Search
English Turkish Sentence Translations Page 8542
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
This means that somebody took the request. | İsteği başka birisi almış olmalı. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
If they were able to screw up this case, this means some organized group did it. | Eğer amaç davayı sabote etmekse bu işin arkasında organize bir ekip var demektir. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I'll find out about it myself. | Bunu kendim bulacağım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Are you saying that you did not know that you were a director in the company? Yes. | Yönetici olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Evet. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You are the second wife of YK Electronics's Chairman Kang Joong Ho, right? | YK Elektronik'in sahibi Kang Joong Ho'nun ikinci eşisiniz, değil mi? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Why are you asking about that? | Bunu neden soruyorsunuz? O zamanlar Jo Sang Taek... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Is it possible that the past relationship led up what happened now? | Geçmişteki ilişkiler geleceğin aynası olamaz mı? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Yeong Soon, I'm here. | Yeong Soon, buradayım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
It's a request for cooperation from External Affairs. | Dışişleri'nden işbirliği isteği geldi. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
But how come the Prosecutor Office didn't move on this? | Ama Savcılık Bürosu niçin harekete geçmemiş? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
While this was moving up the Prosecutor's chain of command, | Savcılığın emir komuta zincirinde harekete geçmesi gerekirken... ...azmettirmesine bağlı olarak delil yetersizliğinden dolayı mahkeme... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
How far up the command did it go? | Ne kadar ileri gidebilmiş ki? Benim gibi bir piyon nereden bilsin? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Anyway, you need to keep it a secret that I gave this to you. | Her neyse, bunu sana verdiğimi kimseye söyleme. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
This place is known as the Legal Department in name only. | Burası sadece sözde Kanun Departmanı. Daha çok Savcılık Bürosu'na bağlı gibiyiz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
If I get on the wrong side of a prosecutor, I'm dead. | Eğer bir savcının tersine denk gelirsem öldüm demektir. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Like you said Madam, it's possible that you did not know. | Sizin de söylediğiniz gibi hanımefendi bilmiyor olmanız mümkün. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I know Chairman Kang Joong Ho and your deceased husband Jeong Do Seong were business partners and friends. | Başkan Kang Joong Ho ve eski eşiniz Jeong Do Seong iş ortağı ve arkadaştılar. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
with the person who arrested his friend? | ...arkadaşını tutuklatan biriyle iş yapar ki? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Perhaps from the past relationship, the seed of that relationship... | Belki de geçmişteki ilişkileri şimdiki ilişkilerinin tohumu | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I'm not going to answer | Sorularınıza artık... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
If you don't know, you can just say that. | Eğer bilmiyorsanız söylemeniz yeterli ama neden... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You don't want to say you don't know. | ...bilmediğinizi söylemek istemiyorsunuz? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
It seems you knew. | Biliyor gibi görünüyorsun. Sen. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I understand. I'll end it here. | Anlıyorum, burada bitireceğim. Artık gidebilirsiniz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You can go. | Gitmekte özgürsünüz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I'm curious as a woman. | Bir kadın olarak merak ettim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Under the circumstance, Chairman Kang Joong Ho seems | Bu şartlar altında Başkan Kang Joong Ho... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
to have taken everything from your first husband. | ...ilk eşinizin elinden her şeyini almış gibi görünüyor. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Don't talk about things that you have no idea about! | Bilmediğiniz konular hakkında yorum yapmayın! | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Hyeon Woong is my only son. | Hyeon Woong, benim tek oğlum. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I thought I was going to get hit. | Dayak yiyeceğim sandım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Why did you make me ask something so pointless? | Neden böyle gereksiz bir soru sormamı istedin? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Was there anything that made you feel bad? | Sizi kötü hissettiren bir şey mi vardı? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
The prosecutor in charge has this way of being harsh without thinking. | Görevli olan savcı düşünmeden böyle sert davranmak zorunda. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Yes. | Ne demek. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Then. | Müsaadenizle. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Mom? You have a mom? | Anne mi? Annen mi var senin? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
That famous Prosecutor Kang Hyeon Woong's mother. | Ünlü Savcı Kang Hyeon Woong'un annesi. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
the Philippine Police submitted a request for cooperation form on the day of the incident. | Filipin Polisi davayla ilgili işbirliği isteğinde bulunmuş. Vay be, Song Man Seok'un başı fena belada. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I told you before. Behind this case, there lies an unbelievable organization. | Daha önce söylemiştim. Bu davanın altında akıl almaz bir organizasyon var. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Do you really think you really resolved this case without any flaws? | Bu davayı kusursuz bir şekilde çözdüğüne inanıyor musun? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
With your prosecutor's honor on the line... honestly. | Söz konusu olan savcılık onurun. Dürüst ol. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I'll tell you with my prosecutor's honor on the line. | Sana savcılık onurum üzerine yemin ederim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
We already confirmed that Kang Joong Ho and Jo Sang Taek are linked. | Çoktan Kang Joong Ho ve Jo Sang Taek arasında bağlantı olduğunu bulduk. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Let's arrest Jo Sang Taek first as the one who orchestrated the murder. | O zaman önce cinayeti organize eden Jo Sang Taek'i yakalayalım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
What? I can't catch him with my ability? | Ne? Yeteneklerimle onu yakalayamaz mıyım? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Who are you to look down on me? In front of the prosecutor at that? | Beni nasıl aşağılayabilirsin? Hem de savcının önünde! | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I said I'm sorry. | Üzgün olduğumu söyledim. Niye özür dileyecek şeyler yapıyorsun? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
That's my specialty. Doing something to be sorry for and apologizing right away. | Benim özelliğim bu. Önce kötü bir şey yapar sonra özür dilerim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Woof, woof. That's my specialty, too... acknowledging things right away. | Hav hav. Bu da benim özelliğim. Her şeyi anında kabul ederim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
This is my specialty too: making others feel worn down. | Bu da bir diğer özelliğim: insanları dumur ederim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Such nonsense... I shouldn't mix words with him to begin with... | Saçmalığa bak. En başından bu konuşmayı başlatmamalıydım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I am certain that they'll attack. | Sana saldıracaklarından eminim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Why are you telling me what to do? It's not even your case. | Neden bana ne yapacağımı söylüyorsun? Bu senin davan bile değil. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You said it yourself. | Sen söyledin. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
The reason for you becoming a detective and for me becoming a prosecutor... | Senin bir dedektif, benim de savcı olma nedenim... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
In order to help people who died unfairly to peacefully close their eyes. | ...haksız yere öldürülmüş insanların huzur içinde uyumalarını sağlamak. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You're a good detective. | Sen iyi bir dedektifsin. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Even if you're lacking a little bit. | Biraz eksik yönlerin olsa da. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
This whacko... I shouldn't deal with him. | Deli herif. Bu adamla baş edemiyorum. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Will it really work like that? | Bu gerçekten işe yarayacak mı? Birbirimizle karşılaşmaya devam edelim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
It's me. The warrant for Jo Sang Taek's arrest will be issued. | Benim. Jo Sang Taek için tutuklama emri çıkacak. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Get the arresting team ready and move the witness to a safe place. | Tutuklama ekibini hazır edin ve tanığı güvenli bir yere götürün. Bu haldeyken nasıl gideceğim? Çok utanç verici. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
What kind of relationship do you have between the two of you? | İkinizin arasında nasıI bir ilişki var? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Oh, us? At the level of exchanging text messages. | Biz mi? KarşıIıklı mesajlaşma evresindeyiz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
This is the last time. | Bu seferki son. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
You should clean up your mess before you leave. | Gitmeden önce ortalığı temizlemelisin. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I can't be stepping on crap that you spilled. | Senin pislettiğin yere adım atamam. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I have to hang up. | Kapatmak zorundayım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
It will be hard to get in touch with me from now on. | Şu andan itibaren benimle irtibata geçmen zor olacak. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I'll trust that you'll clean up your mess. | Ortalığı temizleyeceğine güveniyorum. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I am Team Leader Yoo Min Hui of the Violent Crimes Division in Gangnam Police Station. | Ben Gangnam Emniyeti Ağır Suçlar Birimi Takım Lideri Yoo Min Hui. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
The person you are trying to reach is not answering the phone. After the beep, you will be connected to voicemail. | Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Why aren't you answering your phone? I was worried. | Niye telefonunu açmıyorsun? Seni merak ettim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
We are keeping your wife nice and safe so don't worry. | Karın iyi ve güvende. Endişelenme. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Really, we don't want to do this but | Gerçekten bunu yapmayı hiç istemezdik ama... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
President Jo was so worried because you were making too many mistakes. | ...Başkan Jo çok fazla hata yaptığın için endişelendi. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
10 years ago, | 10 yıl önce... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
to have Lee Jang Gwon turned over to the Violent Crimes Unit when I was in Seosan... | ...Lee Jang Gwon Ağır Suçlar Birimi'ne götürülürken ben Seosan'daydım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Weren't you the one signed the request form? | Buradaki imza size ait, değil mi? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
10 years ago, you let Lee Jang Gwon go, and for that, | 10 yıl önce Lee Jang Gwon'u serbest bıraktınız. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
you raised and kept him as your dog to do the killing. | Sonra da sadık bir köpek gibi elinizin altında tutup adam öldürttünüz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
For a person that you don't know, you two look pretty friendly. | Tanışmayan iki insana göre oldukça samimi görünüyorsunuz. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
I don't want to explain it. | Açıklamak istemiyorum. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
What? Don't you know the basics of interrogation? | Ne? Sorgulamanın özelliklerini bilmiyor musun? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Your statements may put you at a disadvantage in court. | Söylediğin şeyler mahkemede aleyhimde delil olarak kullanılabilir. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
put you at a disadvantage in court. | ...mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
to the bastards who kept their mouths shut. | Ağzı sıkı piç kurularını konuşturmak için. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
That is something I used when | Bunu da birini hapse tıkmak için... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
there wasn't enough evidence to put someone in jail. | ...elimde yeterince delil olmadığı zaman yapardım. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
We have a witness. | Bir tanığımız var. Tanık mı? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
That woman didn't see me. | O kadın beni görmedi. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
How did you know the witness is a woman? | Tanığın kadın olduğunu nereden biliyorsun? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Ah... I think it's time I need a lawyer. | Sanırım şu an avukatıma ihtiyacım var. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Who knows the location of the witness? | Tanığın yerini başka kim biliyor? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Detective Pi, you the team leader, and... And? | Dedektif Pi, siz takım lideri ve Ve? | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
so I said that I needed to find out something from the witness. | Ben de tanıkla ilgili bir şey öğrenebilmek için söyledim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Why can't we get in touch with Detective Pi? | Neden Dedektif Pi'yle irtibata geçemedik? Tekrar deneyeceğim. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Take this outside and call the police. | Bunu alıp dışarı çık ve polisi ara. Tamam. | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |
Do you remember the man | Yüzünde maskeyle ölen adamı... | Bogmyeongeomsa-1 | 2015 | ![]() |