Search
English Turkish Sentence Translations Page 4230
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Last time we spoke | En son konuştuğumuzda... | Annabelle-1 | 2014 | |
| Having, uh, h Had a little distance i am... | Biraz zaman geçmesini istedim... | Annabelle-1 | 2014 | |
| W Well, i I realized i could use some Some closure. | Ve buna bir son vermek istediğimi fark ettim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I mean, there | Yani ortada cevapsız kalan birçok soru var. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I understand. | Anlıyorum. Higgins dosyası ile ilgili elimde ne varsa getirdim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| That's annabelle there. | Bu Annabelle. Higgins ailesinin kızı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| That was, clearly, taken | Fotoğrafın o tarikata katılmadan önce çekildiği kesin. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Looks a lot different than the last time you saw her, | Onu en son gördüğünüzden çok farklı görünüyor, değil mi? | Annabelle-1 | 2014 | |
| This cult that she was in... | Girdiği tarikatı... Daha derin incelediniz mi? | Annabelle-1 | 2014 | |
| For what, specifically? | Özellikle ne için? Bilmiyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| There must have been some motive for their attacks. | Saldırılarının bir amacı olmalı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| crazy people do crazy things. | Çılgın insanlar çılgınca şeyler yaparlar. Çılgınca şeyler, biliyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| They didn't think they were crazy. | Çılgın olduklarını düşünmezler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| They had to have had a reason. | Bir amaçları olması gerek. | Annabelle-1 | 2014 | |
| After a little more digging, i did find | Biraz araştırdıktan sonra eylemlerinin dinle alakası olmadığını öğrendim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| That they were... | Aslında onlar... | Annabelle-1 | 2014 | |
| They were actually trying to conjure something up. | Bir şey çağırmaya çalışıyorlarmış. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Like Like what? | Ne gibi? Şeytan, iblisler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| The tooth fairy. I don't know specifically. | Diş perisi. Tam olarak bilmiyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| It doesn't really matter anywa | O kadar da önemli değil zaten... Neden? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Well, because this is all just a bunch A hocus Pocus. | Çünkü bunlar bir takım hokkabazlıktan başka bir şey değil. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Ma'am... | Hanımefendi... Bunlar vicdansız kişiler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| They were probably hopped up on god knows what, | Tanrı bilir belki de sarhoştular... | Annabelle-1 | 2014 | |
| And it made 'em see and do all sorts A terrible things. | ...ve bazı şeyleri görüp, duydular ve bu korkunç şeyleri yaptılar. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Does this mean anything to you? | Bu sana bir şey ifade ediyor mu? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Have you ever heard the expression: | Şu sözü hiç duydunuz mu? "Bazen sigara sadece bir sigaradır?" | Annabelle-1 | 2014 | |
| Then you wo Won't mind if i, uh, keep this one for myself. | O zaman bunlardan birini almam sorun olmaz. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Um, and one more thing... | Bir şey daha var... Bu tarikatın bir ismi var mı? | Annabelle-1 | 2014 | |
| They called themselves "the disciples of the ram. " | Kendilerine "Koçun Müritleri" diyorlar. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Hello again. | Yeniden merhaba. Yardımcı olabileceğim bir şey var mı? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Oh, no, no, no. | Hayır, hayır, hayır. Sadece bakıyordum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I just learned something. | Şimdi bir şey öğrendim. Çok kötü bir yalancısın. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Now... | Şimdi... Ne arıyorsun bakalım? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Maybe i'll come back. I | Sonra gelsem iyi olacak. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Mia. | Mia. Ben yaşlı birisiyim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Which means there's very little that surprises me anymore. | Bu da beni şaşırtacak çok az şey var demektir. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And if it does, i'm too tired to show it. | Şaşırtsa bile gösteremeyecek kadar yorgunum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Now, you gonna tell me? Or we just | Söyleyecek misin? Yoksa buna... | Annabelle-1 | 2014 | |
| I think my family's being haunted by a A ghost. | Sanırım aileme bir hayalet dadandı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Aisle four. Follow me. | Dördüncü koridor. Beni takip et. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I I I know it sounds crazy, | Kulağa çılgınca geliyor biliyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| The ghost of this girl haunting us, | Bu kızın bize dadanması falan ama ben sadece... | Annabelle-1 | 2014 | |
| No crazier than the red sea parting. | Kızıl Deniz'in ikiye ayrılması kadar çılgınca değil. | Annabelle-1 | 2014 | |
| To nonbelievers, it's all crazy. | İnanmayanlara göre bunların hepsi çılgınlık. | Annabelle-1 | 2014 | |
| So you believe in this stuff? | Sen bunlara inanıyorsun yani? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Let's just say that i've had | Hayatımda birkaç kez başıma geldi diyelim... | Annabelle-1 | 2014 | |
