Search

English Turkish Sentence Translations Page 8120

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
That's my name.	Adım bu.	Bloomington-1	2010
I usually teach 209, but Newbery had an emergency	Aslında 209 dersine giriyorum ama Newbery'nin acil bir işi çıktı...	Bloomington-1	2010
so I'm filling in for him.	...onun yerine geldim.	Bloomington-1	2010
Can anybody tell me what chapter you guys are working on?	Hangi konuda kalmıştınız?	Bloomington-1	2010
Um... I...	Ben...şey...	Bloomington-1	2010
We watched a video last time, ma'am.	En son video izlemiştik efendim.	Bloomington-1	2010
Yes, ma'am.	Evet efendim.	Bloomington-1	2010
Was it relevant to the course in any way?	Dersle mi alakalıydı?	Bloomington-1	2010
Do you think we can get an answer before graduation?	Mezun olmadan önce bir cevap alabilir miyiz sence?	Bloomington-1	2010
It was a video on correlation, and we stopped on page 34.	Korelasyonla ilgili bir videoydu ve 34. sayfada kalmıştık.	Bloomington-1	2010
Well, when studying correlation it is important to remember...	Korelasyon çalışırken önemli olan...	Bloomington-1	2010
Freaking vampire lesbo.	Korkunç lezbiyen vampir.	Bloomington-1	2010
Bet you don't have parties nearly this fun in Hollywood.	Hollywood'da bunun kadar eğlenceli partiler yapmıyorsundur eminim.	Bloomington-1	2010
I wouldn't know. I've ever been to any.	Bilmem. Hiç gitmedim.	Bloomington-1	2010
Hey, look who's here.	Bakın kim var.	Bloomington-1	2010
Oh, God. Why does she have to be so creepy?	Tanrım. Bu kadar ürkütücü olmak zorunda mı?	Bloomington-1	2010
Do you want me to call her over here for you?	Buraya çağırmamı ister misin?	Bloomington-1	2010
Didn't you say you wanted to talk her?	Onunla konuşmak istediğini söylemedin mi?	Bloomington-1	2010
You did?	Konuştun mu?	Bloomington-1	2010
Lose any limbs?	Bütün uzuvların yerinde mi?	Bloomington-1	2010
No, no permanent damage.	Kalıcı hasar yok.	Bloomington-1	2010
Rach, come with me. 'Scary Bery' is finally alone.	Rach benimle gel. Korkunç Bery sonunda yalnız.	Bloomington-1	2010
I need to talk him into pushing back the mid term.	Vizeyi ertelemesi için onunla konuşmalıyım.	Bloomington-1	2010
She can babysit herself for five minutes.	Beş dakika kendine bakabilir.	Bloomington-1	2010
Why are you hiding back here?	Neden burada saklanıyorsun?	Bloomington-1	2010
I'm not.	Saklanmıyorum.	Bloomington-1	2010
You're supposed to be mingling.	Ortalığı birbirine katman gerekirdi.	Bloomington-1	2010
These fucking mixers are more boring than the classes anyway.	Bu partiler derslerden de sıkıcı oluyor.	Bloomington-1	2010
I don't think we were formally introduced...	REsmi olarak tanışmadık sanırım...	Bloomington-1	2010
Catherine Stark.	Catherine Stark.	Bloomington-1	2010
Jacqueline Kirk.	Jacqueline Kirk.	Bloomington-1	2010
Ah, right, the famous one.	Meşhur olan kız.	Bloomington-1	2010
So are you, from what I hear.	Sen de duyduğum şeysin.	Bloomington-1	2010
What did you hear?	Ne duydun?	Bloomington-1	2010
Uh, stuff... from my friends.	Arkadaşlarımdan birşeyler duydum.	Bloomington-1	2010
Stuff from your friends...	Arkadaşlarından birşeyler duydun...	Bloomington-1	2010
That I should stay away from you.	Senden uzak durmam gerektiğini.	Bloomington-1	2010
Well, then...	O zaman...	Bloomington-1	2010
you should probably listen to what they say.	...onları dinlemelisin herhalde.	Bloomington-1	2010
Do you want to come back to my place?	Bana gelmek ister misin?	Bloomington-1	2010
This is Ethan.	Bu Ethan.	Bloomington-1	2010
He's the man of the house.	Evin erkeği.	Bloomington-1	2010
You're like John Wayne in The Searchers.	Searchers'daki John Wayne gibisin.	Bloomington-1	2010
Wow, you guessed right.	Doğru tahmin ettin.	Bloomington-1	2010
I did? Yeah.	Öyle mi? Evet.	Bloomington-1	2010
Do I get a prize?	Ödülüm ne?	Bloomington-1	2010
Have you ever done this before?	Bunu daha önce yaptın mı?	Bloomington-1	2010
You have?	Yaptın mı?	Bloomington-1	2010
Once, I think.	Birkere, sanırım.	Bloomington-1	2010
You think?	Sanar mısın?	Bloomington-1	2010
Yeah, but I'm not supposed to say who with.	Evet, ama kiminle olduğunu söyleyemem.	Bloomington-1	2010
She's on TV.	O kız da ünlü.	Bloomington-1	2010
