Search
English Turkish Sentence Translations Page 669
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hey! Give it to me. | Ver onu bana. | 4321-1 | 2010 | |
| Calm it. | Depreşme. | 4321-1 | 2010 | |
| She's got a panic room. Oh, my God. | Kızın panik odası varmış. Aman Tanrım. | 4321-1 | 2010 | |
| I can't believe it, a panic room. Sick. | İnanamıyorum, panik odası. Çok manyak ya. | 4321-1 | 2010 | |
| I know. A bit like James fucking Bond. | Öyle vallahi. Soktumun James Bond'undaki gibi. | 4321-1 | 2010 | |
| Be carefuI, babe. | Dikkatli ol, bebeğim. | 4321-1 | 2010 | |
| Toilet, TV, phone. Even I'm impressed. | Tuvalet, televizyon, telefon. Ben bile etkilendim. | 4321-1 | 2010 | |
| It's like a giant fucking mini bar. | Bu da koca, lanet bir mini bar gibi. | 4321-1 | 2010 | |
| This is wicked. Look at the shoes though, babe. | Bu çok süper. Ayakkabılara bak, bebeğim. | 4321-1 | 2010 | |
| These are banging. Look. What are they? | Yakıyorlar ya. Baksana. Bunlar ne böyle? | 4321-1 | 2010 | |
| Oh, my God, they're Gino, yeah? It's pretty cooI. | Aman Tanrım bunlar Gino, değil mi? Bu çok havalı. | 4321-1 | 2010 | |
| Yep. Oh, my God, these are really hot, you know. | Evet, Tanrım bunlar gerçekten harika. | 4321-1 | 2010 | |
| ManueI! | Manuel! | 4321-1 | 2010 | |
| Fucking bitches, see you. Don't be... No! | Kaltaklar, görüşürüz! Yapma... hayır! | 4321-1 | 2010 | |
| Suck my dick! | Gel de benimkini yala! | 4321-1 | 2010 | |
| who's your fucking daddy now, you fucking whores? | Lanet olası babanız kim şimdi, sizi lanet fahişeler! | 4321-1 | 2010 | |
| He really is an arsehole. | O harbiden götleğin teki. | 4321-1 | 2010 | |
| Yeah, man. Yeah, yeah, yeah, I got them. | Evet, dostum. Evet, evet, evet, bende. | 4321-1 | 2010 | |
| No, no, no. I ain't at home. I'm somewhere much better. | Hayır, hayır. Evde değilim. Evden çok daha iyi bir yerdeyim. | 4321-1 | 2010 | |
| Can't you just call Cass? | Cass'ı arayamaz mısın? | 4321-1 | 2010 | |
| I can't call Cass 'cause I stole her keys, all right? | Cass'ı arayamam, Çünkü onun anahtarlarını çalıp buraya girmiştim tamam mı? | 4321-1 | 2010 | |
| Dillon, you're late. I don't like it. | Dillon, geç kaldın. Bundan hoşlanmadım. | 4321-1 | 2010 | |
| I should say that shit. You're late. | Bunu ona söylemeliyim. Geç kaldın. | 4321-1 | 2010 | |
| Did you really need to do that? | Gerçekten bunu yapman lazım mıydı? | 4321-1 | 2010 | |
| What? I drank a lot. I needed to pee. | Ne var? Çok içtim, işemem gerekiyordu. | 4321-1 | 2010 | |
| We're in love, this shouldn't even be an issue. | Biz aşığız, bu bizim için sorun olmamalı. | 4321-1 | 2010 | |
| Where's the porn? | Porno nerede? | 4321-1 | 2010 | |
| Porn. | Porno. | 4321-1 | 2010 | |
| He's up. | Kalktı. | 4321-1 | 2010 | |
| You got the things, yeah? | Mal sende değil mi? | 4321-1 | 2010 | |
| They all there? | Hepsi burada mı? | 4321-1 | 2010 | |
| Do I look stupid? | Salağa mı benziyorum? | 4321-1 | 2010 | |
| Raas! | Vay! | 4321-1 | 2010 | |
| Man, whose place is this? It's no one important. | Dostum, kimin bu ev? Önemli birinin değil. | 4321-1 | 2010 | |
