Search
English Turkish Sentence Translations Page 183867
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Where's Hayakawa? | Hayakawa nerede? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
He's preparing a meal for us. | Bize yemek hazırlıyor. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Captain wants to depart once we eat. | Yüzbaşım yemek yer yemez çıkmamızı istiyor. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Depart? | Çıkmamızı mı? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
In all of this? | Bunların arasından mı? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Looks like there's a car. | Bir araba var gibi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
The inn owner had the keys. | Otel sahibinde anahtarları vardır. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Mr. Hayakawa, you're a good cook. | Bay Hayakawa, iyi bir aşçısınız. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
My family runs a restaurant back home. | Ailem memlekette lokanta işletiyordu. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You talk about yourself as if you're a third person. | Kendinizden üçüncü şahıs gibi bahsediyorsunuz. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Oh, is that strange? | Tuhaf bir şey mi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
No, it's sooooo cute! | Hayır, çok hoş! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Ow, it's hot. | Çok sıcak. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
There. | Baksana. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, you will protect me, won't you? | Beni koruyacaksın, değil mi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
If you do... | Eğer korursan... | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Well, then... | Pekâlâ, öyleyse... | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I'd like your autograph on my cd. | ...cd'mi imzalamanı istiyorum. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Is that all you want? | Bütün istediğin bu mu? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Then, will you autograph my body too? | Sonra, sen de benim vücudumu imzalar mısın? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Your body? | Vücudunu mu? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You've got a fine pen right here, don't you? | Güzel bir kalemin vardır, değil mi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Stop it, bastard! Hold it! Hold it! | Kes şunu pis herif! Kıpırdama, kıpırdama! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I'm gonna fuckin' kill you! | Seni geberteceğim lan! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
What's wrong with you? So stupid! | Senin neyin var be? Ne salak herifsin! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Wait a minute now. Calm down. | Bir dakika bekleyiver. Sakin ol. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Damn you, you said you'd be my woman! | Kahretsin, benim kadınım olacağını söylemiştin! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Don't be so rash, okay? | O kadar da aceleci olma, tamam mı? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Exhale, inhale... Exhale, inhale... | Nefes ver, nefes al... Nefes ver, nefes al... | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
'Cause you're so wimpy! | Ne kadar da çıtkırıldımsın! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Please don't say anything like that! | Lütfen öyle söyleme! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I like Mr. Hayakawa much better. | Bay Hayakawa'yı çok daha fazla seviyorum. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Making a fool out of me! | Beni rezil ediyorsun! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Calm down, okay? Calm down. Give me your gun. | Sakin ol, tamam mı? Sakin ol. Silahını bana ver. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I'm gonna kill you all! | Hepinizi geberteceğim! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hayakawa, you're going too far. | Hayakawa, çok ileri gidiyorsun. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
He's got a high fever. | Ateşi yükselmiş. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hayakawa, give me a hand. | Hayakawa, yardım et bana. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Let's carry him to the couch over there. | Şuradaki kanepeye taşıyalım. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You've got something to say? Say it. | Söyleyecek bir şeyin mi var? Söyle haydi. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Then, why do you look at me in a condescending way? | Öyleyse, neden bana öyle küçümseyerek bakıyorsun? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Remember this: | Şunu sakın unutma: | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I hate women like you! | Senin gibi kadınlardan nefret ederim! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
What happened to him? | Neyi var? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
He may have been infected by something. | Bir şeyden virüs kapmış olabilir. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Gee, you've become ugly. | Tanrım, ne çirkin olmuşsun. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You can't even walk outside. | Sokakta bile yürüyemezsin böyle. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Why don't you die? | Neden ölmüyorsun? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Guess you're already dead. | Sanırım, zaten ölüsün bile. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hold him down! | Onu zapt edelim! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Come and help us. | Gel de bize yardım et. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I hope Mr. Hayakawa will come back soon. | Umarım, Bay Hayakawa birazdan döner. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Mr. Hayakawa! | Bay Hayakawa! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Oh, Hitomi. | Ah, Hitomi. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Oh. Captain. | Yüzbaşım buyrun. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Thank you for your autograph. | İmzan için teşekkürler. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
We're low on ammunition. | Cephanemiz azaldı. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
But pick something other than the hand guns that you can use. | Kullanmak için silahlardan farklı bir şeyler bulun. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You can wield any weapon well. | Her türlü silahı kullanabilirsiniz. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
What do you know about me? | Hakkımda neler biliyorsun? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Who am I? | Ben kimin? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Yuri, is something wrong? | Yuri, bir sorun mu var? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I can't remember anything. | Hiç bir şey hatırlamıyorum. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I just realized a moment ago that I don't remember anything prior to this exercise. | Az önce, tatbikat öncesine ait hiç bir şey hatırlamadığımın farkına vardım. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Sometimes I get flashbacks of me being operated upon. | Bazen, üzerimde çalışıldığına dair anılar hatırlıyorum. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I think you were there. | Sanırım, sen de oradaydın. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You banged your head and you're a little confused, I think. | Kafanı çarptın ve biraz aklın karıştı, sanırım. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, man eating zombies! | Hey, insan yiyen zombiler! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Over here! Over here! Over here! | Buraya! Buraya! Buraya gelin! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Over here! Come here! | Buraya gelsenize! Buraya gelin! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Come on, gather around! | Haydi, toplanın! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, over here, all of you! | Hey, buraya gelin, hepiniz de! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Come around! | Toplanın! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, don't I look delicious? | Hey, enfes görünüyorum, değil mi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, right here. Gather around now. | Hey, buraya gelin. Toplanın haydi. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I look delicious, don't I? Good, they're all coming here. | Enfes görünüyorum, değil mi? Güzel, hepsi de buraya geliyor. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, over here, look. Come here. | Hey, buraya bakın. Buraya gelin. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, come closer, gather around. | Hey, yaklaşın, toplanın. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, gather around. | Hey, toplanın. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Good. You in the back too. | Güzel. Sen de gel. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
That's it. I taste good. | İşte oldu. Çok lezzetliyimdir. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
It's prime meat. | Enfes etim vardır. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Hey, hey, come closer. | Hey, hey, yaklaşın. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
That's it. Good. | İşte böyle. Güzel. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Come closer, come closer now. | Yaklaşın, yaklaşın haydi. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
There. Ta da! Hayakawa san, look, don't I look cool? | Bak. İşte! Hayakawa, bak, harika görünüyorum, değil mi? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
You look cool. | Harika görünüyorsun. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
That's dangerous. | Çok tehlikeli bu. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
That's dangerous. That's really dangerous. | Çok tehlikeli. Gerçekten çok tehlikeli. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Please give that to me. | Lütfen, onu bana ver. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
First, we must move the infirmed. Please help me. | Önce, hastayı götürmeliyiz. Lütfen bana yardım ediver. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
I don't wanna. Let's leave that fool alone. | Ben istemiyorum. Lütfen, o salağı kendi başına bırak. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
But we can't do that. | Ama bunu yapamayız. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Please. Why don't we sit and talk right here instead? | Lütfen. Neden oturup burada konuşmuyoruz? | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Clamp! | Sıkıştırdım seni! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Any kind of topic. | Her türlü konuda. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Tell me a story you know. | Bildiğin bir hikayeyi anlat. | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
All right! All right! | Pekâlâ! Pekâlâ! | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
A story... | Bir hikaye... | Zonbi jieitai-1 | 2006 | |
Have you ever heard about the ghost of a young general... | Ormanında dolaşıp duran İmparatorluk Ordusu'ndan... | Zonbi jieitai-1 | 2006 |