Of course, I understand.	Tabi, anlıyorum.	Bloomington-1	2010
Do you want to leave?	Gitmek istiyor musun?	Bloomington-1	2010
You let me know if you do.	İstersen söyle tamam mı?	Bloomington-1	2010
OK, close your eyes.	Tamam, gözlerini kapat.	Bloomington-1	2010
Good girl.	Aferin.	Bloomington-1	2010
Can I lay next to you?	Yanıan uzanabilir miyim?	Bloomington-1	2010
Don't be.	Korkma.	Bloomington-1	2010
Hello. Jackie?	Alo. Jackie?	Bloomington-1	2010
Did you just call me?	Sen mi aradın?	Bloomington-1	2010
How did you know it was me?	Ben olduğumu nereden bildin?	Bloomington-1	2010
Because you're the only one around here that has a 323 area code.	Bu civarda 323 alan kodlu bir tek sen varsın.	Bloomington-1	2010
Good. I thought maybe you were upset...	Güzel. Üzgün olduğunu düşündüm...	Bloomington-1	2010
Or you had turned into a bunny.	...ya da tavşana dönüştüğünü.	Bloomington-1	2010
No, I'm sorry.	Üzgünüm.	Bloomington-1	2010
I didn't know if you wanted me to wake you up or not.	Uyandırsam mı uyandırmasam mı karar veremedim.	Bloomington-1	2010
No, that's all right.	Sorun değil.	Bloomington-1	2010
Do you want to come over tonight, maybe have dinner?	Bu gece gelmek ister misin, yemek falan yeriz?	Bloomington-1	2010
I mean, you don't have to.	Gelmek zorunda değilsin tabi.	Bloomington-1	2010
No, I do... Yeah.	Hayır, gelmek istiyorum.	Bloomington-1	2010
It's unlocked!	Kapı açık!	Bloomington-1	2010
Do all the teachers here live like you?	Buradaki tüm öğretmenler senin gibi mi yaşıyor?	Bloomington-1	2010
But if it makes you feel any better,	Ama kendini daha iyi hissettirecekse söyliyim...	Bloomington-1	2010
I didn't buy this house, I inherited it.	...bu evi ben almadım, miras kaldı.	Bloomington-1	2010
Would you like something to drink? Sure.	Birşey içmek ister misin? Olur.	Bloomington-1	2010
How did you know what I drink?	Ne içtiğimi nereden biliyorsun?	Bloomington-1	2010
I didn't...	Bilmiyorum...	Bloomington-1	2010
Maybe I'm just guessing.	Tahmin ettim.	Bloomington-1	2010
But scotch isn't the only alcoholic beverage in the world.	Ama viski dünyadaki tek alkollü içki değil.	Bloomington-1	2010
But you don't seem like you drink that often.	Ama çok sık içmiyor gibi görünüyorsun.	Bloomington-1	2010
In fact, you really don't seem like the drinking type much at all,	Aslında pek içiyor gibi göründüğün bile söylenemez...	Bloomington-1	2010
so I figured you must have learned what to drink from somebody else.	...bu yüzden ben de ne içeceğini başkasından öğrendiğini anladım.	Bloomington-1	2010
And since I imagine you've had limited contact with peers your own age,	Akranlarınla az vakit geçirdiğini de hesaba katarak...	Bloomington-1	2010
I'm guessing you took cues from somebody in your family.	...bunun ailenden biri olduğunu tahmin ediyorum.	Bloomington-1	2010
You don't strike me as particularly feminine,	Bana o kadar kadınsı gelmiyorsun...	Bloomington-1	2010
so I would eliminate your mother as a role model,	...bu yüzden rol modelin olarak anneni eliyorum...	Bloomington-1	2010
which would leave... a father, perhaps?	...geriye de bir tek... baban kalıyor?	Bloomington-1	2010
Stepfather, actually.	Üvey babam aslında.	Bloomington-1	2010
Ah... Well, my apologies.	Özürlerimi kabul et.	Bloomington-1	2010
I did have contact with people my own age, just so you know.	Yaşıtlarımla vakit geçiriyorum, bilgin olsun diye dedim.	Bloomington-1	2010
Where did you go to high school?	Liseye nerede gittin?	Bloomington-1	2010
Uh, it was in California; you wouldn't know it.	California'daydı. Bilmezsin sen.	Bloomington-1	2010
I did my undergrad at Stanford. I know California really well.	Üniversiteye Stanford'ta gittim. California'yı çok iyi bilirim.	Bloomington-1	2010
It was just a really small one.	Küçük bir okuldu aslında.	Bloomington-1	2010
All right, I was home schooled.	Tamam evde eğitim aldım.	Bloomington-1	2010
I tried to go to high school, but it didn't work.	Liseye gitmeyi denedim ama olmadı.	Bloomington-1	2010
High school's overrated.	Liseler çok büyütülüyor.	Bloomington-1	2010
You always look so scared when you're here.	Buradayken korkmuş gibi görünüyorsun.	Bloomington-1	2010
I wish you didn't.	Keşke korkmasan.	Bloomington-1	2010