| Hey, you boys know anyone who wants to party today, you send them here, yeah? | Bugün parti yapmak isteyen birileri olursa, onları buraya yollayın, tamam mı? | 4321-1 | 2010 | |
| Yeah. Come on, let's go. | Peki. Hadi, gidelim. | 4321-1 | 2010 | |
| Fuck. | Sikeyim. | 4321-1 | 2010 | |
| I don't know. Come on, Kerrys, think. | Bilmiyorum. Hadi, Kerrys düşün. | 4321-1 | 2010 | |
| Birthday. | Doğum günü. | 4321-1 | 2010 | |
| I can't believe you stole her keys. | Onun anahtarlarını çaldığına inanamıyorum. | 4321-1 | 2010 | |
| I was thinking of us. Jealous. | Bizi düşünüyordum. Kıskançtın. | 4321-1 | 2010 | |
| Sure you were. What's that supposed to mean? | Kesin öyledir. Bu da ne anlama geliyor? | 4321-1 | 2010 | |
| How are we gonna get out now? | Şimdi nasıl çıkacağız buradan? | 4321-1 | 2010 | |
| I'll crack this thing if it's the last thing I do. I'll just start from the beginning, innit? | Yapacağım son şey de olsa bu şifreyi açacağım. | 4321-1 | 2010 | |
| Zero, zero, zero, one. | Sıfır, sıfır, sıfır, bir. | 4321-1 | 2010 | |
| No. Zero, zero, zero, two. No. | Hayır. Sıfır, sıfır, sıfır, iki. Hayır. | 4321-1 | 2010 | |
| You awake? | Uyanık mısın? | 4321-1 | 2010 | |
| What's them vibrations? | Bu titreşimler ne böyle? | 4321-1 | 2010 | |
| My will to live disappearing. | Ortadan kaybolma arzum. | 4321-1 | 2010 | |
| Probably planes. Flight path, innit? Can you just call Cass, please? | Muhtemelen uçaktır. Uçuş pateni falandır. Sen Cass'ı bir ara lütfen. | 4321-1 | 2010 | |
| And say what? Sorry, but I stole your flat for the weekend. | Sonra ne diyeyim? Üzgünüm, hafta sonu düzüşmek için anahtarınızı çaldım. | 4321-1 | 2010 | |
| And I'm locked in your panic room? | Ha bir de panik odasında kilitli kaldım mı? | 4321-1 | 2010 | |
| Yes, yes, yes. | Evet, evet, evet. | 4321-1 | 2010 | |
| Oh, God. | Tanrım. | 4321-1 | 2010 | |
| This is your fault. You brought him here. | Bu senin hatan. Onu buraya sen getirdin. | 4321-1 | 2010 | |
| My fault? We wouldn't be here if you could have a decent conversation | Benim hatam mı? Eğer babanla biraz daha terbiyeli konuşsaydın... | 4321-1 | 2010 | |
| with your dad without mouthing off. He's not my dad. | ...ve çeneni kapasaydın burada olmazdık. O benim babam değil. | 4321-1 | 2010 | |
| Then why do you wind him up all the time | O zaman niye onunla sürekli konuşuyorsun da... | 4321-1 | 2010 | |
| and make him shout at you like he is? Because I wish he was. | ...hep böyle kendine bağırttırıyorsun? Çünkü o keşke babam olsa diyorum. | 4321-1 | 2010 | |
| Hi, Cass. You all right? | Selam, Cass. İyi misin? | 4321-1 | 2010 | |
| Long story, but I'm kind of locked in your panic room. | Uzun hikaye, ama panik odanda kilitli kaldım. | 4321-1 | 2010 | |
| what the fuck are you doing there? I stole your keys. | Orada ne bok yiyorsun? Anahtarlarını çaldım. | 4321-1 | 2010 | |
| what? Code please? | Ne? Şifre, lütfen? | 4321-1 | 2010 | |
| Four, three, two, one. | Dört, üç, iki, bir. | 4321-1 | 2010 | |