| That have helped me to keep an open mind. | ...ve bunlar gözümü iyice açmamı sağladı. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I don't particularly think what you're experiencing | Başına gelen şeyin bir kız hayaleti olduğunu pek sanmıyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Why not? | Neden? Hayaletler belli yerlere dadanırlar. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Usually where something terrible has happened. | Genellikle çok korkunç bir olayın olduğu yerlere. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Like your old house. | Senin eski evin gibi. | Annabelle-1 | 2014 | |
| But we moved and it And it's still happening. | Ama biz taşındık ve hâlâ devam ediyor. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Which is why i don't think it's a ghost. | İşte bu yüzden hayalet olduğunu sanmıyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| But now, that cult? | Ama şu tarikat var ya? | Annabelle-1 | 2014 | |
| You said that they were trying to summon something. | Bir şey ortaya çıkarma peşindeler demiştin. | Annabelle-1 | 2014 | |
| From what i've read in the past, | Geçmişte okuduklarıma göre bu tarikatlar... | Annabelle-1 | 2014 | |
| They summon inhuman spirits. | İnsan olmayan ruh çağırırlar. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Something that's never existed in the flesh. | Hiçbir zaman ete kemiğe bürünmemiş bir şey. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Demons. | İblisler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| What What do they want? | Neyin peşindeler peki? Bir ruhun. | Annabelle-1 | 2014 | |
| And they won't stop until they get one. | Ele geçirene kadar da durmazlar. | Annabelle-1 | 2014 | |
| What do i What do i do? | Peki ben ne yapacağım? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Hopefully, the answer is in one of these books. | Umarım cevabı bu kitapların içindedir. | Annabelle-1 | 2014 | |
| My daughter, ruby. | Kızım Ruby. | Annabelle-1 | 2014 | |
| She passed away when she was about your age. | Senin yaşlarında vefat etmişti. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I I'm sorry. | Çok üzüldüm. | Annabelle-1 | 2014 | |
| So... | Ben de... | Annabelle-1 | 2014 | |
| But as i lay there, waiting for it all to end... | Ama orada öylece yatıp her şeyin sona ermesini beklerken... | Annabelle-1 | 2014 | |
| I heard her voice. | Onun sesini duydum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| That god had another purpose for me. | Tanrı'nın benim için başka bir amacı olduğunu. | Annabelle-1 | 2014 | |
| You, too have a purpose, mia. | Senin de bir amacın var Mia. Aileni korumak. | Annabelle-1 | 2014 | |
| So don't think you're crazy for trying to do that. | Bu yüzden aileni korumaya çalışmanın çılgınlık olduğunu düşünme. | Annabelle-1 | 2014 | |
| You do what you think is right. | Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap. | Annabelle-1 | 2014 | |
| You do what you have to do. | Yapmak zorunda olduğunu yap. | Annabelle-1 | 2014 | |
| "The devil preys on the weak and the vulnerable. " | "Şeytan zayıfların ve savunmasızların peşindedir." | Annabelle-1 | 2014 | |
| "Seeking to devour their souls"... | "Ruhlarını yok etmek..." | Annabelle-1 | 2014 | |
| "To perform incantations"... | "Büyüler yapmak..." | Annabelle-1 | 2014 | |
| "Spilling the blood of kin. " | "Akraba kanı dökmek... " | Annabelle-1 | 2014 | |
| "Spilling the blood of an innocent. " | "Masum kanı dökme peşindedir. " | Annabelle-1 | 2014 | |
| But how do i stop it? | Peki bunu nasıl durduracağım? | Annabelle-1 | 2014 | |
| Come here, baby. Come here, baby. | Buraya gel, bebeğim. Buraya gel, bebeğim. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Help us. You gotta help us, john. You | Bize yardım et. Bize yardım etmelisin John. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Thank you for coming, father. | Geldiğiniz için teşekkürler Peder. Ne demek. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I'll take your coat. | Ceketinizi alayım. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Mia, this doll, may i see it? | Mia, şu oyuncak bebeği görebilir miyim? | Annabelle-1 | 2014 | |
| john got rid of her. | John ondan kurtulmuştu. Çalıştım. | Annabelle-1 | 2014 | |
| There she was, at the bottom of one of our last boxes. | Son kutularımızın birinin dibindeydi. | Annabelle-1 | 2014 | |
| I still don't understand what the doll has to do | Bu oyuncağın sözde iblisle ne alakası var hâlâ anlamıyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Demons can sometimes use objects as conduits | İblisler bazen eşyaları amaçlarına ulaşmak için bir kanal gibi kullanabilirler. | Annabelle-1 | 2014 | |
| "Their desired goal"? | "Amaçları mı?" | Annabelle-1 | 2014 | |
| Our souls, john. | Ruhlarımız, John. | Annabelle-1 | 2014 | |
| That's why it's after leah. | Bu yüzden Leah'ın peşinde. Ruhunu istiyor. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Demons can't just take souls, mia. | İblisler ruh alamazlar, Mia. | Annabelle-1 | 2014 | |
| A soul needs to be offered to the demon | İblisin bir ruhu alabilmesi için önce ona sunulması gerekir. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Well, i don't plan on offering my soul anytime soon. | Yakın zamanda ruhumu sunmayı düşünmüyorum. | Annabelle-1 | 2014 | |
| The devil is the father of lies. | Şeytan yalanların babasıdır. | Annabelle-1 | 2014 | |
| Demons are his manipulators. | İblisler ise onun manipülatörleridir. Hiç kimse ruhunu vermek istemez. | Annabelle-1 | 2014 | |
| H H H H How do we get rid of it? | Peki nasıl kurtuluruz? | Annabelle-1 | 2014 | |
| H H H How do we stop it from coming back? | Geri gelmesini nasıl engelleriz? | Annabelle-1 | 2014 | |
| I don't know. Not yet. | Bilmiyorum. Henüz. | Annabelle-1 | 2014 |