that I brought Director Lee here? | Yönetici Lee'yi buraya getirmemden memnun değil misin? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
That's not true. That's a huge misunderstanding. | Bu doğru değil. Büyük bir yanlış anlaşılma var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
So I don't know about others, but you should not be so greedy in front of me. | Bu yüzden başkalarını bilmem ama sen açgözlülük etmemelisin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
For the sake of Ri Ta, myself, and Taemin as well. | Ri Ta, ben ve Taemin'in hatrına. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I will remain steadfast. So stop thinking that way and trust me. | Kararlı olacağım. Bu yüzden öyle düşünmeyi bırakın ve bana güvenin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The time you worked with me doesn't mean all your wrongdoings will be forgiven. | Birlikte çalıştığımız zamanlar hatrına yanlışların affedilecek diye bir şey yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The doctor is here. He's here! | Doktor geldi. Geldi! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Lie on your back. It'll hurt more if you lie on your side. | Sırt üstü yatın. Yan yatarsanız daha çok ağrır. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Prophenol 50. Stat! | 50lik profenol. Hemen! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Stay strong just a little longer. Just a bit more... | Biraz daha dayan. Biraz daha... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why are you here? | Neden buradasın? Babamı her gördüğümde... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I feel so hurt. | ...canım yanıyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
People keep saying this. | İnsanlar hep aynı şeyi diyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
They say no matter how good the doctors are... | Ne kadar iyi doktor olursa olsun... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
my dad will not be able to live long. | ...babamın uzun süre yaşayamayacağını söylüyorlar. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I didn't believe them at first. | İlk başta inanmamıştım onlara. Ama artık hak vermeye başladım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No matter how young I am... | Ne kadar küçük olursam olayım o kadarını biliyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I overheard others talking in the ward. | Koğuştaki diğer insanların konuşmalarına kulak misafiri oldum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And our family won't have to suffer anymore. | Ve ailesi daha fazla acı çekmez dediler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But that he can't die because of me. | Ama benim yüzümden ölemiyormuş. Benim yüzümden. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You know, my dad... | Babamın hayali... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
His dream is to walk me down the aisle on my wedding day. | ...ben evlenirken elimden tutup yürümekmiş. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And that's why he has that dream every night. | Bu yüzden her gece bunun rüyasını görüyormuş. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I feel like he's more ill because of me. | Benim yüzümden daha da hastalanıyormuş gibi hissediyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I feel so bad. | Çok kötü hissediyorum babama karşı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I won't pester doctors anymore. | Artık doktorlara sıkıntı vermeyeceğim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I won't ask them to prolong my dad's life anymore. | Babamın hayatını uzatmalarını istemeyeceğim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You shouldn't pull this out! Let go! I don't want it! | Bunu çıkaramazsın! Bırak! İstemiyorum! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I don't want to eat either! I'm going to starve to death! | Yemek de istemiyorum! Açlıktan öleceğim! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Na Jung, why would you die? I told you. You can get better... | Na Jung neden ölesin? Dedim ya. İyileşebilirsin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What is this? Don't you have eyes? It's rice on the floor! | Bu ne? Kör müsün? Yere düşmüş pilav! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Let's not do this. I'll bring you another meal tray. Okay? | Böyle yapma Başka yemek getireceğim. Tamam mı? Bırak. Açlıktan ölecekmiş. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
From now on, no food for her. | Şu andan itibaren ona yemek yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Professor... To die, you shouldn't drink water either. | Profesör... Ölmek için su da içmemen gerek. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The Child Service workers told us | Kurumdaki çalışanlar sürekli ölmek istediğini söylediğinden bahsettiler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
She must've been scarred since her relatives abandoned her. | Akrabaları terk edince büyük yara almış olmalı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Anyway, Professor. Are you really going to starve Na Jung? | Her neyse profesörüm. Na Jung'un yemek yemesine müsaade etmeyecek misiniz? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Of course not. We don't want her to die. | Tabii ki hayır. Ölmesini istemeyiz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I thought you'd starve her for real. | Gerçekten de aç bırakırsınız sanmıştım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
At dinner time, bring something that smells really good to her room. | Akşam yemeğinde odasına harika kokan bir yemek getir. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Okay. There are many items downstairs that smell and taste yummy. | Tamam. Alt katta güzel kokan ve lezzetli bir sürü şey var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Do you find Chief Park easy to approach? | Şef Park'ı kolay bir erkek mi sandın? Tabii ki hayır. Gerçekten mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It doesn't really look like it. | Öyle gibi gelmedi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