| That's it? That's a stupid code. Thanks, bye. | Bu mu? Ne aptal bir şifre. Teşekkürler, görüşürüz. | 4321-1 | 2010 | |
| Four, three, two, one. Can you believe it? | Dört, üç, iki, bir. Buna inanabiliyor musun? | 4321-1 | 2010 | |
| Now to get these fuckers out. | Hadi şimdi şu malların kıçına tekmeyi basalım. | 4321-1 | 2010 | |
| Get out. | Def olun! | 4321-1 | 2010 | |
| Kerrys, sword, a bit dangerous, no? | Kerrys, kılıç biraz tehlikeli değil mi? | 4321-1 | 2010 | |
| Out, get out. Move. | Dışarı, çıkın! Kımıldayın! | 4321-1 | 2010 | |
| Get out. Get out. | Çıkın dışarı. Çıkın! | 4321-1 | 2010 | |
| Move. | Kımıldayın! | 4321-1 | 2010 | |
| Get out. Now! | Dışarı. Hemen! | 4321-1 | 2010 | |
| Hey, Cass. What time's it in New York? | Selam, Cass. New York'ta saat kaç? | 4321-1 | 2010 | |
| i hope you cleaned up. Yeah, yeah, yeah. | Evi temizledin inşallah. Evet, evet. | 4321-1 | 2010 | |
| It's spotless. | Tertemiz. | 4321-1 | 2010 | |
| Did you get the note? Note? | Notumu aldın mı? Not mu? | 4321-1 | 2010 | |
| Oh, yeah, read it. I read it. It's wow, it's... Yeah. | Evet, okudum. Okudum. Not, vay... Evet. | 4321-1 | 2010 | |
| Yeah, see you later. All right, bye. | Tamam, görüşürüz. Pekala, görüşürüz. | 4321-1 | 2010 | |
| Yeah, she says she's got a note from your mum? But | Evet, annenden bir not olduğunu söyledi. Ama... | 4321-1 | 2010 | |
| she sent it to me. Bye. | Bana göndermiş. Görüşürüz. | 4321-1 | 2010 | |
| It's your brother's birthday. | Bugün kardeşinin doğum günü. | 4321-1 | 2010 | |
| Sorry, Dad. | Üzgünüm, baba. | 4321-1 | 2010 | |
| Well, what have I done to deserve this? | Pekala, bunu hak edecek ne yaptım? | 4321-1 | 2010 | |
| When you do these things, it hurts. | Bunları yaptığın zaman, beni kırıyorsun. | 4321-1 | 2010 | |
| I want you to love me, Dad. | Beni sevmeni istedim, baba. | 4321-1 | 2010 | |
| I want to know | ...bana baktığın zaman, bir utanç görmediğini... | 4321-1 | 2010 | |
| that when you look at me, you don't see an embarrassment. | ...kızını gördüğünü... | 4321-1 | 2010 | |
| You see your daughter. | ...bilmek istiyorum. | 4321-1 | 2010 | |
| We had ManueI when we were young. | Manuel'i genç yaşımızda yaptık. | 4321-1 | 2010 | |
| I was a bad husband. | Kötü bir kocaydım. | 4321-1 | 2010 | |
| So, your mother, she left me, | Bu yüzden, annen benden ayrıldı... | 4321-1 | 2010 | |
| and when I saw her again, a year later, | ...ve bir yıl sonra onu görünce... | 4321-1 | 2010 | |
| she was already pregnant with you. | ...sana çoktan hamileydi. | 4321-1 | 2010 | |
| The other guy, your biologicaI father, he was gone. | Diğer adam, senin biyolojik baban gitmişti. | 4321-1 | 2010 | |
| But I knew | Ama bir aptal gibi davranmış olduğumu biliyordum. | 4321-1 | 2010 | |
| I was at your birth. | Doğumunda yanındaydım. | 4321-1 | 2010 | |
| I am your reaI father. | Ben senin gerçek babanım. | 4321-1 | 2010 | |
| And you are my little girI. | Ve sen de benim küçük kızımsın. | 4321-1 | 2010 | |
| Just promise me you'll be a good girI. | Bana iyi bir kız olacağına söz ver. | 4321-1 | 2010 |