Search
English Turkish Sentence Translations Page 8188
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Dispatch, about that 1038, I think I've got something here. | Merkez, sanırım bu 1038 ile ilgili burada bir şeyler buldum. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Copy that. Stay where you are. | Anlaşıldı. Olduğun yerde kal. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Aspen Hill city police. This line is recorded. | Aspen Hill şehir polisi. Bu hat kayıt altındadır. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Good morning. Don't say anything, just listen. | Günaydın. Hiçbir şey demeyin, sadece dinleyin. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
We've called you three times before to set up negotiations. | Sizinle pazarlık yapmak için daha önce üç kez aradık. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Is that your voice? | Bu senin sesin mi? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
'Cause it, um, doesn't sound like your voice. | Çünkü, pek senin sesin gibi gelmiyor. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Did he tell you to say those things? Can I ask you that? | Bu şeyleri söyleyen sen miydin? Bunu sorabilir miyim? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Okay, let's talk about your victims then, hmm? | Tamam, öyleyse kurbanlarından bahsedelim, he? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
The people that you killed. | Şu öldürdüğün insanlar. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
How do you feel about them? | Onlar hakkında nasıl hissediyorsun? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
So, what about this one, hmm? | Peki ya bunun hakkında? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
He was, um… I think he was pumping gas, right? | O bir... Sanırım o bir benzinciydi, değil mi? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Just pumping gas with his back to you. | Sadece sana arkası dönük bir benzinci. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
It was more of a diagonal. | Bu daha çok diyagonaldi. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Sideways. | Yandan. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Sideways? | Yandan mı? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
You know? Twisted his body. Couldn't get a body shot. | Biliyor musun? Vücudu büküktü. Vücut atışı yapamadım. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
You couldn't get a body shot, so you shot him in the head? | Yani vücut atışını yapamadığın için onu kafasından mı vurdun? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
You must be a pretty good shot. | İyi bir atıcı olmasın. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Decent. | Yeterli. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Now, everybody's saying the media they're saying that | Şimdi, herkesin söylediği... Medya... dedikleri şey;... | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
these killings are senseless, that they're meaningless. | ...bu cinayetlerin boş ve anlamsız olduğu. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
But there's got to be a meaning. There's got to be a reason. | Ama bir anlamı olmalı. Bir sebebi olmalı. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Was it for money? | Para için miydi? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Was it for revenge? | İntikam için mi? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Was it some kind of belief? | Bir tür inanış için mi? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
If you're not gonna answer me, how are leading me? | Eğer cevap vermeyeceksen, beni nasıl yönlendireceksin? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Since you're asking me so many questions… | Çünkü çok fazla soru soruyorsunuz. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Can I ask you a question now? | Şimdi ben bir soru sorabilir miyim? | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Sure. Ask me anything you want. | Tabii, ne istersen sor. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Open two cell. Come on out. | Hücre ikiyi açın. Dışarı çık. | Blue Caprice-1 | 2013 | ![]() |
Hey, Dad, did you get stuck in traffic? | Selam baba, trafikte mi sıkıştın? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
How many times have I told you? No biking on Sunset. | Sana kaç kere dedim ben? Akşamları bisiklet sürmek yok. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
You wanna be some movie producer's roadkill? | Film yapımcılarının yol kazası kurbanı figürleri gibi mi olmak istiyorsun? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I bought you the Beemer for a reason. | Bu yüzden sana BMW'yi aldım. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Okay, okay. I'll drive it. | Tamam, tamam. Onu kullanırım. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Up the 101 Freeway to UC Santa Barbara. | 101. otobanın yukarısından UC Santa Barbara'ya giderken. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Dana... | Dana... | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Have you even looked at the catalog I gave you? | Sana verdiğim kataloğa baktın mı? 1 | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
You're gonna study fish and surf all day? 1 | Gün boyu balık tutma çalışıp sörf mü yapacaksın? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I can't even talk to you. | Seninle konuşulmuyor bile. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Hey, you've got a free ride to a top school. | Üst düzey bir okula bedava gitme hakkın var. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
You're going, case closed. Why? | Okula gideceksin, konu kapanmıştır. Neden? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
So I can score some high paying job, | Bir masanın arkasında çürüyerek tüm bunların parasını... | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
rotting behind some desk all day to pay for all this? | ...ödeyebilmek için yüksek maaşlı bir iş bulayım diye mi? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Okay, maybe "rotting" was a poor choice. | Tamam, belki de "çürümek" yanlış bir seçim oldu. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I don't have time for this. | Bunun için vaktim yok. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
You never have time. | Zaten hiç vaktin olmuyor. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Dad, I appreciate you work hard, I really do. | Baba, çok çalışıyorsun, bunun için seni gerçekten takdir ediyorum. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
But I would suffocate in that world. | Ama ben o dünyada boğulurum. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I'm like Mom, I'm too much of a free spirit. | Ben annem gibiyim, ben fazlasıyla özgür ruhluyum. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Where did you get that, "free spirit"? | Şu "özgür ruh" lafını kafana nereden taktın? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
It's from her journal, Dad. | Annemin günlüğünden baba. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
You should never have brought her to LA. | Onu Los Angeles'a hiç getirmemeliydin. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
This is what really killed her, not the cancer. | Onu kanser değil, bu öldürdü. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Dana, give me a break. You were five years old, you barely knew her. | Dana, hadi ama. Beş yaşındaydın, annen hakkında bir şey bilmiyorsun. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
It's funny. | Çok eğlenceli. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Get that camera out of my face. | Çek şu kamerayı yüzümden. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Look at that, it's right over there. | Ona bak, işte tam şurada. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Come on, guys. Come on, lunch is ready. | Haydi çocuklar. Haydi, öğle yemeği hazır. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Daddy, can I try the camera? | Baba, kamerayı kullanabilir miyim? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Dana, go get your bucket, the waves are gonna get it. | Dana, gidip kovanı getir, dalgalar kapacak yoksa. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Go get your bucket out of the sea. | Git kovanı denizden çıkar. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
This is fun. | Çok eğlenceli. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Look out, that's a big wave. | Şuna bak, büyük bir dalga. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Come, let's build a sand castle. | Gel, kumdan kale yapalım. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I'm gonna get you. I'm gonna get you. | Seni yakalayacağım. Seni yakalayacağım. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Last night I had a dream, | Geçen gece bir rüya gördüm... | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
where I took my little Dana back home to South Africa with me, | ...minik kızım Dana'yı evime, Güney Afrika'ya götürüyordum. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
and showed her the Bay of Plenty and Cave Rock, | Ve ona Bay of Plenty ve Cave Rock'ı gösteriyordum. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Vulamanzi Point and Banana Reef. | Vulamanzi Point'i ayrıca Banana Reef'i. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
All the way down the Wild Coast to Coffee Bay and Bruce's. | Ta Wild Coast'dan aşağı Coffee Körfezi ve Bruce Körfezi'ne kadar her yeri. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Finally we reached Jeffrey's Bay, | En sonunda Jeffrey Körfezi'ne ulaştık. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
the one place I've always dreamed of surfing. | Daima, sörf yapmayı düşlediğim tek yere. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
If only I could take her there. | Keşke onu oraya götürebilseydim. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
If only she could see these places, maybe she could see me, too. | Keşke buraları görebilseydi, belki beni de görebilirdi. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
But that can never happen now. | Ama bu artık mümkün değil. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I'm out of time. | Zamanım doldu. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
And I'm afraid I'll never get back home. | Korkarım ki eve bir daha dönemeyeceğim. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Dad, by the time you get back from your business trip, | Baba, iş seyahatinden döndüğünde... | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I'll be in South Africa. | ...Güney Afrika'da olacağım. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I think you and I could use some time apart. | Bence biraz ayrı kalmak ikimiz için de iyi olur. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
And I think it's time I learned more about Mom. | Ayrıca annem hakkında daha çok şey öğrenmemin vakti geldi. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
It's just something I have to do. | Bu yapmam gereken bir şey. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry about me. I'll be fine, as always. Love, Dana. | Beni merak etme. Her zamanki gibi iyi olacağım. Sevgilerle, Dana. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
First trip to South Africa? | Güney Afrika'ya ilk yolculuğunuz mu? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Visiting family? | Aile ziyareti mi? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Kind of. | Öyle denebilir. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Well, enjoy. | Keyfinize bakın. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Let me guess, | Durun tahmin edeyim... | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
California girl going south to find winter swell. | ...Kaliforniyalı kız güneye, kış dalgalarını görmek için gidiyor. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Is it that obvious? | O kadar mı belli oluyor? | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Well, flight to Durban, surf city. | Durban'a uçuyoruz, yani sörf şehrine. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Roxy sunglasses, ocean hair. | Roxy güneş gözlükleri, okyanus saçları. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
How very CSI of you. | Olay yeri incelemeden gibisin. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Well, that and The Bomb. | O var bir de şu "Bomba" yazan şey var. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Well, every surfer gets it. Yeah. | Her sörfçü şunu alır. Evet. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
I'm Grant. Dana. | Adım Grant. Dana. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |
Nice to meet you, California girl. | Memnun oldum, Kaliforniyalı kız. | Blue Crush 2-1 | 2011 | ![]() |