When I was a resident, I couldn't even look at my chief in the eyes. | Ben asistanken şefimin gözlerine bile bakamazdım. Tamam. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And you, don't be so cocky just because Chief chose you on the spot. | Bir de şef seni seçti diye bu kadar burnun havada dolanma. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Is there a specific reason? | Özel bir sebep var mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Okay. Will do. | Anladım. Öyle yapacağım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
In ward 21A, Lee Na Jung hasn't been discharged yet, right? | 21A'daki hasta, Lee Na Jung henüz taburcu olmadı değil mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Just leave it for now. Pardon? | Şimdilik yapma. Efendim? Şimdilik tedaviye odaklan. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Focus on treating her for now. | Taburcu edin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And postpone medicating her. | İlaç vermeyi ertele. Nedenini sorabilir miyim? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Just do as I say. | Söylediğimi yap yalnızca. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I finally feel a bit alive. | Sonunda yaşadığımı hissediyorum biraz. Teşekkür ederim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Can I really get better with just medicine? | Gerçekten sadece ilaçla iyileşebilir miyim? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I don't have to cause trouble for others with things like surgery. | Ameliyat gibi şeylerle başkalarının başına bela olmak istemiyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
If you're in too much pain, don't keep it to yourself. Call the nurses. | Çok ağrınız olursa saklamayın. Hemşirelere haber verin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You're in a hospital. | Hastanedesiniz. Manastırda kefaret ödemiyorsunuz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Dying is just a tiny bit more than a penance. | Ölümse kefaretten biraz daha fazlası. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Is it easy for you to accept that? | Kabullenmek sizin için bu kadar kolay mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Yes, of course. It's the impartial right given to everyone by the One above. | Evet tabii ki. Yukarıdakinin yanına dönmek... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Nothing is equal to death in this world. | Bu dünyada hiçbir şey ölüme eş değil. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
whether you're high class or low class... | ...yüksek mertebelisi düşük mertebelisi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You haven't left work yet. | Hala işten çıkmamışsınız. Evet gidiyorum şimdi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You must like trees. | Ağaçları seviyorsunuz herhalde. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This tree. I planted it on my first day which fell on National Tree Day. | Bu ağacı Ulusal Ağaç Günü'ne denk gelen ilk günümde ekmiştim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It was a nursery tree from the chairman. | Başkan tarafından verilen bir fidandı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
He said I should spend the same amount of time with Taemin as this tree does. | Bu ağacın Taemin ile geçirdiği zaman kadar burada bulunmam gerektiğini söyledi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Thankfully, you and the tree have been with the hospital all along. | Neyse ki, siz de ağaç da hastaneyle birlikte bu günlere gelmişsiniz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And some drunk started a fire here so it almost burnt down. | Ve sarhoşun biri bir yangın çıkardı neredeyse yanıyordu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But it's still standing strong. | Ama hâlâ sapasağlam duruyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This tree doesn't represent me. | Bu ağaç beni değil koruduğum... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But it represents Taemin, which I've protected. | ...Taemin'i temsil ediyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I won't allow anyone to pull it out or kill it. | Kimsenin onu yıkmasına yahut öldürmesine izin vermeyeceğim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
As long as I'm living. | Yaşadığım sürece. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And thank you for your consideration. | İnceliğiniz için teşekkür ederim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Telling the chairman about my immature complaints. | Başkana sitemlerimi iletmenizi kast ediyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I will make sure to pay you back. | Bunu mutlaka ödeyeceğim. Geri ödeyesiniz diye yapmadım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Don't worry about it. | Endişelenmeyin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I thought you were leaving this place. What brings you to the OR so often? | Gidiyorsun sanmıştım. Neden sürekli ameliyathaneye geliyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Are you really leaving? | Cidden gidiyor musun? Neden? Yeniden düşünmemi mi istiyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No, not that. If you're leaving, you're leaving. | Hayır ondan değil. Gidiyorsan gidiyorsundur. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Should I throw a goodbye party? | Elveda partisi mi düzenlesem? Hayır. Gerek yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No, I mean just me. | Yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Before you leave, I have something I want to hear from you. | Gitmeden önce senden duymam gereken bir şey var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm not interested in your life. | Hayatınla ilgilenmiyorum. Sırrını bilen tek kişi benim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You shouldn't be like this. You using my secret to wield power... | Böyle davranmamalısın. Sırrımı güç olarak kullanman bu hafta bitiyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |