• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 8689

English Turkish Film Name Film Year Details
Sarah, you're probably just exhausted... Sarah, muhtemelen çok yorgunsun... Sarah, muhtemelen çok yorgunsun... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...and everything will seem clearer to you in the morning. ...yarın sabah her şeyi daha net göreceksin. ...yarın sabah her şeyi daha net göreceksin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, I don't know. Maybe. Evet, biliyorum. Belki de. Evet, biliyorum. Belki de. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, wait. Sarah, bekle. Sarah, bekle. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hey. Hey. Hey. Hey. Hey. Hey. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, I'm gonna stay with her tonight. Evet, bu gece onunla birlikte kalacağım. Evet, bu gece onunla birlikte kalacağım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, good idea. Evet, iyi fikir. Evet, iyi fikir. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Let me know if you hear from Lukas. Yeah. Eğer Lukas'tan bir haber alırsan beni haberdar et. Eğer Lukas'tan bir haber alırsan beni haberdar et. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I can only come up with one logical explanation. Sadece tek bir mantıklı açıklama yapabilirim. Sadece tek bir mantıklı açıklama yapabilirim. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It's happening again. What do you mean? Bu tekrar oluyor. Ne demek istiyorsun? Bu tekrar oluyor. Ne demek istiyorsun? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Me seeing things that aren't there. Gördüğüm şey orada yoktu. Gördüğüm şey orada yoktu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You know... Bilirsin... Bilirsin... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...maybe it wouldn't be such a bad thing... ...belki tatil için eve gitseydin... ...belki tatil için eve gitseydin... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...if you went home for the holidays. ...bu kadar kötü şeyler olmazdı. ...bu kadar kötü şeyler olmazdı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
This has nothing to do with where I spend the holidays. Bunun tatili nerede geçirdiğimle bir alakası yok. Bunun tatili nerede geçirdiğimle bir alakası yok. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Okay, look. Tamam, bak. Tamam, bak. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, it's been a fucking rough 24 hours... Evet, çok zor bir 24 saat geçirdik... Evet, çok zor bir 24 saat geçirdik... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...but that's all this means. ...fakat hepsi bu. ...fakat hepsi bu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Two days from now, you're gonna be away... İki gün sonra burada olanların... İki gün sonra burada olanların... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...from everything that's happened here. ...hepsinden çok uzaklaşmış olacaksın. ...hepsinden çok uzaklaşmış olacaksın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Relaxing. Rahatla. Rahatla. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Don't worry about this. Bunun için endişe etme. Bunun için endişe etme. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You're fine. Sen iyisin. Sen iyisin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I know you are. İyi olduğunu biliyorum. İyi olduğunu biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Fuck. Si...r! Si... r! Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Jeremy. Jeremy. Jeremy. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Is someone there? Orada biri mi var? Orada biri mi var? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Lukas? Is that you? Lukas? Sen misin? Lukas? Sen misin? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hey, where are you going, man? Lukas? Hey, nereye gidiyorsun, dostum? Lukas? Hey, nereye gidiyorsun, dostum? Lukas? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What the fuck? Bu da ne...? Bu da ne...? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Lukas, mate. Lukas, dostum! Lukas, dostum! Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What the fuck? Bu da ne si.im böyle? Bu da ne si. im böyle? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What the fuck? Bu da ne böyle? Bu da ne böyle? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
That's the worst sound in the world. Bu dünyanın en korkunç sesi. Bu dünyanın en korkunç sesi. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Lindsay, where's your cell phone? Lindsay, telefonun nerede? Lindsay, telefonun nerede? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hey, Jeremy never called. Jeremy hiç aramamış. Jeremy hiç aramamış. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Do you think that means he didn't hear from Lukas? Sence bunun anlamı Lukas'tan hiç haber alamadı mı demek oluyor? Sence bunun anlamı Lukas'tan hiç haber alamadı mı demek oluyor? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Or it was late when he did. Ya da ondan haber aldığında saat çok geçti. Ya da ondan haber aldığında saat çok geçti. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Jeremy? Lukas? Jeremy? Lukas? Jeremy? Lukas? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Hey, it's me. Leave a word, mate. Merhaba, benim. Mesajınızı bırakın. Merhaba, benim. Mesajınızı bırakın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Well, everyone deals with stress in different ways. Herkesin stresle başa çıkma konusunda farklı yolları vardır. Herkesin stresle başa çıkma konusunda farklı yolları vardır. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Some people completely lose interest in sex, while others... Bazı insanlar tamamıyla seks'e olan ilgisini kaybeder, bazıları... Bazı insanlar tamamıyla seks'e olan ilgisini kaybeder, bazıları... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Not my boyfriend. Erkek arkadaşım o gruba girmiyor. Erkek arkadaşım o gruba girmiyor. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
He says sex is the only way he can relieve stress. Stresle baş etmek için seks yapılması gerektiğine inanıyor. Stresle baş etmek için seks yapılması gerektiğine inanıyor. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
If it's affecting your studies... Eğer bu senin derslerini etkiliyorsa... Eğer bu senin derslerini etkiliyorsa... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...you need to tell him there are other ways... ...ona bunun için başka yollarda olduğunu söylemelisin. ...ona bunun için başka yollarda olduğunu söylemelisin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What if he doesn't understand? Peki ya anlamak istemezse? Peki ya anlamak istemezse? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, what do you think I should do? Sarah, sence ben ne yapmalıyım? Sarah, sence ben ne yapmalıyım? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Just be open and honest with your boyfriend. Sadece erkek arkadaşına karşı dürüstçe açıl. Sadece erkek arkadaşına karşı dürüstçe açıl. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
And if he disregards your concerns... Ve eğer düşüncelerinde sana katılmazsa... Ve eğer düşüncelerinde sana katılmazsa... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...then there's a much larger problem with your relationship. ...o zaman ilişkinizle ilgili büyük bir sorun var demektir. ...o zaman ilişkinizle ilgili büyük bir sorun var demektir. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
That's what I was afraid of. Ben de bundan korkuyordum. Ben de bundan korkuyordum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Okay, well, thanks for the advice. Tamam, tavsiyeleriniz için teşekkürler. Tamam, tavsiyeleriniz için teşekkürler. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
That's what we're here for, right, Sarah? Bu yüzden buradayız, değil mi Sarah? Bu yüzden buradayız, değil mi Sarah? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Finals week is stressful so we're doing extra shows this week to help you out. Final haftaları streslidir bu yüzden bu hafta... Final haftaları streslidir bu yüzden bu hafta... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Great. Thank you for listening. We'll be right back. Harika. Dinlediğiniz için teşekkürler. Hemen geri döneceğiz. Harika. Dinlediğiniz için teşekkürler. Hemen geri döneceğiz. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It's okay. It's all right. Sorun değil. Her şey yolunda. Sorun değil. Her şey yolunda. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Wanna take a breather? Yeah. Biraz ara vermek ister misin? Evet. Biraz ara vermek ister misin? Evet. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Come on. Let's take a break. Hadi. Biraz ara verelim. Hadi. Biraz ara verelim. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah. They're around somewhere. Evet. Etrafta bir yerlerdedirler. Evet. Etrafta bir yerlerdedirler. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, I know. Evet, biliyorum. Evet, biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
But, Linds, will you just check in on them? Fakat Linds, onlar odalarında mı diye bir bakar mısın? Fakat Linds, onlar odalarında mı diye bir bakar mısın? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Make sure they're okay. I'm just getting worried. İyi olduklarından emin olmak için. İyice endişelenmeye başladım. İyi olduklarından emin olmak için. İyice endişelenmeye başladım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Yeah, of course I will. Thanks. Evet, tabii ki bakarım. Teşekkürler. Evet, tabii ki bakarım. Teşekkürler. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I gotta go. I'll call you back. Artık kapatmalıyım. Seni daha sonra ararım. Artık kapatmalıyım. Seni daha sonra ararım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I know I've been distracted. Dalgın olduğumu biliyorum. Dalgın olduğumu biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
A couple of my friends are missing and I've... Bir kaç arkadaşım kayboldu ve... Bir kaç arkadaşım kayboldu ve... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I've been seeing things again. ...o şeyi tekrar görmeye başladım. ...o şeyi tekrar görmeye başladım. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
What kind of things? Ne tür şeyler? Ne tür şeyler? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
The night Audrey died was the first time I saw the Boogeyman. İlk kez Audrey'in öldüğü gece gördüğüm karabasan. İlk kez Audrey'in öldüğü gece gördüğüm karabasan. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah... I know what you're gonna say. Sarah... Ne söyleyeceğini biliyorum. Sarah... Ne söyleyeceğini biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
This is not about the Boogeyman. Bu karabasanla ilgili bir durum değil. Bu karabasanla ilgili bir durum değil. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Audrey dying the same way my mom died, I know. Audrey annemin öldüğü şekilde öldü, bunu biliyorum. Audrey annemin öldüğü şekilde öldü, bunu biliyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
This is about your guilt. Bu senin suçluluk duygunla alakalı. Bu senin suçluluk duygunla alakalı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
It's always been about the guilt. Bu her zaman suçluluk duygusuyla alakalıydı. Bu her zaman suçluluk duygusuyla alakalıydı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You blame yourself for not preventing your mother's suicide. Annenin intiharını engel olamadığın için kendi kendini suçladın. Annenin intiharını engel olamadığın için kendi kendini suçladın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You think I blame myself for Audrey too? Sence Audrey'in ölümü içinde mi kendimi suçluyorum? Sence Audrey'in ölümü içinde mi kendimi suçluyorum? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
A lot of those guilty feelings came bubbling back up to the surface. Suçluluk duygun tekrar ortaya çıkmak için kabardı. Suçluluk duygun tekrar ortaya çıkmak için kabardı. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I wish I'd taken Audrey more seriously. Audrey'i daha ciddiye almayı dilerdim. Audrey'i daha ciddiye almayı dilerdim. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
By believing in the Boogeyman? Karabasana inanarak mı? Karabasana inanarak mı? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Validating her fear by making it your own? Sendeki karabasan korkusunu onaylayarak mı? Sendeki karabasan korkusunu onaylayarak mı? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, you're not afraid of the Boogeyman. Sarah, senin karabasan korkun yok. Sarah, senin karabasan korkun yok. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You're afraid of the guilt. Of what it's capable of. Sende suçluluk duygusu korkusu var. Onun etkisi altındasın. Sende suçluluk duygusu korkusu var. Onun etkisi altındasın. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Guilt that you've never completely come to terms with. Suçluluk asla tam olarak hesaplaşamadığın bir duygu. Suçluluk asla tam olarak hesaplaşamadığın bir duygu. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
So I'm going cray because I'm afraid of going cray? Yani benim delirme korkum olduğu için mi deliriyorum? Yani benim delirme korkum olduğu için mi deliriyorum? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
That's what you're saying? You're not cray. Bunu mu demek istiyorsun? Sen deli değilsin. Bunu mu demek istiyorsun? Sen deli değilsin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Either I'm cray or the Boogeyman is real. Ya ben deliyim ya da karabasan gerçek. Ya ben deliyim ya da karabasan gerçek. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
And right now, I don't know which one is worse. Ve şimdi hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyorum. Ve şimdi hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
They're the same fear. Bunların ikisi de aynı korkudur. Bunların ikisi de aynı korkudur. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Sarah, once you face it... Sarah, bir kere onunla yüzleşti mi... Sarah, bir kere onunla yüzleşti mi... Boogeyman 3-1 2008 info-icon
...you'll find that neither of those things will bother you anymore. ...artık onlardan hiçbirinin seni korkutmadığını göreceksin. ...artık onlardan hiçbirinin seni korkutmadığını göreceksin. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
This is ridiculous. Bu çok saçma. Bu çok saçma. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
I don't believe in you. Sana inanmıyorum. Sana inanmıyorum. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You don't exist. Sen yoksun. Sen yoksun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You don't fucking exist. Sen yoksun. Sen yoksun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
You really are going cray. Sen gerçekten kafayı yiyorsun. Sen gerçekten kafayı yiyorsun. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Jeremy? Jeremy? Jeremy? Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Help me. Help me, please. Yardım et! yardım et, lütfen! Yardım et! yardım et, lütfen! Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Help me. Tell me what to do. Yardım et! Ne yapmam gerektiğini söyle. Yardım et! Ne yapmam gerektiğini söyle. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
Get me out. Çıkar beni. Çıkar beni. Boogeyman 3-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 8684
  • 8685
  • 8686
  • 8687
  • 8688
  • 8689
  • 8690
  • 8691
  • 8692
  • 8693
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact